ŞİİR. AMATÖR ŞİİR .Levent ÖZCAN etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ŞİİR. AMATÖR ŞİİR .Levent ÖZCAN etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

22 Aralık 2020 Salı

masal


Bir doğru varmış dün
O doğru yalanmış meğerse bu gün.
Masal tekerlemesi
Bir varmış bir yokmuş gibi.

İyi olan şeyleri
hafife almakmış
Evvel zaman içinde
Kalbur saman içinde diye
Yalanlara başlamakmış

Hiç bir zaman uz gidemeyen
Hep azla yetindiren
Ceylan kuş ağaç orman
dere tepe düz giden

Develer tellal iken
Kaf dağının ardında biz hayallerdeyken
Tıngır mıngır bizleri uyuturken
Yorgan yakmadığımız pireler
Şimdi, hayal bile etmedikleri yerdeler

Azınlığın sonunun mutlu  olduğu bu masalda
Kusura bakmasın hiç kimse
Onlar ermiş muradına
Ben şahsen çıkamayacağım kerevetine. 

Levent ÖZCAN

8 Aralık 2020 Salı

İ L E T İ Ş İ M

 
google alıntı





Şimdiler de
Bir sürü iletişim aracı var.
Cep telefonu var 
Mesajlaşma var
Messenger var
whatsapp  var
Var oğlu var.

Dün göz göze geldi,
Bugün arkadaşlarının arkadaşlarından seçti .

Dün aynı yerde yol gözledi.
Bugün Facebook'tan ekle dedi.

Dün aynı yerde  gülümsendi.
Bugün Messengerdan telefonunu istedi.

Dün cesaretini topladı bir pusula verdi.
Bugün  1 saat telefonda sohbet edildi.

Dün aynı yerde not bekledi ama cevap gelmedi.
Bugün telefonda sohbet epey ilerledi.

Dün yüz güldü. Hafta sonu pasta haneye gel diye pusula geldi.
Bugün hafta sonu  AVM' de  buluşuruz dendi.

Dünden bahsettiklerim 
Pasta hane de göz göze heyecanla konuştular.
Bugünden Bahsettiklerim 
AVM Cafesinde Merhaba-Merhaba.
Sonra akıllı telefonlarına daldılar.

Anlayacağınız dünün AŞKI.
Anlayacağınız Bugünün AŞKI.

Aşk yıllanır ancak His asla modernleşmez.

Levent ÖZCAN

4 Aralık 2020 Cuma


doğarsın emek-lersin, 
büyürsün emek-çisin, 
yaş büyür torun torba 
yine emek-lisin 
vatandaşımız
çarşı pazarda emek-ler gibi
vatandaşımız köyde 
yana yıkıla
vatandaşımız şehirde
bir oyana bir bu yana
hep ekmek peşinde.
bu vatandaş ne zaman koşacak
bu vatandaş ne zaman antalya da
doya doya tatil yapacak 
bana diyiversene 
kuzum be.........

Levent Özcan.

2 Aralık 2020 Çarşamba

Bademli Köyü Türküsü



yolların var padişahım
korumalı morumalı

tekerine taş değmez
atlarının nalı hiç düşmez

kasabaya vardığım 
yolum var kardaşım

eşkiyalar neci ki
her sapakta vergici

*         *        *

sarayın var padişahım
odaları bin hane

şölenin var padişahım
sofranda bir biz eksiğiz

yaşadığımız köyüm
var kardaşım

katığımız zeytin
sanki biz yetimiz

*         *        *

fermanın var padişahım
iyi ki allah değilsin

sen birsin  padişahım
ama biz yüz binleriz

şikayetim var kardaşım
bu düzen gitsin

yeter artık üzmesin
yeter artık düzmesin 


Levent ÖZCAN

15 Kasım 2020 Pazar

Gelir mi ?

belki bir gün yine biri çıkar gelir.
umurunda istiklal, yüreğinde millet.
belki bir gün !
çocuklarda bayram
kadınlarda medeniyet
halkında efendilik
gençlerde umut olur.
bir şeyler içer...
fincanda hatır,
kadehte hüzün,
sigarada efkar kalır.
bir gün...
bedeni yitip gider bu dünyadan,
gözlerden yaşlar akışır.
emaneti cumhuriyet, mahşere uzanır..


Levent ÖZCAN

5 Ekim 2020 Pazartesi

Oyun bitti.




Oyun bitti çocuklar.
Kaldırımda serçeler dağıldı
Pamuk helvam, taş helva paket oldu.
Top koştuğunuz arsalar, boylandı.

Oyun bitti çocuklar.
Mahallede insanlar, farklandı.
Gölgeler gölgelerden korkar oldu.
Okula gittiğiniz yollar tuzaklandı.

Oyun bitti çocuklar.
Sokakta Kazan Çömlek patladı.
Sek sek, bez bebek, bilyeler kayıp oldu.
Çocukluğunuz üzerine arsızlık çoğaldı.

Oyun bitti çocuklar.
Parmak uçları artık oyunlandı.
Küçücük bedenler büyük yaşlara hapis oldu.
Düşünceleriniz çocuk ruhunuz sonlandı.

Oyun bitti çocuklar.
Sokaklar sessiz,
Fanilalar tersiz.
Hayaller dengesiz.
Oyun bitti çocuklar.
Şekerler sizsiz..
El öpmeler sizsiz..
Bayramlarınız bitti çocuklar.


Levent Özcan

14 Eylül 2020 Pazartesi

Torun olmak !



İnternette satılık ilanlarında gördüğü ve özelliklerini beğendiği arabayı  almak için İzmir'den kalkıp İstanbul'a geldi.
___/

Aracı satan kişinin, adresine cep telefonun haritasından baktı..  
Beyazıt Meydanının arka sokaklarında bir yer !  
Bir taksiyi durdurdu. 
Adresi taksiciye söyledi.
İsimlerini duyduğu Vefa lisesi ve Vefa Bozacısının önünden geçip,verilen sokak adresinin önünde taksici durdu.
___/

Planı şuydu...
Arabayı bir ekspertize gösterip ona göre almaktı. 
Daha sonra da buraya kadar gelmişken, bir gece bir otelde kalıp Sultan Ahmet'i-Top kapıyı ve civarını gezmekti. 
Hani arabayı satan kişi de güven vermişti telefonda. "İstediğin yere arabayı gösterebilirsiniz demişti." Yoksa bir arabayı görmek için neden İstanbul'a gelsindi ki ?
....
Araba ekspertizi-alım satım işlemleri tamamlandı. İçi bir rahat şekilde direksiyona geçti.
Beyazıt meydanın oralarda bir otel ayarladı.
Oruç tutuyordu... 
"İftar vakti de çıkar bir lokantada yada meydanda gördüğü iftar çadırında iftarımı açarım." dedi.
Sabahta tarihi yerleri dolaşırım diye kararını verdi.
....
Otelden ayrıldı. 
Oldu olası tarih meraklısıydı.
Bırak ören  oralarda dolaşırken o zamanları yaşıyor gibi hissetmeyi, her hangi bir yerde her hangi bir kayada dahi çentik görse acaba neden ve kim bu kayaya çentik attı diye düşünüp dururdu. 
"Vardır elbet bir hikayesi" derdi.
___/
Tarih kokan İstanbul sokaklarında dolaşıyordu şimdi.
___/
Doğu Roma'yı hayal etti yani Bizans'ı..
Hipodromda kıyasıya rekabete dönüşen İmparator ve eşrafının desteklediği At ve binicilerinden oluşan "Mavi takım" ile Esnafın, locaların ve halk takımının desteklediği "yeşil takım" at ve binicileri arasında kıyasıya rekabete dönüşen yarışlarında ki çığlıkları kulaklarında çınladı.
___/
Hissedişi sanki hipodromda gibiydi derken kafasında bir darbe hissetti ve gözleri karardı birden.
___/.
Kulaklarında acayip homurtular.
Başından süzülen sular içine işliyordu.
Ayakları uzanık oturur vaziyete getirdiler. Başını hızlıca sağa sola silkeledi..
Yüzünde bir serinlikle gözlerini araladı
Etrafında sarıklı fesli, kaftanlı, şalvarlı, uzun yelekli, kuşaklı adamlar...!
Çevresinde bir kalabalık..
Gözlerini ovuşturdu.
Bir daha başını sağa sola silkeledi.
Gözlerini ovuşturdu...
Çevresinde bir kalabalık...
Acayip  kıyafetli fesli mesli şalvarlı yelekli adamlar.????

___/
"Ne oluyor ya" dedi içinden.
"Ha Ramazan ayıya! Geleneksel Osmanlı kıyafeti giymiş herhalde insanlar" diye iç geçirdi.
Kalabalığa "Çok sağ olun çok teşekkür ederim " deyip kafasını yine silkeleyerek yürümeye başladı.
Kalabalık garip garip bakarken.. Arkasından "Ecnebi herhalde" diye yükselen homurtuları duydu.

___/
Şöyle yürüdüğü sokağa baktı!
Allah Allah Araba gürültüsü yok..!?
Korna sesi yok, ışıklı tabelalar yok..!?
Muntazam taş döşeli yol..!?
Sokağın bitimin de bir ana cadde !
Yollar aynı taş dizili ?
Başında bir ağırlık !
Kafasını, afallığını yenmek için hızlıca yine sağa sola silkeledi.
Gözlerini anlık açıp kapadığında cadde ; Omuzlarında iki kefeli terazileri, küfeleri, ya elinde ya sırtında heybe,
sele, güğüm belindeki dirhemleriyle maniler söyleyerek satış yapan seyyar satıcılar...!?

___/
Yankılanarak taş yoldan geçen at arabaları ?
Sağı solu küfeli eşekler ?
Kalabalık cadde insanlarında Sarıklı-fesli, Şalvarlı uzun yelekli, kuşaklı adamlar ?
Kadınlar peçeli çarşaflı ?
Elektrik direkleri yerine,  yol kenarlarında muntazam mesafede dikilmiş demir direklerin ucunda daha yakılmamış mumlar, çıralar kandiller ?

___/
Dükkanların girişinde çoğunluğu tahta üzerine yazılmış Arapça yazılı tabelalar..?

___/
Caddeye çıkan bir sürü sokaklardan birisine çark etti...
Sokak kenarlarında çoğu iki katlı hepsi muntazam cumbalı geniş avlulu evler.
" Allah Allah, bu nasıl bir büyük Ramazan organizasyonu ki film seti gibi her yer. Kim yaptıysa buraları vallaha bravo hiç bir beton adına zerre eser kalmamış ! 
Gökdelenler yok ! 
AVMler  yok!
Şıkır şıkır tabelalar yok !

___/
Cumbalı evlerin gölgeleri yavaş yavaş uzadı hava kararmaya başladı.
Karnı da iyiden iyiye acıkmıştı.
 Sokak bitiminde,saatine baktı. *
"Oo, iftara 15  dakika kalmış, gidip bir lokantada (yok bir aş evinde! orucumu açayım) diyerek de kendine espri yaptı.
Gerisin geri geldiği sokaktan ana caddeye yürümeye başladı.

___/
Az önce geçtiği evlerin  önününde ki kandiller  tek tek evlerden çıkanlar tarafından yakılıyor ancak evlerin çoğunun kapıları açık bırakılıyor ?

___/
Kapıları kapalı evlerde var. 
Kapıların üzerinde iç içe tokmakları var.
Kapılar açık olduğu için göz ucuyla evlerin giriş katlarına bakıyor bir anlam veremiyor.

___/
Az önce saatine bakmak için çevirdiği  kolu aklına gelince hemen üzerinde ki kıyafetlere baktı.
Kafasına elini götürdü sanıyordu ki kafasında bir ağırlık çarpmadan dolayı ama hayır ?  
Kafasında ki ağırlığı çıkardı. 
Sarıklı keçe fes !?
Sarıklı fese bakarken üzerinde kaftan uzun yelek ayaklarında çarık !? 
"Yok artık beni bayıltıp bu kıyafetleri mi giydirdiler ?" derken,  endişe ile yeleğin iç ceplerine baktı Cüzdanı paralar cep telefonu arabanın anahtarı yerli yerindeydi. 
___/
Öyle bir derin nefes alırken.!
Epeyce büyükçe bir evin önünden geçerken, kapı önünde bekleyen  biri
"Ve Aleyküme-selam buyurun iftarımıza" diyerek evin görkemli kapısını işaret etti.
Önce irkildi...
Davet eden kişi Sarıklı hemen hemen aynı tarz kıyafetleri giymiş bir kişiydi:
"Oruç niyetimiz var değil mi" diye sordu.
Tereddütle kafasını öne geriye evet anlamında salladı.
"Vay be" dedi. "Lehçeler bile Osmanlıca" 
"Herhalde bu ev pide salonu bu adamda çığırtkan olmalı diye iç geçirdi."
___/

Evin görkemli kapısından geçti.
Eve girdi.
Kapı kapanınca yine endişelendi.
Çarıklar çıkarıldı.
Önde buyur eden çığırtkan ! Ahşap merdivenden orta kata çıkıldı.

___/
Genişçe  bir cumbalı oda.
Cumbanın ve odanın üç tarafında divanlar.
Ahşap zemine serili halılar, kilimler  ve onların üzerine serili peşkir, peşkirin üstünde kasnak,
kasnağın üstünde enfes görünen çanakların içinde yemekler ?

___/
" Bu ne ya  çok pahalı olmasın" diye düşünürken, bir top sesi ve ardından metalik olmayan has insan sesiyle ezan sesi...

___/
Oruçlar açılır.
Tatlılar en son kahveler içilir.
Karnı tıka basa doymuştur.
Entresandır çığırtkanla aynı sinide yemek yemiş aynı etli bulgur pilavına tahta kaşık sallamışlardır..
Bu durumda "hesabı nasıl ödeyeceğiz" diye düşündü..
Elini yeleğin cebine attı "Ustam bana müsade, borcum kaç para" diye çığırtkanın yüzüne bakarak sordu.
Çığırtkan dediği kişi bu farklı lehçeyi yarı ancak cebe giden  eli görünce tam ne sorulduğunu anladı.
Bekle işareti yapan çığırtkan bildiği kişi kuşağından içi dolu bir kese çıkarıp ona uzattı.
Tereddüt ile keseyi aldı. 
Avucuyla içinde ne var diye yoklarken "bu nedir" diye sordu.
Çığırtkan:
" Kardeşim seni haneme davet ettim geldin, soframa buyur ettim oturdun." 
"Orucunu açtın."
"Yemeklerimi yerken dişlerini yordun. Ve bana Allah katında sevap kazandırdın." 
"Kese içinde karınca kararınca üç tane  nacizane altın var onlar, yemeğimi yerken yorduğun dişlerinin vergisidir"
"Allah razı olsun Allah kabul eyliye" diye peşi sıra cümleleri sıraladı.

___/
Aslında çığırtkan dediği adam daha uzun konuştu da lehçeden anlam çıkarabildikleri buydu.
___/

Helalleşme esenlik ve vedanın ardından sokağın sonunda ki ana caddeye doğru yöneldi.

___/
Ana caddeye çıktı.
"Bu nasıl bir kurgu rüyamı nasıl bir organizasyon bu"
"Arkadaş ne oluyoruz ya film mi çeviriyoruz n'oluyor ya derken kafasında yine bir sert bir darbe ve acı ile film koptu.

___/
Gözlerini araladığında  kocaman apartman bloglarını en üst bitimlerinde kararmış gökyüzünü gördü.
"Ah evladım kalk beni duyuyor musun" diyen kolunu çekiştiren yüzünü okşayan bir amca ile boğucu bir trafik sesini duydu.
Başını sağa sola çevirdi. bir çok ayaklar gördü. İnsanlar etrafında daire oluşturmuş çoğunun elinde cep telefonu sırtı üstü uzandığı kaldırımda kendisini videoya çekiyorlardı.
"Kalabalıktan biri ben bu tarafa kaçtığını gördüm" diye kalabalığa bir şeyler anlatıyordu.
Kalabalıktan bir başkası da " Ben polisi aradım şimdi gelir ekip" dedi.

___/
Yine kaldırımda  ayakları uzanık şekilde oturdu.
Biri bir şişe su getirdi, bir iki yudum su içerken polisler geldi...

___/.
İzmir'den araba almaya gelmiştim. Arabayı aldım. Bir gece kalmak için otelde yer ayırtıp iftarımı açmak için lokantaya gidiyordum. Sokakta kafama bir darbe oldu sonrası işte buradayım.
"Sadece cüzdanım yok" dedi ifadesinde. 
Atın aldığı araca yakıt almak için tek kuruşu yoktu.
Cep telefonundan hanımını aradı.
Başından geçenleri anlattı.
Orada görevli polisin iban numarasına para göndermesini istedi.

___/
Karakoldan ayrıldı...
Yer ayırttığı otele yöneldi.
Kocaman iftar çadırında açılan oruçlardan sonra masadan toplanan  strafordan tabakları şeffaf  plastik çatal bıçak kaşıkları gördü !
Oysa kendisi de oruçluydu... ?
Ancak karnı tıkabasa doluydu...!
Birden kıyafetlerine baktı ?
Kıyafetleri yine İstanbul'a geldiği kıyafetleriydi.
Hemen elini cebine attı.
Sımsıkı yaptığı yumruğunu inşallah rüya değildir diye açtı ve avucunda 
-- Tıka basa karnını doyurmaya karşılık Diş vergisi olarak hediye edilen içinde üç altın olan kese vardı--

___/
Kendini Osmanlı adledenler...
Gökyüzüne rezistanlar diktirmek değildir  semtlerce...

Osmanlıcılık dikey büyümek değil yatay büyümektir.
Osmanlı olmak...

Ramazandan iki ay önce tüm gıda ürünlerinde fiyatları sabitlemektir.
Osmanlıcılık...

Ramazan ayında ucuz ve en güzel ekmeği ve en güzel eti satın aldırtabilmektir iftar sofralarına.
Osmanlıcılık...

Sadece Ramazan ayında boy boy iftar çadırları kurmak değildir meydanlarda halka.
Osmanlıcılık...
Alın terinin karşılığını, kul hakkını on iki  ay boyunca hanelere tereddütsüz kazandırabilmektir.

Osmanlı olmak.
Ona buna vergi koyup vergici değil eşit adil olup verici olmaktır tebana...

Osmanlı olmak...
Kendilerini elit sayıp altın tepsilerde iftar açmak değildir.
Osmanlı kültürünü bu topluma yayıp halkın refahını arttırp, içinde altın olan kesler dağıtıabilmektir halkına...


Levent ÖZCAN

* 33 Yılda bir Ramazan ayı aynı ay aynı güne denk gelir.

Yararlanılan alıntı asla yapılmayan kaynaklar.

Günümüz Türkiye'si.

https://www.dunyabulteni.net/kultur-sanat/osmanli-turk-evi-ozellikleri-h432420.html

https://www.fikriyat.com/galeri/tarih/osmanli-sokaklarinin-simgesi-seyyar-saticilarhttps://www.altayli.net/tanzimat-devrine-kadar-osmanli-devletinin-ulasim-teskilati-ve-yol-sistemine-genel-bir-bakis.html01.01 

 http://www.emo.org.tr/ekler/94a988102edcd4b_ek.pdf TURKIYEDE AYDINLATMA TARIHINE GIRIS 

https://www.osmanlikostumleri.com/urun/osmanli-halk-kiyafetleri

http://bugraderci.blogspot.com/2012/06/bizanstaki-ezeli-rekabet-maviler-ve.html

https://istanbeautiful.com/tr/istanbul-tarihi-yarimada-fatih/

https://www.google.com/search?q=beyaz%C4%B1tharitas%C4%B1&oq=beyaz%C4%B1tharitas%C4%B1&aqs=chrome..69i57.22473j0j7&sourceid=chrome&ie=UTF-8

https://www.fikriyat.com/tarih/2019/05/05/osmanlida-ramazan-tenbihnmeleri



8 Eylül 2020 Salı

"Günün kutlu olsun"



Hüzünler tükettim
Günlerin ardından
Umutlar Yeşerttim
Ufuklar ardından

Türkülerin ağıtında
Şarkıların hicazında
Yaşamın mizahında
Direndim karanlığa

Güvercinler gözledim
Bulutlar ardında
Serçeler besledim
Avuçlar kucağında

Türkülerin ağıtında
Şarkıların hicazında
Parmaklık ardında
Kapandım tutsaklığa

Doğumlar yaşadım
Duvar sancısında
Acılar eksilttim
Gülüşler şafağında

Senaryo tuzağında
Tiyatro dramında
Hayat dekorunda
Yeltenmedim figüranlığa

Levent ÖZCAN


14 Ağustos 2020 Cuma

vatan için .....

 En ön saflarda görünüp

Mevki Makam kapma teşalında !

Yangın yerinde...

Habire methiler göverterek

İhale kapma Çabasında !

İşgalcileri hoş tutup onları hoşlayıp

Efsunlar, hurefler içinde

DEĞİLLERDİ !

Tek sermayeleri Canlarıydı

Mevzubahis VATANDI..


Ruhları ŞAD olsun.

Levent ÖZCAN


23 Temmuz 2020 Perşembe

Bir sabah

bana 1 sabah sun ki
yüzümü...
sabah mahmurluğunu atmak için değil
yeni günün güzelliğine inanmak için yıkayayım.
mesela...
manşetlerinde cinayet olmasın günün
hepimiz kardeşiz derken
hak etmişler alın terini hakça bölüşsün.
mesela...
asker ölmesin
polis ölmesin
düşünce tutuklanmasın
işçi coplanmasın
mesela...
Çocuklar tek başına parka gidebilsin
Kadınlar güvende
Babalar akşamları elleri alışveriş dolu eve dönsün

Levent Özcan


21 Temmuz 2020 Salı

Bir Erkek tarafından Muğla da katledilen Pınar Gültekin'e

öyle günler yaşıyoruz ki
yazmaya mecalimiz yok
yorum yapmaya cesaretimiz yok

tecavüz ediyorlar
çoluk-çocuk demeden
bazıları boğuyor
benzin döküp yakıyor
yetmiyor
beton döküyor üstüne

utançtan başım eğik
yukarı baksam
çocuk dolu tecavüz
aşağı baksam
dişi dolu mezarlık


sağım duyarsız
solum tutsak
ardım ihanet
önüm karanlık

Levent Özcan


12 Temmuz 2020 Pazar

Tuncelide Dağ keçilerinın avlanması ihalesine.

Sığırcığı vurursun
Göçmen Yolunda
Zeytin, gagasında
Yayılmaz artık,
Deliceler dağlara.

Tavşanı vurursun
Oysa ki Tilkinin hakkıdır.
Çakalın Hakkıdır.
En sonunda da
Kümeste ki tavuktan olursun.

Tilkiyi Çakalı vurursun.
Farelere meydan kalır.
Tarlanda bostan, 
Ambarda ekin murdarlanır.
Her bir canlının yok yere can kaybı !
Acı olarak kat be kat
Kayıp olarak hepsi sana dolanır.

Levent ÖZCAN

2 Temmuz 2020 Perşembe

Madımak

Yeşili eşyada seversiniz
Yeşili  doğada severiz
Siz can yakarsınız
Cananı ahirette ararsınız
Biz Önce CAN deriz
Cananları ahir zamanda dahi yaşatırız.

temmuzun 2 si
bedenler kavrulur
temmuzun 2 si
düşünceler duman olur

sevgi dili
sevgi dini
mübarek gün
1993 temmuzun 2 si

bedenler kavrulur
düşünceler boğulur.

Levent Özcan

28 Haziran 2020 Pazar


(Yarın 16 Mayıs,)

Vapur yola çıkıyor.
Ufuk yarı aydınlık,
Yarı karanlık.
Vapurda, bir adam.
Kafasında umut.
Umudun yükü oldukça ağır.
Ya ölüm, yada
tam bağımsızlık !


 Levent Özcan

Yaşattıran yaşanmışlıklara.

Bazı kabirler vardır.
Baş ucu taşı yıkılmış sökülmüş.
Bazı anıtlar vardır..
Devran değişmiş önemini yitirmiş.
Kaidesinden sökülüp atılmıştır.
Bazı adamlar vardır.
Ölür kabire sığmaz.
Bazı adamlar vardır.
Anıtları fikirleri karşısında cüce kalır.
Bir adam vardır tam bağımsızlık, özgürlüktür.
Ne topraktadır fikri.
Ne heykeldir devrimleri.
O mu ? O, kim midir ?
O yüce insan: Mustafa Kemal Atatürk'tür.

Levent ÖZCAN

27 Haziran 2020 Cumartesi

Ya hep Ya hiç.

ya hep ya hiç.

güne, güneş
geceye, yıldız
yıldıza, sonsuzluk
sonsuzluğu 
          özgür
             kılmak
                   gerek

siyaha, beyaz
beyaza, bulut
buluta, gökyüzü
gökyüzüne
        güvercinler  
                    ekmek  
                          gerek

umuda, hayal
hayale, emek
emeğe, alın teri
alın terine 
            değer 
               vermek 
                       gerek

devrime, onur
onura, hak
hakka, birlik
birliktelik 
            güçlü  
               olmak 
                    demek

Levent ÖZCAN

27 Mayıs 2020 Çarşamba

deniz

bir çok şeyi sevebilir insan
en çok denizi seviyorum ben
şanslıyım elbet
ben deniz çocuğuyum 
deniz ve güneş aşkını
çok daha iyi bilirim sizden

Levent Özcan

Cambaz

cambaz gibiyim
cümlelerin üzerinde
sendellesemde imla korkusu ile
kafiye telaşına düşmeden
sağ salim şiirlerimle
sana ulaşıyor olmak güzel

25 Mayıs 2020 Pazartesi

Baş öğretmen...

Çanakkale içinde
  Gerekirse Vatan için "ölmeyi" öğretti.

Samsuna ayak bastı.
 Memleket İşgaldeyken, "kurtuluşu" öğretti.

Ankara da halk oldu.
 Hür irade ile "egemenliği" öğretti.

Afyon'un ovasında,
 Mazilerde unutulan,"zaferi" öğretti.

Saltanatı bitirdi,
 Yeni "Türkiye Cumhuriyetini" öğretti.

Her şey bilimle dedi.
Devrimler ardından "aydınlanmayı" öğretti.

"Türk Milleti zekidir."
"Karakteri yüksektir."
"Milletim çalışkandır."
Halkını hep sevendi.
Bizleri hep yüceltti.
Atam çok şey öğretti.
Tek uşaklığı "öğretmeyi" hiç düşünmedi!

SEVİLİYORSUN ATAM...


Levent Özcan

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...