29 Ocak 2020 Çarşamba

Hakkımızda HAKKI çok olana !

Anıt mezarda yatman için,
"Vatan" için  karış karış dolaşacaksın yurdu.
Tatlı can pahasına, kellen koltukta.
___/
Anıt mezarda yatman için,
Düşman çizmesi ezmişse vatanı.
İneceksin savaşın meydanına.
___/
Anıt mezarda yatman için,
Budayacaksın işgalde ki Ata çınarını
Bağımsızlık açtıracaksın tazecik dallarında.
___/
Anıt mezarda yatman için,
Cephane taşıyan yurdunun kadınları gelecek aklına.
Medeni kanun ile taçlandıracaksın onları omuzlarda.
___/
Anıt mezarda yatman için.
Fabrika  kuracaksın, uçak yapıp göklerde.
Demir yolları serpiştireceksin dört bir yana.
___/
Anıt mezarda yatman için,
Traktör, koyun, keçi her ne varsa yerli.
En önemlisi köylüyü efendi yapacaksın öğün sofranda.
___/
Anıt mezarda yatman için,
Çocuklara yaşam, gençlere umut verip
Memleketi emanet edeceksin pırıl pırıl yarınlara.
___/
Anıt mezarda yatman için,
Tamah etmeyeceksin mala mülke altına paraya.
Servetini bir kalemde bağışlayacaksın yurduna.

***

İki kulaç toprak altında yatmak değil ölüp yitip gitmek.
"Anıt"  "ebediyetlik" değil uzanıp boylu boyunca.
Unutulmak aslında en büyük ölmek bu dünyada
Yaşamak, Anılmak her anda
Yaşamak, Doğabilmek
Milyonlarca yürekte,
Her yeni gün başlangıçlarında.

Levent ÖZCAN

23 Ocak 2020 Perşembe

Uğur Mumcu

her şey aynı uğur mumcu.
soğuk ocağın 23 ncü gecesi
her şey aynı uğur mumcu.
bu gece katledilişinin arifesi.

her şey aynı uğur mumcu.
dağ başları yine kalleşler yolu
her şey aynı uğur mumcu.
rabıtayı geç, Fetö darbe doğurdu.

her şey aynı uğur mumcu.
hizbullahçılara yenileri eklendi.
her şey aynı uğur mumcu.
Atatürk'ün devrim yolu epeyce unutuldu.

her şey aynı uğur mumcu.
kırık kalemler birer birer parmaklar ardında
her şey aynı uğur mumcu.
mollalar bilim adamları oldu.

bizde de her şey aynı uğur mumcu.
okumuyoruz, fikir üretemiyoruz!
emekten artış, terden sermaye hala yok  uğur mumcu.
bomba riskiyle değil ama ,
işte, karambole yaşayıp gidiyoruz.

soğuk ocağın 23 ncü gecesinde
katledilişinin arifesinde.

Levent Özcan.

11 Ocak 2020 Cumartesi

Efem



Efelik "yoksulun" sesi olmak
dağlarda
Kavi olmak, kaşlarını çatmak
Kafa tutmak.
Bir türlü doymak bilmeyen
Zorbanın en başına!

"Zeybek" ritim de aksak,
"Zeybek" harekette durgun olsa da.
Efelik mertlik işidir.
"Kaypakça" kıvırmak değildir.
Sarayın haram sofrasında.

"Efelik" işgalde şahin gözü olmak
sarp kayalıklarında.
Yılanın tepesine tez inmektir pençe,pençelerce.

"Efelik" kartal yuvalarında. kol kanat olmak
İç ve dış düşmana karşıcı.
Sahip çıkmaktır, ATA yurduna.

EFELİK düze inmek,
Vatan umurunda.
Poşuyu sıyırıp,
Kozunluğu fırlatıp
KALPAĞI giyip en gururluca
Silah çatmaktır düşmana karşı.
MUSTAFA KEMALLER SAFINDA.

(Efelik Kadın işi değildir!..
Efelik Erkek işi değildir!...
Efelik Yürek işidir Yürek !)

Levent ÖZCAN






10 Ocak 2020 Cuma

Empati



Kökten dinci olarak bakıyorum,
Hristiyan olmuş, budist olmuş
Mabetler arasında dolaşıp durmuş.
Peh diyorum.

Sosyolog, psikolog olarak bakıyorum!
Dün siyaha beyaz, bugün beyaza siyah diyor.
Histriyonik, Obsesif Kompulsif Bozuklukta
(Sonuçta Hasta)Eh diyorum.

Milliyetçi bir siyasi olarak bakıyorum.
Gelenek görenek, örf adetlerimizi silmiş.
Ortodoksluk yetmemiş! Adını "Maria Seitaridids" seçmiş.
Yuh diyorum.

Atatürkçü olarak bakıyorum.
19 Mayıs geliyor aklıma.
23 Nisan  geliyor aklıma.
29 Ekimden evvel
9 Eylül geliyor aklıma...
Kahkahalarla gülüyor,
Yorum yapmaya değmez diyorum.

İnsan olarak bakıyorum.
Acıyor yine de be İNSAN.

Levent ÖZCAN

9 Ocak 2020 Perşembe

yeni aşk


Dün göz göze geldi,
Bugün arkadaşlarının arkadaşlarından seçti .

Dün aynı yerde yol gözledi.
Bugün Facebook'tan ekle dedi.

Dün aynı yerde  gülümsendi.
Bugün Messengerdan telefonunu istedi.

Dün cesaretini topladı bir pusula verdi.
Bugün  1 saat telefonda sohpet edildi.

Dün aynı yerde not bekledi ama cevap gelmedi.
Bugün telefonda sohbet epey ilerledi.

Dün yüz güldü. Hafta sonu pastahaneye gel diye pusula geldi.
Bugün hafta sonu  AVM' de  buluşuruz dendi.

Dünden bahsettiklerim 
Pastahane de göz göze heyecanla konuştular.
Bugünden Bahsettiklerim 
AVM Cafesinde Merhaba-Merhaba.
Sonra akıllı telefonlarına daldılar.

Anlayacağınız dünün AŞKI.
Anlayacağınız Bugünün AŞKI.


Aşk yıllanır ancak His asla modernleşmez.


Levent ÖZCAN



8 Ocak 2020 Çarşamba

sabah


Gün başladı mı
Kulaç atarım kirpiklerimle sana,
kaşlarım en masum zirveleri zor olmayan
keçi izlerinde bir bir ufacık tepecikler zinciri.
kaf dağında aramam seni,
en uzağın bana her sabah döndüğün sokağın köşe başı,
Kalem gibidir kaşlarım,
bazen sevinçli bazen öfkeli..
seni yazarlar alnımın altındaki aklıma.
Cebimde azda olsa allı morlu paralarla,
sana bir sabahı zengin etmek derdimdi.
Mesayinden önce içtiğin bir fincan çayın
Ve yediğin simitin kırıntılarında .
Senin oturduğun yere oturmak içimdeki huzurun en güzeli,
seni çok sevdim.
senin dirseklerini yasladığın masaya bakarak,
nice şiirler hayal ederdim.
Şiirlerin ruhunda sen senin bilincinde şiirlerim olsun
çok istedim.
Ben avere dilinde kalem ,yüreğinde sana ait nice özlemlerle
kelime yakarışlarımla.
Senin bilgendim
seni senden çok tanıyan.
senin filozofundum eski yunan düşünceleriyle Atina sokaklarını
çıldırtan.
seni ben çok hayal etmişim..
dünden bu güne
gözlerin gözlerimdir
bakamadığım
sesin sesimdir
duyamadığın.
sevdiğin her şeyin benle ilgili olmasını isterdim.
çok yazıktır bana ,
ben senleyim,
ben senin için fark değildim
Akşam yazdım yine şiir
karnım ortalama yarı aç yarı tok.
ama yarın sabah yine
günüm senle doyacak...
O sokağın köşe başı
benim sana sevda çiçeklerimi ektiğim
tarlam olacak.

Levent ÖZCAN.

5 Ocak 2020 Pazar

SAHAYA ÇIKMADAN, MAÇ OYNAMADAN ŞAMPİYON OLAN TAKIM . ( bu yazıya mutlaka zaman ayırın.)




Cumhuriyet Kurulmuş.
Mübadele olmuş.
Rumların yaşadığı evleri, işledikleri toprakları Balkanlardan gelen mübadillere verilmişler.
Köyün orta yerinde,  Cami sınır.
Batı kısmı yani Rumların evlerinin olduğu kısım mübadillere dağıtılmış.
Anlayacağınız iki kutuplu bir köy.
Yerliler ve Muhacirler.
İlk zamanlar bırakın kız alıp vermeyi, birbirlerinin sokaklarına bile girmezlerdi.
Münferit ağız dalaşları, bazen ufak çaplı  kavgalar.
Epeyce bir süre anlayacağınız gergin bir ortam.
Muhacirlerin olduğu bölümde Kilise  okula çevrilmiş. Yerli halkın  çocukları da Mübadil çocukları da aynı sınıfları doldurmuş. 
Balkanlardan gelenler de Müslüman:  Namaz, cenaze derken kaynaşmalar doğal olarak başlamış.
Ancak  belki de Rumların evlerinde tarlaların da gözü olan Köyün yerli halkı içten içe yine de ayrımcılığa devam ediyorlarmış.

Adettendir düğün vesaire alaylarının önünde  köyün gençleri Türk bayrağı taşır. Alınan yüklü bahşişler bir kasada toplanırdı.
Bu köyde de toplanan bahşişler Futbol takımının kasasına konur malzeme alınırdı.
Yine bir gün düğün Alayı sırasında bayrağı  taşıyan köyün yerlisi genç nasıl olduysa elinden bayrağı yere düşürür.
Büyük suç. 
Haber Kaymakama iletilir.
Kaymakam hiddetlenir.
3O yıl boyunca Gençlerin düğünlerde Bayrak taşımasını yasaklar.
Bu karardan sonra Yerli ve Muhacir gençlerin arası daha da gerilir.
Yerli olanlar Bayrak Olayını Kaymakama Muhacirlerin ispiyonladığını söylerler.
Zaten oyuncu bulmakta zorlanan Köyün Futbol takımı ikiye ayrılır.
Biri Yerli Spor olur.
Diğeri Muhacir Spor.
Jandarma korkusundan Kavga etmekten çekinen köyün gençleri, hırslarını top sahasında birbirlerini yenerek alırlar.
Bu arada Köy Futbol Takımı dağıldığı için Kaymakamlığın düzenlediği köyler arası turnuvalara katılamazlar.!

____/
O zamanın gençleri evlenir çoluk-çocuk sahibi olurlar.
O çoluk çocuklarda büyür genç olur.
Bu ayrışma yani Yerli-Muhacir çatışması da yeni nesille yeniden gençleşir!

____/
Düğünler olur, düğünler bayraktarsızdır.
Kız - alıp vermelerde başlamıştır aslında iki taraf arasında.
Top yok, krampon yok, Köy takımı yok Çevre köy takımları ile maçlar yok!
____/
Gençlerin bu olay  canına tak eder sonunda.
Haberleşirler eski kilise şimdilerde okul bahçesinde gece buluşurlar.
____/
"Bu  hal böyle hiç iyi değil." 
"Bayrak taşıyamıyoruz,  bahşiş alamıyoruz." 
"En önemlisi de BİRLİK olup, Bir takım  çıkaramıyoruz." 
"Kaykamakamlığın düzenlediği Futbol Turnuvasına katılamıyoruz".
Gibi ortak sorunlarda birleşirler.
Düğünlerde Gençlerin Bayrak taşıması yasak olayına da kafa yorarlar.
Çünkü Düğün törenlerin de Bayrağa takılan paralar ile Futbol malzemesi almaktaydılar.
Bir fikirle heyecanlanıp yüksekçe sesle  sevinç naraları atarlar.
Fikir şudur: İlçe terzisine kenarları sarı püsküllü Türk Bayrağı ebatında kırmızı zemin üzerine çaprazlama beyaz renkte büyük harfle "Köy Gençliği" yazılı olan bir flama yaptırmaya karar verirler. 
Aralarında para toplayıp bir hafta içinde Flamalarına kavuşurlar.
Ve 10 Gün sonra Düğün alayının önünde Gençler Flamayla bayraktar olurlar.
Düğün sahibi başta olmak üzere köyden de bazı kişiler de Flamaya para takarak siftah yaparlar!

Bu olay 3-5 düğün devam eder.
Bu arada  askerlik çağı gelen gençlerin  Askere uğurlama celplerin de  bu flama taşınır. Futbol kulüp kasasına yine para girmektedir.
Nasıl olduysa bu flama olayı Kaymakamlığa ulaşır.
Kaymakam köyün ileri gelen gençlerini çağırır makamına:
"Benden önceki kaymakamların talimatı var elimde. "
Makam odasında sessizlik olur, sessizliği yine Kaymakam bozar:
"Sizin  Özel günler de düğünler de Bayrak taşıyıp bahşiş toplamanız yasaklanmış !"

Flama fikrini öne süren genç, gocuğundan Flamayı çıkarır: 
"Efendim bu Bayrak değil! Futbol takımımızın Flaması. Flamaya takılan paraları Bankaya yatırıyoruz. Buyurun Banka cüzdanımıza bakın üç kişi çekme yetkili. 
Bu paraları  rakı masasında yemek yerine,Futbol malzemeleri alıp turnuvalara katılmak için biriktiriyoruz." der.

Kaymakam bir Flamaya bakar, bir Banka cüzdanına. Ayağa kalkar " Gençler düğünlerde Türk Bayrağı Taşıma yasağınız şu andan itibaren bitmiştir, varın dönün köyünüze Aslanlar! der.

____/
Bu olayın geçtiği yıl 1968 yılıdır.
Bazı olaylardan dolayı Turnuvalar olmaz. Ta ki 1972 yılına kadar.
Ancak Her düğünle, her özel günde Bankada Futbol takımının parası birikir.
Hiç harcamazlar.

Cami Hoparlöründen şu anons geçer: Dikkat köyümüz sınırlarına Elektrik gelmiştir. Elektrik bağlatabilmemiz için (Kolay anlaşılsın diye şimdiki para ile yazıyorum ) 250 bin lira gerekmektedir. Herkesin ama çok ama az yardımlarını bekliyoruz ! Yardımlarınızı köy muhtarlığına yapabilirsiniz.!

____/
Fakirlik dönemleridir.
(Hoş Toprağı işleyen Köylümüz Tek parti dönemiden sonra ne zaman faizidir, destek ayakları altında kotalanan hatta ekimi dikimi yasaklanan ürünleri ekememeleri yüzünden rahat nefes aldı ki ?)
Köylü elinden geldiğince bolca yardım eder.
En büyük yardım yapan bir kişidir ?  Miktarı ise 100 liradır.*
Muhtarlığın elinde toplanan para miktarı : 117 bin liradır ancak !
Köy heyeti kararı ile Köy ortak kullanım alanı olan zeytinlik  125 bin liraya satılır.
Elektrik için toplanan para 242 bin Lirada tıkanır kalır. Herkes elinden gelen para yardımını yapmıştır!

___/
Eskinin Kilisesi şimdinin Köy okulu bahçesinde  gece vakti gençler hararetli olarak tartışır.
"Zaten turnuvada yok, kaç yıldır.Dolmuş masrafımız yok yeni forma ayakkabı masrafımız yok. Biliyorsunuz Kramponlar herkese zimmetli o gün antremana gelmeyenin  Kramponunu formasını başkası kullanıyor. Vallaha ben kara lastikle bile maç oynarım !"

____/
Gençler ertesi gün İlçeye gidip Klüp hesabında biriken tüm parayı kuruşu kuruşuna kadar çekerler. 
Dönüşte, Köy Muhtarlığına gidip Kulüplerinin tüm parası olan 6 bin 725 Lirayı Köylerine elektrik gelmesi için bağışlarlar.

Geri kalan para da oradan buradan toplanarak 250 bin lira toplanır ve Köye elektrik gelir.

____/
Köyde  düğünler  artık  sokak aralarına gerilen ampüllerin, aydınlığında yapılmaktadır.
Her düğün bitimine yakın, sahneye gençler çıkar Harmandalı oynar halay çeker ve  düğün sonlandırılırdı. 
____/
Yine bir düğün gecesinin sonunda Köyün yerli gençleri harmandalı  oynayıp yerlerine oturdular. 
Bu sefer sıra köyün muhacir gençlerine gelip harmandalı oynarlar. 
Sıra köyün yerli gençlerinin Halay çekmesine geldiği sırada gür bir sesle Aslanlar haykırışı işitilir.
Sesin geldiği yöne herkes bakar. Bayrak yasağını bitiren ve bir yıl önce yakın bir İlçeye tayini olan Kaymakamdır bu kişi.
Elektrik olayı kulağına gitmiş ve hala var olan Yerli-Muhacir çekişmesini bildiği için, düğünün bitimine kadar uzaktan gençleri seyretmiştir.

Halay çekilen yerin ortasına gelir.
"Ey yerli Halk Yörüklerimiz! Sizin değil miydi dedeleriniz? Rumlarla  yaşadığınız bu köyde Rumlarla beraber Zeybek oynayan?"

"Ey Muhacirler! Sizin dedeleriniz değilmiydi? Yunanistan Dramasında, Draniç'inde, Dranovası'nda Yunan komşularınızla Sırtaki oynayan Halay çeken.?

"Şimdi:"
"Kan bir! Bayrak Bir! Kader bir! Toprak bir! Dil bir! İnanç bir! 
Bu yıllarca saçma sapan sürdürdüğünüz ayrımcılık NEDİRRRR ? BUNDAN SONRA ayrımcılık yok" diye bağırır. 
Şoförüne işaret eder. 
Şoförü elinde bir Kupa ile gelir.
Kaymakam kupayı havaya kaldırır: " Bu kupa katılamadığınız Kaymakamlık Turnuvarına istinaden size hazırlattığım sizin Köy Takımınıza özel KAYMAKAMLIK ŞAMPİYONLUK kupasıdır" der.
Ve...
Hışımla  bir yerlilerden genç, bir muhacirlerden genç olmak üzere büyük bir halay oluşturur. Kendisi de Halayın en  başına geçer.
"Vur davulcu der."
...

Bayrağın o yıllarda ki önemine bakın !
Birde şuan ki önemine bakın.
Vatanımızın çok iyi yaşanılabilir olması için o dönemde ki gençliğe bakın !
Ortak çıkarlar söz konusu olduğunda gözleri hiç bir şey görmeyen gençlere bakın !
Ve şimdi bırakın arkadaşını Aynı iş için farklı görüşte olan kardeşini bile satan gençlere bakın!
Bir köy Futbol takımının maç bile oynamadan kazandığı başarıya bakın!
Şimdi ki kadrolarında 11 yabancı oynatan milyon dolarlık Futbol Kulüplerine ve başarılarına(?) bakın!

____/

Birde...
Birde...
Birde...
Neyse !
Vesaire...
Vesaire...
Ha * 100 lira yardım yapan mı onu daha sonra yazarım!





Levent ÖZCAN

ŞEHİT


Kabe'de doğan tek insan.

___/
İslam dinini kabul eden ilk erkek.

___/
Mekkelilerin Hz Muhammed'i katledecekleri gece, Medine'ye gizlice yola çıkan Hz. Muhammedin yerine zaman kazandırmak  için, yatağına canı pahasına giren cesur kişi.
___/

Allah şu sure ile  onu taktir etmiştir.
"İnsanlardan öylesi de vardır ki, Allah’ın rızasını arayıp kazanmak amacıyla canını satar." (Bakara/207)

___/
Mekke'den Medine'ye Tam 10 gün boyunca  ayak tabanları kan revan içinde  kızgın çöl kumlarında yol alan inanmış biri.

___/
Hz. Muhammed ile  tüm savaşlara katılan sancaktardır.

___/
Münafıklara karşı çift başlı Zülfükar adlı kılıcı kullanan yiğittir.
Bedir Savaşında onlarca yara almasına rağmen Hz. Muhammed'in yanından ayrılmamıştır.
Bunu gören Cebrail şunu söylemiştir :
 "Zülfükar'dan başka kılıç, Ali'den başka da yiğit yoktur,"

___/
Hz.Muhammed vefat edince, defin işlemleriyle ilgilenen tek başına naaşı yıkayan ve kefenleyen bizzat kendisiydi.

___/
Halife olma süreçlerini yazmıyorum.
Çünkü dinimizde ki en büyük ayrımcılığın kutuplaşmanın ve kan dökme sinsillerinin başlangıç noktalarıdır.

___/
Bu halifelik kavgalarından sonra da Mezhepler ortaya çıkmıştır zaten.

(Felsefesini  başka bir yazıda  yazarım)

___/
Dinimiz de  dördüncü Halifedir.

___/
Haricileri bir savaşta yendikten sonra, namaz kılarken zehirli bir kılıç ile öldürülmüştür.
(Allah Rahmet eylesin)

___/
Mezarı:Irak Necef'teki İmam Ali Camiine defnedilmiştir.

___/
Hz. Muhammed'in onun hakkında söylediklerinden bazıları :

"Ben hikmetin şehriyim, Ali ise kapısıdır"
"Ali’ye düşman olanın düşmanı Allah’tır."
"İlim on kısım. Dokuzu Ali’de biri diğer halktadır. O bu biri de onlardan iyi bilir."

___/
Bu Kişi Hazreti Ali'dir.

___/
Şimdi Alevi Asker şehit olunca cenazesine katılma ?
Şimdi Alevilerin sofrasına oturulmaz de ?

___/
Amerikan emperyazlizmine kafa tutan Şii General Öldürüldü diye sevin.
Şiileri kast ederek Şia'lara ölüm de.
Uğur Mumcu katledildiğin de  İran mollarını sev.
Nerede bu   Allahın yarattığı İNSAN'ı Canlıyı  sevin diyen DİN.
Nerede kaldı bizim  büyük hoşgörü DİNİMİZ.

Bir sunni olarak gelmiş geçmiş  DİN DİL IRK MEZHEP ayrımı yapmadan "Vatanımız uğruna" şehit olanların mekanları cennet olsun.
Bugün ki şehidimize de Allah'tan rahmet ,ailesine sabırlar diliyorum.



Levent ÖZCAN

4 Ocak 2020 Cumartesi

PAYDOS


Ismarlama şiirler yazarım.
Alın terim, bedenim işçi benim.
Ellerim kaba saba,
parmak boğumları nasırlarıyla,
kalemi sert tutar,
yüreğim ısmarlar,
ben yorgun, ben durgunum ama
yumuşacık şiirler düşünür,
bir kaç satır karalarımı yinede,
emekten yana.

Karanlık Ege denizi aydınlanır,
adalar netleşir,
dalgalar susar.
Yıldızlarla ay , güneş olur.

kalemle kağıt buluşunca.
anca ben o zaman dinlenirim.



Levent ÖZCAN.


Aşk
Görmektir goncayı.

Saygı

dikenin acısını
bir ömür boyu
umursamamakta

Levent ÖZCAN.

İNANÇ

Şimşek çaktı
geceyi aydınlattı
kulaklardan kalbe giden
korku dolu dehşet bir ses
çok korktum
şimşeğe taptım .

Işık düştü
ağacı yaktı
kocaman ağacı
küle çevirdi
elimi uzattım
elimi yaktı
ateşe taptım .

gün ağardı
ısıttı
kış bahar iyiydi de
yazın beni yaktı
susuz bıraktı
derim kurudu
güneşe taptım .

Bu böyle olmayacak dedim
inancımın kolayına kaçtım
tanrılar yarattım onlarcasına
iyilik kötülük savaş bereket ....
denize açıldım
deniz kabardı
zor canımı aldım sudan
arpa ektim buğday ektim
diz kırdım bereket tanrısı'na yalvardım
buz oldu don oldu kurak oldu
aç kaldım .

Bu arada
kan dökmeyi ilerlettim
kurbanlar kestim
düşmanlarımı deştim
savunmalı savunmasız
kimler varsa
her bir tanrıya defalarca taptım
ama yine rahat durmadım
taptığım tanrılar çoktu çünkü bende .

en sonunda tek tanrı oldu
evet evet dedim tek tanrı
güneşi doğurtan solduran
kışı sonbaharı yaşatan
Evet Evet tek tanrı
tüm canlıları her şeyi yaratan
tanrının insana önem veren
yönüne yoluna yöneldim
bilmem kaç elçi gönderdi bana
hepsine inandım
emirlerine
bablarına
ayetlerine
taptım.
neden bu kadar çok tek tanrılı din
bir anlasam
hepsi bir diğerini kesiyor yakıyor öldürüyor
Hepsi Bir Tanrı adına
hangisine inanacağıma şaşırdım kaldım.

Levent Özcan.



Ben karanlığım
Ben karamsarım
Yüreğim yönetmen
Kalemim yazar
Ve ben gerçekten çok ağlarım.
Acı çekermiş, her şey benimle.
SAÇMA
Amma...
Gülen gözler benim gün doğumumdur.
Onlarda oldukları için
İşte ben bu kadar ışıksaçanım. 


Levent ÖZCAN



devinim


Bir karanlık
Bir aydınlık
Bir kış bir bahar
ilk adım emeklemekten sonra kocaman bir devrim
İlk anlamlı cümle ne güzel iletişim.
İlkokul son,Okul..
İlk aşk son aşk.
Tekrarlanabilen nice eylemler
Hayatın tadı tuzu bizim için.
Başa dönsek.
İlk nefes.
Keşke hergün doğsak,
Ve hiç ölmesek. ...

Levent Özcan


yalnızlık

tek kişilik sahne
tek kişilik yemek
tek kişilik güneş
tek kişilik gölge
ve tek kişilik bir bilet alıp
beklenmediğini bilerek geride
bir daha   dönmemektir
geriye
yalnızlık budur işte.

Adam

uçsuz bucaksız bir mavi ki
-gökyüzünde-
ufuklar dolusu bir mavi ki
kıtalar arasında
-sere serpe-

"O" bir insan ki
senin gibi benim gibi
ne gökte anlam
ne yerde umman

O
dilde
O
düşüncede
O
yürekte
KOCAMAN
adam gibi adam...

1 Ocak 2020 Çarşamba


bazen





Ha deyince de
yazılmıyor ki şu meret
garibanın akşam sefasında yuvarlanan
iki dublenin yoldaşı gibi
( o da ayda , yılda )
dörde bölünmüş domates, peynir ve
iki kelime sohbete HASRET.

kalem var
defter var
manzara var
özlem var
aşk var
tabi ki devrimcilik var
hınca hınç dolu bir çok heyecanlar

ama HİS OLMAYINCA
kalem bana
defter kaleme bakar
Ben ise denizi tutuştururum
Her gün batımında.







Levent Özcan.

kadın yücelerden gelen bir nehirdir.





SENİ YURDUM GİBİ SEVİYORUM
SEN BİR KADINSIN
ANALAR DOLUSUN
ACILAR YOKUŞUSUN
platoları yıkar gözyaşların
biliyorum
ovalarda yeşerir AŞKIN.
ben denizim, masmavi
kıvrıla kıvrıla hadi hadi aksana bana.
saydam tadınla dokunsan tuz rengi dudaklarıma
bir ton açık rengim olurdu
Kollarında.


Levent ÖZCAN



SEN SEN SEN

Evden çıkınca sen
Kaldırımda sen
işimde sen
gücüm de sen
alın terimde sen
İçtiğim efkar da sen
Bir bardak çayın deminde
Demlendiğim sen
içten içe Levent'i Rüzgarları gibi Ağladığım sen
Amazon ormanlarının nazarı nazar boncuğu masmavi jagarandalar da sen
gül goncasın da sen
Kasım krizantemlerin de sen sabahım da sen
gecemde sen
kışımda sen
Baharımda sen
kısa keseyim Aydın havası olsun
kısacası her şeyimde sen


Levent ÖZCAN



SU GİBİ ÖMÜR OL.

ben her daim kenarında kıyında
bir dere bile olsan
en cılız debin de, su sesin de
sabit gövdemle kılcal köklerimle
seni çekerim içime
yüzlerce kolumla binlerce el sallarım
aksine, yüzüne

ben bir baharlanırım
bir sonbaharlanırım
sakın endişelenip üzülme
tarihe,
asırlar yazarız
sen saydam su renginde
eteklerim de aktığın sürece.



Levent ÖZCAN

Alın




Bahçe sınırında ki,
Narlar hala ekşi.
Dalları hala dikenli.
Ve hala karmakarışık kolları.

Bahçenin ortasında ki,
Kırmızı dutun hamı ekşi.
Olgunu tatlı.
Bir baraka boyunda hala boyu.

Nara, duta boyanırdı ellerimiz.
Zor çıkar denilirdi de lekeleri,
Aldırmadan yerdik mevsimi geldiğinde.
Şen çocuklardık biz ve hala alınlarımız tertemiz.

Düzenin elleri kirli,
Düzenin düşünceleri , örümcekli.
Ne bahçe bıraktı bizde,
Ne dut ne nar.
Çalıp gitti çocuk lezzeti sevinçlerimizi.


Levent ÖZCAN
(1994)

Nokta



OMUZ düşükleşir.
Yılların tefecisi,
Geçmişin kronik şairi,
YORGUNLUK verir.
Verir de işte.
Son demde her şeyle yüzleşir.
Yine de...
Yüreğe vurur gerceklikler.
Gerçek RUHA dolanır.
Çepel bir diken gibi.
Ruh boğum boğum bozulur.
Ruh hür süzdür.
Yaşamın neferliklerin de.
Süngüsü düşmüş, ezik büzük asker gibi.
*
Umutsuzluk yokkk!
Olmamalı da.
NOKTA anlamlı bir cümlenin son ifadesidir.
Üzüncünün değilde.
Mutluluğun anlamında,
Son ifade ver bana.



LEVENT ÖZCAN.


Dramatik gerçek.


Durdukça
sindikçe
sustukça
karanlıklar yaklaşıyor
onur cüceleşiyor,umut köreliyor
perde arkasında zaman
ve onun işbirlikçileri
AKREP ve yelkovan
kamçılıyor güle oynaya faşizmi

memleket elden gidiyor gardaş
kızım, oğlum, kardeşim, analar, bacılar
gökyüzümüzde yıldızlar ayıklanıyor
tek tek cehalet ,tek tek ihanet ekiliyor
masmavi yarınlarımıza.

Bu oyun son perde
Kapandımı bir daha açılmayacak
Silkelen sıyrıl figüranlıktan
Başrol olma zamanı şimdi
Onur adına umut adına toparlan
Çünkü yarın
Ne sahne kalacak
Ne de vatan.

Levent Özcan.

SABAH

Senle
Bir sabah
Yalansız dolansız
Yanı başımda
Titrek
Uykunun
Güneşini
Doğurtmak
İstiyorum
Baharda milyarlarca uyanan sessiz soluksuz karıncalar gibi
Ses cıkarmadan
Mutfağa inip
2 yumurta kırmak istiyorum
Bir sahanda
Buharı pencereleri
Buğulatan çay demleyip
Cama işaret parmağımla doğaçlama şiirler yazmak istiyorum
Salt senin adına.
Senden habersiz.:
Gobalak gençligin de
Bir incir reçeli
Bir kalıp peynirle
Silmek istiyorum mahmurluğunu
Telaşını
Ve ben neredeyim korkunu
Sen yeni doğmuş bir bebeksin
Benim için
Senin tazecik ciğerlerine çektiğin
İlk oksijen olacağım
Çevremi kaplayan zeytinlerin
Ölümsüz
Ve yer yer gökyüzüne diklenen
Çamların iğne yapraklarında nefes olacağım

Serçelerin en güzel kuş lehçesinde
Günaydın...
Kuşluk vaktinin en güzel yüreğimin devinimi
Sana...
Gün aydın
En güzel çiçek senin adin
En güzel ve en verimli
Çiğ damlasısın dört odalı kalbim yaprağına düşen
Yüzümde gülücükler açtıransın
Ve gün doğar
Işığa güneşe kavuşur
Börtü böcek
Trake solunumludur
Toprak ısınır
Solucanlar işler toprak topraktır
Organik sevdalardan.
Toprak
Isındığında
Hiç bilmedigin
Hiç tanımadığın adamım ben
Gönlünü yasla bana
Her sabah
Sevginin diz kapaklarında
Seni anlatan nice şiirler yazacağım sana
Sen daima benim yanımda bıkmadan usanmadan uyandığında.

Levent Özcan

HATIRLATMA.

Ne zaman beni hatırla biliyor musun ?
Kontak basmadan önce açtığın arabanın sol ön kapısında,,,
Ne zaman beni hatırla biliyor musun ?
Her Sollama yapmadan önce sol aynaya baktığında,,,,,
Ne zaman beni hatırla biliyor musun ?
Bir lokmayı sol tarafınla çiğnemeye başladığında,,,
Ne zaman beni hatırla biliyor musun ?
Sağa sola bakarken Bir an solun gerçekten acıdığında,
beni, hatırla.

Levent Özcan

Kurtuluş


İki dal sigara
EFKAR BENDE.
Bir kadeh kırmızı yada beyaz
Farkedermi ki ?
Hepsi aynı hüzün bende.

İçime çekerim efkarı
Ciğerlerim yanar
Sen yanarsın
İlim Yanar
Ülkem yanar
Keyfim kaçar.

Bir yudum hüzün alırım
Kırmızı, beyaz fark eder mi ?
Sen gelirsin
İlim gelir
Yurdum gelir aklıma
Hüzün roman olur kafamda
Öylece sızar kalırım......
Sonum.......bilinmez sende !?
Sonu bilinmez yurdumda,
Öylece sızar kalırım.....

Aşkın özgürlüğü sende
Sen Ben olursak.......
YURDUMUN KURTULUŞU BİZDE.

Levent Özcan


Farkındalık

Sen, benden farklısın.
Bende, senden farklıyım.
Sen, kocaman ovaya can veren nehirler, 
Ben, uçsuz bucaksız, denizin kumsalı
Güneş, ilk sana doğar.
Bana gelir sonra.
Günümüz yaşlanır, farklı farķlı.
Sana, karanlık olduğu anda,
Bana kumsalda,
Sana, senin için
martı gırtlağında
balık kuyruğu dalga izinde
şiirler dolusu gün batımı...


L.ÖZCAN

KİLİT

benim yüreğim
kapı kilidi gibi
seninki ise bir anahtar
bir gidersin kilitlersin
bir gelirsin açarsın
ama bir gün kaybolduğunda
çilingir gelir açar beni maymuncukla
kalbimi değiştirir
başka anahtara şifrelendirir
kendini bulup döndüğünde
artık çok ama çok geçtir
çünkü yüreğimin anahtarı
sende değildir.

Levent ÖZCAN

kadeh

Bakışlarını yazdım
Gökyüzünün mavisine
Her bulut geçişinde
Ayrı bir silüet ,gözlerin bende.
Kronik umutsuzum işte. 
Süngüsü düşmüş,,
Yenik bir asker gibi !!!
savaş yorgunu benim yüreğim.
Yazdığımı asla
konuştuğumu asla
yaşadığımı asla
silemem ,
yutamam ,
Unutamammm.
Yol yordam bilir benim ellerim
Hayat bir kristal kadehtir
Içi dolu olmalı
yaşadıkça doldurmalı insan...
Ve kadeh kaldırırım titremeden
seni ,
titretmeden
Senin adına ......
Efsununu ben, oldukça iyi bilirim
Oldukça önemserim seni,
Senin
tadının,
varlığının,
var oluşuna
Yüreğimi kurban ederim.
Çok yaşa
senin devrimci fikirlerinle
beni sarhoş ettiğin için.

Levent Özcan

Tilki

Ben eski kıtayım.
SEN.....,
Aklına esen rüzgarlarda,
Yelkenlerinde binlerce HEY ' E' CAN.
Ahşapsı yol alışlardasın.

Mesela....
Güneşin, denize düştüğü ufuklarda,
Yeni dünyalar aramaktasın.

Bu bir döngü.
Bu bir küre.
Hangi noktadan başladıysan,
Eğer aynı çizgide gidersen,
IŞIK HIZINDAN bir gıdım sektelersen,
Enseni görecek kadar yuvarlak dünyadasın.

Amiyane tabir ile,
Tilkinin, dönüp dolaşacağı
KÜRKÇÜ DÜKKANINDASIN.

Levent ÖZCAN

Güzel şey

Solcu olmak güzel şey ,
senin adın güvercin olsun kadınım
benim adım , gökyüzü
sen... kanat vur uçabildiğince
ben , masmavi sonsuzluk olayım sana ,
kat ettiğin,
mavilik MESAFELERİNCE..

Levent ÖZCAN
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...