Alınteri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Alınteri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

22 Aralık 2020 Salı

masal


Bir doğru varmış dün
O doğru yalanmış meğerse bu gün.
Masal tekerlemesi
Bir varmış bir yokmuş gibi.

İyi olan şeyleri
hafife almakmış
Evvel zaman içinde
Kalbur saman içinde diye
Yalanlara başlamakmış

Hiç bir zaman uz gidemeyen
Hep azla yetindiren
Ceylan kuş ağaç orman
dere tepe düz giden

Develer tellal iken
Kaf dağının ardında biz hayallerdeyken
Tıngır mıngır bizleri uyuturken
Yorgan yakmadığımız pireler
Şimdi, hayal bile etmedikleri yerdeler

Azınlığın sonunun mutlu  olduğu bu masalda
Kusura bakmasın hiç kimse
Onlar ermiş muradına
Ben şahsen çıkamayacağım kerevetine. 

Levent ÖZCAN

2 Aralık 2020 Çarşamba

Bademli Köyü Türküsü



yolların var padişahım
korumalı morumalı

tekerine taş değmez
atlarının nalı hiç düşmez

kasabaya vardığım 
yolum var kardaşım

eşkiyalar neci ki
her sapakta vergici

*         *        *

sarayın var padişahım
odaları bin hane

şölenin var padişahım
sofranda bir biz eksiğiz

yaşadığımız köyüm
var kardaşım

katığımız zeytin
sanki biz yetimiz

*         *        *

fermanın var padişahım
iyi ki allah değilsin

sen birsin  padişahım
ama biz yüz binleriz

şikayetim var kardaşım
bu düzen gitsin

yeter artık üzmesin
yeter artık düzmesin 


Levent ÖZCAN

23 Temmuz 2020 Perşembe

Bir sabah

bana 1 sabah sun ki
yüzümü...
sabah mahmurluğunu atmak için değil
yeni günün güzelliğine inanmak için yıkayayım.
mesela...
manşetlerinde cinayet olmasın günün
hepimiz kardeşiz derken
hak etmişler alın terini hakça bölüşsün.
mesela...
asker ölmesin
polis ölmesin
düşünce tutuklanmasın
işçi coplanmasın
mesela...
Çocuklar tek başına parka gidebilsin
Kadınlar güvende
Babalar akşamları elleri alışveriş dolu eve dönsün

Levent Özcan


10 Mart 2020 Salı

ZENGİNLER LİSTESİ


2019 yılının en zenginleri açıklanmış.
Ben ve bizim gibilerin yılın en fakiri listesini açıklıyorum.

Kişilik hakları Özel olduğu için isim yazmıyorum.

Listemiz şöyle...

1 Üniversite bitirip askerliğini bedelsiz yapmış genç delikanlımız.
Geliri sıfır.
Geçim : Harçlık.

 - Üniversite bitirip iş aramaktan bıkmış genç kızımız.
Geliri sıfır.
Geçim Harçlık.

2. İşten atılmış iş bulamayan baba! Şerefimle ne iş  olsa yaparım diye umutlanıyor. Ancak malum vatandaşlık almamış sigortasız merdiven altında çalıştırılan Vatansızlar, umutlarını suya düşürüyor.
Gelir: hanımının  gündelik ev temizlik geliri ve annesinin geçinmeye çalıştığı Babadan  kalan  emekli maaşından verdiği para yardımı.

3. Hiçbir emekliliği olmayan yaşlılık maaşı alan yaşlılarımız.
Geliri :  Çok  az  Geçim: Sosyal yardım. ( Keşke daha fazla bir şeyler yapabilsek

4. Yaratılıştan ASLINDA engelli ancak bizim gibilerin düşüncesinde engeliz insanlarımız.

5. Yıllardır gündelik- mevsimlik işlerde çalışan   sosyal güvenceden uzak emekçiler. Gelir : Bugün var yarına Allah Kerim.

6. Dünyaya henüz gelmiş. Tüyü bitmemiş çoğunlukta ki tüm çocuklar. Doğar doğmaz umutları borçlu hayelleri ipotekli.

7. Kocasından kalan emekli maaşıyla geçinmeye çalışan teyze !

8. Hayattaki tüm  emekliler.!

9. Sendika yanında, OLAN-olmayan tüm asgarî ücretliler.

10. Kepengini siftahsız kapatan küçük  esnaf.

...

YURDUMUZDA HER YIL EN ZENGİNLER LİSTESİ AÇIKLANACAK YERLERİ BİR ALTTA BİR ÜSTE DEĞİŞECEK.
 HAŞA BİZİM KİMSENİN   SERVETİNDE GÖZÜMÜZ YOK'
BELKİ DE BAZILARIMIZ BU KİŞİLERİN ŞİRKETLERİNDE ALIN TERİ DÖKÜYORDUR DA !
TOKTA  BİRAZ AÇIN HALİNDEN  ANLASIN !

 "Eee Ne Yapalım serbest ekonomi  devir Kapitalizm devri" bahanelerine sığınmasınlar.

İNSANLIKSA OLAY, HANGİ İNANÇTAN OLURSA OLSUN ZENGİNLER! LÜTFEN  KUTSAL KİTAPLARINI OKUSUNLAR.

İYİLİK VE YARDIM SEVAPTIRI, ÇOKÇA OKUYACAKLARDIR !

KUL HAKKI YEMENİN FAİZİN BÜYÜK GÜNAH OLDUĞUNU OKUYACAKLARDIR !

SADECE YARATICIYA KULLUK EDİLEBİLECEĞİNİ, KULA KULLUĞUN YARATICIYA ŞİRK KOŞMAK OLDUĞUNU OKUYACAKLARDIR !

A-N-C-A-K ...!?

HIÇ BİRİNDE KAPİTALİZM KELIMESİNI BULAMAYACAKLARDIR.


Levent ÖZCAN


24 Şubat 2020 Pazartesi

DÖRTTE BİR

Son çeyrekteyiz!
Piyango da Çeyrek biletiz.
Kokoreçte Çeyrek ekmeğiz.
Kıyma alırken 250 gram yine çeyreğiz.
Düğün dernekte Yakın akraba  ise (!) 
Zar zor Yine çeyreğiz.
Ekonomide ilk çeyrek ile son çeyrekten Bıkmışız.
Kuruluşumuzun 100 yılının son çeyreğindeyiz !
Biz ne zaman Tam Olacağız ?
Bizler ne zaman Küsuratsız yaşayacağız ?

Levent ÖZCAN

5 Ocak 2020 Pazar

SAHAYA ÇIKMADAN, MAÇ OYNAMADAN ŞAMPİYON OLAN TAKIM . ( bu yazıya mutlaka zaman ayırın.)




Cumhuriyet Kurulmuş.
Mübadele olmuş.
Rumların yaşadığı evleri, işledikleri toprakları Balkanlardan gelen mübadillere verilmişler.
Köyün orta yerinde,  Cami sınır.
Batı kısmı yani Rumların evlerinin olduğu kısım mübadillere dağıtılmış.
Anlayacağınız iki kutuplu bir köy.
Yerliler ve Muhacirler.
İlk zamanlar bırakın kız alıp vermeyi, birbirlerinin sokaklarına bile girmezlerdi.
Münferit ağız dalaşları, bazen ufak çaplı  kavgalar.
Epeyce bir süre anlayacağınız gergin bir ortam.
Muhacirlerin olduğu bölümde Kilise  okula çevrilmiş. Yerli halkın  çocukları da Mübadil çocukları da aynı sınıfları doldurmuş. 
Balkanlardan gelenler de Müslüman:  Namaz, cenaze derken kaynaşmalar doğal olarak başlamış.
Ancak  belki de Rumların evlerinde tarlaların da gözü olan Köyün yerli halkı içten içe yine de ayrımcılığa devam ediyorlarmış.

Adettendir düğün vesaire alaylarının önünde  köyün gençleri Türk bayrağı taşır. Alınan yüklü bahşişler bir kasada toplanırdı.
Bu köyde de toplanan bahşişler Futbol takımının kasasına konur malzeme alınırdı.
Yine bir gün düğün Alayı sırasında bayrağı  taşıyan köyün yerlisi genç nasıl olduysa elinden bayrağı yere düşürür.
Büyük suç. 
Haber Kaymakama iletilir.
Kaymakam hiddetlenir.
3O yıl boyunca Gençlerin düğünlerde Bayrak taşımasını yasaklar.
Bu karardan sonra Yerli ve Muhacir gençlerin arası daha da gerilir.
Yerli olanlar Bayrak Olayını Kaymakama Muhacirlerin ispiyonladığını söylerler.
Zaten oyuncu bulmakta zorlanan Köyün Futbol takımı ikiye ayrılır.
Biri Yerli Spor olur.
Diğeri Muhacir Spor.
Jandarma korkusundan Kavga etmekten çekinen köyün gençleri, hırslarını top sahasında birbirlerini yenerek alırlar.
Bu arada Köy Futbol Takımı dağıldığı için Kaymakamlığın düzenlediği köyler arası turnuvalara katılamazlar.!

____/
O zamanın gençleri evlenir çoluk-çocuk sahibi olurlar.
O çoluk çocuklarda büyür genç olur.
Bu ayrışma yani Yerli-Muhacir çatışması da yeni nesille yeniden gençleşir!

____/
Düğünler olur, düğünler bayraktarsızdır.
Kız - alıp vermelerde başlamıştır aslında iki taraf arasında.
Top yok, krampon yok, Köy takımı yok Çevre köy takımları ile maçlar yok!
____/
Gençlerin bu olay  canına tak eder sonunda.
Haberleşirler eski kilise şimdilerde okul bahçesinde gece buluşurlar.
____/
"Bu  hal böyle hiç iyi değil." 
"Bayrak taşıyamıyoruz,  bahşiş alamıyoruz." 
"En önemlisi de BİRLİK olup, Bir takım  çıkaramıyoruz." 
"Kaykamakamlığın düzenlediği Futbol Turnuvasına katılamıyoruz".
Gibi ortak sorunlarda birleşirler.
Düğünlerde Gençlerin Bayrak taşıması yasak olayına da kafa yorarlar.
Çünkü Düğün törenlerin de Bayrağa takılan paralar ile Futbol malzemesi almaktaydılar.
Bir fikirle heyecanlanıp yüksekçe sesle  sevinç naraları atarlar.
Fikir şudur: İlçe terzisine kenarları sarı püsküllü Türk Bayrağı ebatında kırmızı zemin üzerine çaprazlama beyaz renkte büyük harfle "Köy Gençliği" yazılı olan bir flama yaptırmaya karar verirler. 
Aralarında para toplayıp bir hafta içinde Flamalarına kavuşurlar.
Ve 10 Gün sonra Düğün alayının önünde Gençler Flamayla bayraktar olurlar.
Düğün sahibi başta olmak üzere köyden de bazı kişiler de Flamaya para takarak siftah yaparlar!

Bu olay 3-5 düğün devam eder.
Bu arada  askerlik çağı gelen gençlerin  Askere uğurlama celplerin de  bu flama taşınır. Futbol kulüp kasasına yine para girmektedir.
Nasıl olduysa bu flama olayı Kaymakamlığa ulaşır.
Kaymakam köyün ileri gelen gençlerini çağırır makamına:
"Benden önceki kaymakamların talimatı var elimde. "
Makam odasında sessizlik olur, sessizliği yine Kaymakam bozar:
"Sizin  Özel günler de düğünler de Bayrak taşıyıp bahşiş toplamanız yasaklanmış !"

Flama fikrini öne süren genç, gocuğundan Flamayı çıkarır: 
"Efendim bu Bayrak değil! Futbol takımımızın Flaması. Flamaya takılan paraları Bankaya yatırıyoruz. Buyurun Banka cüzdanımıza bakın üç kişi çekme yetkili. 
Bu paraları  rakı masasında yemek yerine,Futbol malzemeleri alıp turnuvalara katılmak için biriktiriyoruz." der.

Kaymakam bir Flamaya bakar, bir Banka cüzdanına. Ayağa kalkar " Gençler düğünlerde Türk Bayrağı Taşıma yasağınız şu andan itibaren bitmiştir, varın dönün köyünüze Aslanlar! der.

____/
Bu olayın geçtiği yıl 1968 yılıdır.
Bazı olaylardan dolayı Turnuvalar olmaz. Ta ki 1972 yılına kadar.
Ancak Her düğünle, her özel günde Bankada Futbol takımının parası birikir.
Hiç harcamazlar.

Cami Hoparlöründen şu anons geçer: Dikkat köyümüz sınırlarına Elektrik gelmiştir. Elektrik bağlatabilmemiz için (Kolay anlaşılsın diye şimdiki para ile yazıyorum ) 250 bin lira gerekmektedir. Herkesin ama çok ama az yardımlarını bekliyoruz ! Yardımlarınızı köy muhtarlığına yapabilirsiniz.!

____/
Fakirlik dönemleridir.
(Hoş Toprağı işleyen Köylümüz Tek parti dönemiden sonra ne zaman faizidir, destek ayakları altında kotalanan hatta ekimi dikimi yasaklanan ürünleri ekememeleri yüzünden rahat nefes aldı ki ?)
Köylü elinden geldiğince bolca yardım eder.
En büyük yardım yapan bir kişidir ?  Miktarı ise 100 liradır.*
Muhtarlığın elinde toplanan para miktarı : 117 bin liradır ancak !
Köy heyeti kararı ile Köy ortak kullanım alanı olan zeytinlik  125 bin liraya satılır.
Elektrik için toplanan para 242 bin Lirada tıkanır kalır. Herkes elinden gelen para yardımını yapmıştır!

___/
Eskinin Kilisesi şimdinin Köy okulu bahçesinde  gece vakti gençler hararetli olarak tartışır.
"Zaten turnuvada yok, kaç yıldır.Dolmuş masrafımız yok yeni forma ayakkabı masrafımız yok. Biliyorsunuz Kramponlar herkese zimmetli o gün antremana gelmeyenin  Kramponunu formasını başkası kullanıyor. Vallaha ben kara lastikle bile maç oynarım !"

____/
Gençler ertesi gün İlçeye gidip Klüp hesabında biriken tüm parayı kuruşu kuruşuna kadar çekerler. 
Dönüşte, Köy Muhtarlığına gidip Kulüplerinin tüm parası olan 6 bin 725 Lirayı Köylerine elektrik gelmesi için bağışlarlar.

Geri kalan para da oradan buradan toplanarak 250 bin lira toplanır ve Köye elektrik gelir.

____/
Köyde  düğünler  artık  sokak aralarına gerilen ampüllerin, aydınlığında yapılmaktadır.
Her düğün bitimine yakın, sahneye gençler çıkar Harmandalı oynar halay çeker ve  düğün sonlandırılırdı. 
____/
Yine bir düğün gecesinin sonunda Köyün yerli gençleri harmandalı  oynayıp yerlerine oturdular. 
Bu sefer sıra köyün muhacir gençlerine gelip harmandalı oynarlar. 
Sıra köyün yerli gençlerinin Halay çekmesine geldiği sırada gür bir sesle Aslanlar haykırışı işitilir.
Sesin geldiği yöne herkes bakar. Bayrak yasağını bitiren ve bir yıl önce yakın bir İlçeye tayini olan Kaymakamdır bu kişi.
Elektrik olayı kulağına gitmiş ve hala var olan Yerli-Muhacir çekişmesini bildiği için, düğünün bitimine kadar uzaktan gençleri seyretmiştir.

Halay çekilen yerin ortasına gelir.
"Ey yerli Halk Yörüklerimiz! Sizin değil miydi dedeleriniz? Rumlarla  yaşadığınız bu köyde Rumlarla beraber Zeybek oynayan?"

"Ey Muhacirler! Sizin dedeleriniz değilmiydi? Yunanistan Dramasında, Draniç'inde, Dranovası'nda Yunan komşularınızla Sırtaki oynayan Halay çeken.?

"Şimdi:"
"Kan bir! Bayrak Bir! Kader bir! Toprak bir! Dil bir! İnanç bir! 
Bu yıllarca saçma sapan sürdürdüğünüz ayrımcılık NEDİRRRR ? BUNDAN SONRA ayrımcılık yok" diye bağırır. 
Şoförüne işaret eder. 
Şoförü elinde bir Kupa ile gelir.
Kaymakam kupayı havaya kaldırır: " Bu kupa katılamadığınız Kaymakamlık Turnuvarına istinaden size hazırlattığım sizin Köy Takımınıza özel KAYMAKAMLIK ŞAMPİYONLUK kupasıdır" der.
Ve...
Hışımla  bir yerlilerden genç, bir muhacirlerden genç olmak üzere büyük bir halay oluşturur. Kendisi de Halayın en  başına geçer.
"Vur davulcu der."
...

Bayrağın o yıllarda ki önemine bakın !
Birde şuan ki önemine bakın.
Vatanımızın çok iyi yaşanılabilir olması için o dönemde ki gençliğe bakın !
Ortak çıkarlar söz konusu olduğunda gözleri hiç bir şey görmeyen gençlere bakın !
Ve şimdi bırakın arkadaşını Aynı iş için farklı görüşte olan kardeşini bile satan gençlere bakın!
Bir köy Futbol takımının maç bile oynamadan kazandığı başarıya bakın!
Şimdi ki kadrolarında 11 yabancı oynatan milyon dolarlık Futbol Kulüplerine ve başarılarına(?) bakın!

____/

Birde...
Birde...
Birde...
Neyse !
Vesaire...
Vesaire...
Ha * 100 lira yardım yapan mı onu daha sonra yazarım!





Levent ÖZCAN

4 Ocak 2020 Cumartesi

PAYDOS


Ismarlama şiirler yazarım.
Alın terim, bedenim işçi benim.
Ellerim kaba saba,
parmak boğumları nasırlarıyla,
kalemi sert tutar,
yüreğim ısmarlar,
ben yorgun, ben durgunum ama
yumuşacık şiirler düşünür,
bir kaç satır karalarımı yinede,
emekten yana.

Karanlık Ege denizi aydınlanır,
adalar netleşir,
dalgalar susar.
Yıldızlarla ay , güneş olur.

kalemle kağıt buluşunca.
anca ben o zaman dinlenirim.



Levent ÖZCAN.


1 Ocak 2020 Çarşamba

HATIRLATMA.

Ne zaman beni hatırla biliyor musun ?
Kontak basmadan önce açtığın arabanın sol ön kapısında,,,
Ne zaman beni hatırla biliyor musun ?
Her Sollama yapmadan önce sol aynaya baktığında,,,,,
Ne zaman beni hatırla biliyor musun ?
Bir lokmayı sol tarafınla çiğnemeye başladığında,,,
Ne zaman beni hatırla biliyor musun ?
Sağa sola bakarken Bir an solun gerçekten acıdığında,
beni, hatırla.

Levent Özcan

Farkındalık

Sen, benden farklısın.
Bende, senden farklıyım.
Sen, kocaman ovaya can veren nehirler, 
Ben, uçsuz bucaksız, denizin kumsalı
Güneş, ilk sana doğar.
Bana gelir sonra.
Günümüz yaşlanır, farklı farķlı.
Sana, karanlık olduğu anda,
Bana kumsalda,
Sana, senin için
martı gırtlağında
balık kuyruğu dalga izinde
şiirler dolusu gün batımı...


L.ÖZCAN

31 Aralık 2019 Salı

BUDAMA

Durgunum bugün
yorgunum bugün
insanlar goncasını görsün,
insanlar meyvesini yesin diye
güllerin filizlerini,
ağaçların dallarını kesmekle
geçti günüm.
Şekil verdim çalıcıklarla, ağaççıklara
etim kanadı.
Kollarım acıdı.
Ama olsun be,
yine bugün alın terimle
kazanmanın gururu ile
yürüyüşüm ahenkli
başım dik
gidiyorum evime.

Levent ÖZCAN.


2 Eylül 2019 Pazartesi

KAZ DAĞLARI ŞARKISI.

gövdeyi biçen
kökleri söken
katil metal makine

nefesi çalan
yeşili yutan
vahşi maden sermaye

dünya mavilik
orman can nefeslerimiz
tüketmemeliyiz-----biz

yurdumuz cennettir
ormanlar  geleceğimiz
kestirmemeliyiz-----biz

kızıl çamlar
ürkek ceylan
dalda kuşlar ve sincaplar
can dağları 
kaz dağları ahh

yerde çiçek
koşan tavşan
şanlı bulut dağ başları
kaz dağları
can dağları ahh

yurdumu soyan
güle güle kaçan
her şey sana  haram


Levent ÖZCAN

29 Ağustos 2019 Perşembe

Tü tü tü si si si.

1862'de Dış alımı engellemek için kuruldu.
1879'da(15 yıl sonra )
Maalesef ki  ve maalesef devletin iç borçlarına karşılık dış sermayeli bankerlere devredildi.

____/ Sylahdachlar
____/ Treubund
____/ Selmah
____/ Duex coos
____/ Regie Monopole

__________ Ve bir çok marka kağıtların yanında satıldı 

__________/

Kurtuluş savaşı,
Cumhuriyet Kuruldu.
Masa savaşı Lozan'dan sonra, 
1925  yılında millileşti.
Taa 1983 yılına kadar :

____/ Yenice
____/ Gelincik
____/ Sipahi
____/ Bafra
____/ Birinci
____/ Bitlis
.........
____/ Samsun, Maltepe (vesaire) oldu.

Çiftçiye, 
Fabrikasın da çalışana ekmek oldu.
____/

1983'te ne hikmetse, hangi akla hizmetse KİK ( kamu iktisadi kuruluşu)'na dönüştürülerek özelleştirmenin önü ufaktan açıldı.
Bu süreçten sonra ki yıllarda kotalama inceden başlatıldı.

____/ 
2002'de iktisadi devlet teşekkülü  oluşumu ile en fazla getiri getiren kurum dış güçlerin iştahına sunuldu.

____/  
2008 yılında sigara, pipo, kıyılmış tütün ve nargile tütünüyle ilgili varlıkları özelleştirildi. TEKEL'in sigara üretim kısmını satın alan British American Tobacco (BAT), TEKEL markasını da devraldı. 
____/

İKİ BİN ON DOKUZ.

30 ağustos Zafer Bayramını kutlamalarına katılacaklar töreni beklerken,
 "Seylan yada kaçak çay" karışımlı çaylarına 2 tane Amerikan Glikoz kesme şekerlerini atıp, 
yanında
 hangi ZAFER marka sigaralarını içiyor olacaklar acaba ?



Levent Özcan.

27 Ağustos 2019 Salı

Devrim ve Bağımsızlık mı ?

____/ İngiliz Devrimi.
Krala karşı ! Cumhuriyetçi bireylerin özgürlük kazandığı devrim.

_____/ Amerikan Devrimi.
Bir çok ırka ait fert kolonilerin, İngiltere ve Fransa'ya karşı ! kazandığı bağımsızlık devrimi.
(Amerikan ırkı diye bir şey yoktur.)

_____/ Fransız Devrimi
Fransızların Monarşiye son verip ! Cumhuriyet rejimini elde ettikleri devrim.

_____/ Rus Devrimi.
Bolşeviklerin.Çarı devirip ! Kominizmi iktidar yaptıkları devrim.

_____/ Alman Devrimi
Almanların İmparatorluk rejimini yıkıp , Weimar Cumhuriyeti'ni kurdukları devrim.

......... vesaire vesaire kanlı-kansız devrim dolu..........

Hepsini incelediğimiz de bir ülke sınırları icinde yönetim şekillerinin degiştiği devrimlerdir.

...........
____/ Türk Devrimi.
Atatürk Devrimleri.
Öncesine Bakış.

* Padişah kendi saltanatının devamı için işgalcilerle kol kola. Sefalet içinde ki halk umurunda değil.
* Yüzyıllardır teba olanlar bir anda azınlık mertebesine ulaşmışlar Vatana ihanet diz boyu her bir azınlık vatandan toprak koparma peşinde.
* Ne idüğü belirsiz ajanlar vatan topraklarında cirit atıyor.
* Memleketin her yeri Hristiyanlığı yaymaya çalışan misyoner kaynıyor.
* ithalat-ihracat demir yolları-deniz yolları kısacası ekonomi yabancı şirketlerin elinde.
* Ordular dağıtılmış silahlara el konulmuş.
* Amerika, İngiltere, Fransa, İtalya kapitalizmi,Yunanistan Megalo ideali tetikte, Bolşevik Komünizm erketede.
* Kocaman İmparatorluk 1071'den 1919 yılına kadar süregelen sürecin sonunda,dört bir yandan intikam alma, kinini kusma heveslilerince sarılmış durumda.

30 Ağustos'ta
Mustafa Kemal önderliğinde ki Devrimciler !
Rejimi devirdi.
İngiltere-Fransa-İtalya-Yunanistan-Amerika kısacası yedi düveli yendi.
Mustafa Kemal Önderliğinde ki Devrimciler !
İhanetçileri, bölücüleri yendi.
30 Ağustos Devrimcileri :
Hurafeleri devirdiler, aklı bilimi, gerçek ilimi iktidar yaptılar.
-----------

Osmanlı Torunuyuz diyor ya bazıları.
Doğrudur. Osmanlı sadece Türkler'den ibaret değildi.
Osmanlı topraklarında 72.5 milletten insan yaşardı.
____/

Mustafa Kemal Önderliğinde, 30 Ağustos Devrimcileri !

Minarelerde Ezanı,
Camilerde Namazı,
Yüreklerde İnancı
Kurtardı.

30 AĞUSTOS'TA
Mustafa Kemal Önderliğinde ki Devrimciler !

Alparslan,
Fatih Sultan,
Kanuni'nin
Osmanlı'yı Uçuruma sürükleyen
Abdülmecidin
Abdülhamitin
Vahdettinin

Onurunu
kurtardı(lar).

Özgür Osmanlı Torunları
ATATÜRK VE DEVRİMCİLERİNİ
Biz Atatürk'çülerden daha çok seviyor olmalı



Levent ÖZCAN

21 Ağustos 2019 Çarşamba

KAZ-MA


DEĞER.

Benden İki yaş büyükler  bir sene önce askere alınmış.
Ön cephelerde savaştıklarını ama er ama geç duyuyorduk.
..........
Babam orman işletmelerinde yetkiliydi.
Dağ yamacında genişçe bir kulübe de ailecek kalıyorduk.
Şanslıydık ! Devlet bize İnek bile vermişti. 
Sütümüz, yoğurdumuz, peynirimiz eksik olmazdı.
Etrafımız  elma ağaçlarıyla doluydu.
Kah ormanda kah elma  bahçelerinde çalışıyorduk.
Toprak bereketliydi. 
Kulübenin etrafında domates, biber bile yetiştiriyorduk.
______/

Alman ordularının Ukrayna'yı bir çırpıda teslim alıp iki dağ ötemize kadar geldiklerini biliyorduk.
Bir gün sonra çevrede konuşlanan  seyyar Bolşevik  birliği de apar topar gerisin geriye geri çekilip gözden kayboldu.
Kestiğimiz kütükleri, elma dolu kasaları her gün almaya  gelen kamyon bile gelmedi.
İlçeye inemiyorduk. Tatar çocuklarını bile, Bolşevik'ler silah altına alıyordu.
______/

Kulübedeydik. 
Araç sesi duyuldu. 
Araba durdu.
Kapı çalındı.
Açtık.
Alman askeri ve bir Alman Teğmeni.
______/

Artık kütükleri ve elma dolu kasaları Almanlar alıyordu.
İneğimizi de aldılar.
Yokluk kıtlık çekmeye başladık.
Bir yıl böyle devam etti.
Moskova kapılarına dayanan, Kafkasya'ya tırmanan Alman ordusunun haberlerini duyuyorduk.
...........

Yine;
Kulübedeydik. 
Araç sesi duyuldu. 
Araba durdu.
Kapı çalındı.
Açtık.
Alman askeri ve bir Alman Teğmeni.
______/

Alman ordusu Kırım Tatar bölüğüne alındım !
Kara kıştı.
Buzlar çözülmedi ama Alman ordusu hem disiplin hemde takat yönünden çözüldü.
Hiç savaşmadım. Kafkasya sırtlarından gerisin geriye ta Sivastopul limanına kadar çekildik.
Annemi babamı kardeşlerimi hiç göremedim.!
Gemilere bindirdiler.
Bolşevik uçak saldırlarında batmaya ramak kala, Romanya kıyısına ulaştık.
Apar topar birlik olduk.
Başımızda Bir Alman Albay,
İstasyona ulaştık.
İstasyon ana baba günü gibiydi.
Yaralılar cesetler !
Trene bindirildik.
_____/

Orta ve sona yakın vagon, çatlamış çilek reçeli kavanozu  gibi yoğun akışkan kıpkırmızıydı !
Ormana zor attık kendimizi.
Bolşevik uçakları, göz açıp kapatana kadar treni ateş topuna çevirdi.
İyice orman içine kaçtık.
Gece oldu.
 Bir başka tren sesiyle toplandık .
Başımızda Albay acı frenle duran Trenin yanına koştuk.
Vagonlar asker doluydu.
Sabaha kadar Tren yolunu  açtık.
Albay  " 70 kilometre tren yolunu takip edin. Orada Ukrayna'dan gelen trene  binerseniz burada yer yok" diyerek, Trene binip uzaklaştı.
( Daha sonraları öğrendim ki bizim birlikte bulananlardan bir grup, tren yolunu takip etmiş ve Ukrayna trenine ulaşmışlar. Albay da oradaymış bir başka birlik kıdemli Albayına " Birliğini terk edip bizi kendi başımıza bıraktı" diyerek  bizim Albayı şikayet etmişler.. Kısa bir sorgulamadan sonra "O" Albay oracıkta kurşuna dizilmiş.)
______/

Ben ve benim gibiler korkudan tren yolunu takip etmedik. Orman dağlarını aşıp, sevkiyat yerine vardık.
(Dağ köylerinde Romen halkından zorla domuz yağı alarak ayakta durabildik. Huş ağacının kabuklarını yiyerek beslenen köy halkında kala kala domuz yağı kalmıştı. Diğer gıda ne varsa yoksa hepsine Alman ordusu el koymuştu.)
_____/

İstasyona vardık.
Bir çok birlik artıkları birleştirildi.
Yine,
Trenlere bindirildik.
Macaristan'a oradan da  yer yer silah ve top sesleri eşliğinde  Budapeşte'ye vardık.
Şehrin tam ortasından Tuna nehri geçiyor.
Batı tarafında biz, nehrin karşı tarafında Sırp partizanlar var.
İki gün öylece dinlendik.
Yeni birlik komutanımız: " sabah erkenden nehirin karşı kıyısına baskın yapacağız, herkes hazır olsun " dedi.
İlk defa hücuma katılacaktım. " Ah ulan Romanya da firar etseydim keşke dedim " . Ancak orada da Romen partizanlar vardı !
_____/

Nehirin ortasında ki adaya sızdık.( Margarit adası).  
Her şey sakindi.
Yavaşça ilerliyorduk ki :
Birden karşıdan gelen yoğun makineli tüfekle  en önde ki birlik komutanının biçildiğini gördüm.
Sol omzumda bir sıcaklık hissettim. 
Sonrası kocaman karanlık.
_____/

Gözlerimi acı ile açtım.
Vurulmuştum.
Sol yanım sarılı, sarsıntıyla sallanıyordum.
Etrafım inleyen, ağlayan askerle doluydu.
Belli ki yaralı trenindeyim.
Tekrar bayılmışım.
_____/

Avusturya-Alman sınırında zamanında Yahudi zenginlerinin dağ evi olarak kullandıkları villalara yerleştirildik.
Sarışın mavi gözlü Alman hemşire kaldığımız villada ki yaralı askerlerle ilgileniyordu.
Savaşın sona erdiğini, Hitler'in öldüğünü, Bolşeviklerin Berlin'i aldığını o hemşireden öğrendim.
_____/

Kırım Tatar'ıydım. 
Ama öyle ama böyle Alman ordusu mensubu olsam da sonuçta Sovyet vatandaşıydım.
Bolşeviklerin ben ve benim gibilere neler yapacağını düşünmek bile istemiyordum.
Eski kuvvetim yerine geliyordu. 
Tedavi için Almanya'ya gönderileceğimizi öğrendim.
Ve tabii orada sorguya çekilecektik.
Nakil Treninin penceresinden kafa kağıtlarımın hepsini attım.
Sarışın hemşire yardımıyla vagon yaralı kayıt defterini de bir şekilde yok ettik.
Tek tesellim gideceğimiz yerde Amerikan kuvvetlerinin olacağını biliyor olmamdı.
_____/

Nünberberg'te yarı açık bir kampa yerleştirildik.
Amerikalı askerler gözetimindeydik.
Sorguya alındım.
"Kırımda yaşayan  Tatarım.
Alman ordusu tarafından.
Zorla çalıştırılmak için esir alındım.
Budapeşte de vuruldum" dedim.
_____/

_____/

" Seni nereye gönderilim" diye sordu masa başında oturan Amerikan Binbaşısı.
" İstersen Kanada, Amerika, İngiltere, yada burada Almanya da kal "
Savaş daha sıcaktı. 
Nice vahşeti görmüştüm.
Türkiye savaşa girmemişti.
"Bolşeviklere beni vermeyin" dedim.
" Ben  Türkiye'ye gitmek istiyorum. "
O karmaşa da kayıtları irdelemediler.
Kafa kağıdım yerine beyanıma göre ismimin karşısına TURKEY yazdı, Amerikalı Binbaşı.
Antlaşmalar gereği işe yerleştirilmek ve iskan sağlanması garantisi ile İzmir'e gönderildim.
______/

Evlendim.
Çocuklarım oldu.
Devlet Kara yollarında çalışıyordum.
Yıl 1972.
Bursa'dan biri tayin olarak geldi ekibimize.
O da, Kırım Tatar'ımış.
0 da, Alman ordusuna alınmış.
O da, bir yolunu bulup kendini Türkiye'ye göndertmiş !
"Sen Alman Hükümetinden Alman ordusunda görev yaptığın için  maaş alıyor musun" diye sordu bana.
" Ne maaşı ? Hem ben Kırım'dan geldiğim anlaşılmasın diye yaralı vagonunda ki kayıt defterlerini yok ettim" dedim.
Kendisinin nasıl müracaat ettiğini uzun uzun anlattı. " Yinede sen git " ısrarlarını sürdürdü.
________/

Alsancak'ta Alman konsolosluk binasına girdim. Sekretere başımdan geçenleri anlattım. Sekreter "Biraz bekleyin" diyerek yanımdan ayrıldı. Bir süre sonra geldi ve " Konsolos Bey sizinle görüşmek istiyor" dedi. Beraberce Konsolosun odasına girdik. Ben anlattım sekreter tercüme etti. Konsolosun  yaralandığım yeri görmek istediğini söyledi. Gömleğimi çıkardım. Sol omzumda ki yara izini gösterdim. Beni Varyant da ki hastahaneye göndereceklerini oradan gelen rapora göre de bana haber vereceklerini söylediler. ( İki adımlık yer tutarı taksi ücretini de verdiler !)
______/

Altı ay sonra yazı ile beni Konsolosluğa çağırdılar.  Askeri arşivleri taradıklarını ve Avusturya'ya kadar olan bölümden sonra ki kayıtlara ulaşamadıklarını belirttiler. Ben de o kayıtları bilerek yok ettiğimi  eğer Sovyetler Birliğine geri gidersem, Bolşeviklerin beni öldürmesinden korktuğumu söyledim.
_______/

Ziraat Bankasında  hesap açıp gelmemi söylediler. Hemen gittim hesap açtım. Hesap numaramı aldılar. Önce toplu bir paranın geleceğini (geçmiş yıllara ait) daha sonra her ayın şu gününün de  şu kadar Mark yatacaktır deyip bana teşekkür edip veda ettiler.
_______/

- Yapma ya ?!!!

Yaaa. Hani bana sorup duruyon ya,
 " Enver Amca 69 Model bu külüstür Ford  arabayı kullanmasan da her gün neden bir yerlerini tamir ediyorsun  diye. " İşte bu arabayı 1972 yılında Alman Hükümetinin gönderdiği birikmiş para ile aldım." Bu arabada Anne-Baba Kardeş-Memleket hasreti var. Ben ölene kadar bu araba burada kalacak.....

Allah rahmet eylesin Enver Amca.
(Arabası yok şimdi sokakta)

Levent ÖZCAN.







1969 Model Alman Ford'u satın aldım.

18 Ağustos 2019 Pazar

KARŞI-KARŞIYA



İsa'nın Çarmıha gerildiği Haç'ın;
Üç parçasından
Biri:
İstanbul'da.
Diğeri :
Vatikan'da
Üçüncüsü:
Agiasos köyünde olduğu.
____/
Beş adaya Abilik yapan.
____/
88 köyünde Kütüphane ve okul olan.
____/
Dolambaçlı yollarıyla, (uyarı amaçlı): ölümlü kazaların olduğu yerlere dikilen minyatür şapelli yollarıyla.
____/
Her daim rüzgara açık ancak tek bir rüzgar gülünün dahi kurulmasının yasak olduğu.
Mazottan elektrik üretildiği için elektiriğin çok pahalı olduğu.
Doğa dengesi adına halkının buna dırdırlanmadığı !
____/
Zeytin ağacının zenginlik, zeytin ürünlerinin marka olduğu.
____/
Kumsalından en yüksek dağının zirvesine kadar süregelen medeniyette bitki örtüsünün korunduğu.
____/
Park ücretlerinin yasak olduğu. !
____/
Kuzeyde eğlencenin Molivos, iç deniz Kallion'da sardalyanın gümüş olduğu.
____/
Komünist Mandamados köyünde dileklerin kabul olması için, girişinde gerçek uçak bulunan Kilisesine Mitillini'den doğa yürüyüşlerinin yapıldığı.
___/
Pek polisin görünmediği.
____/
Ceza evinin olmadığı !
____/
İnsanların daralmadığı, rahat nefes aldığı.
____/
Çanakkale, Balıkesir taa İzmir'in Karaburun'una karşı kıyı komşu olan:
Yunanistan Hükümeti !
Midilli Adası !
Eyyyy..........
Midilli Halkı !
............
Bizde bir söz vardır : " Komşuda pişer bize de düşer."
Şuan Nefes aldığınız temiz havanın kaynağı
"KAZ DAĞLARI."
Bırakın pişmeyi şuan yanıyor yüz-binlerce ağacın ocağı yıkılıyor.!
Yanık kokusunu yakında genizlerinizde hissetmeye başlarsınız !
Su
Hava
Toprak
Ortak NOKTAMIZ.
Veeeeeee.
İşte O an size düşecek hiç bir şey kalmadığını anlarsınız.



Levent ÖZCAN

17 Ağustos 2019 Cumartesi

Hafıza depremi.


Dolgu alanı üzerine yapılan evleri deniz yuttu.
_/
Bazı mahalleler tümüyle haritadan silindi.
_/

Türkiye AKUT'un ismini ilk kez duydu.
_/
17 bin 480 vatandaşımız can verdi.
_/
Geri kalanlar evsiz kaldı.
_/
Deprem bilimciler; depremi Kuzey Anadolu Fay hattında ki kırılmaya bağladılar.
_/
Jeoloji ile alakası olmayan biri ? Depremin sebebini Gölcük tersanesinde içki içen Subaylara yamadı.
_/
Deprem alanını gezen Clinton'un burnunu sıkan bebeğe ev sözü verildi.
2010 da liseli olan genç:
" Ev sözü tutulmadı.
Çocuk reklamında oynayacaktım;
Hülya Avşar benim yerime kendi kızını reklamda oynattı dedi."
_/
Bina inşaatını eksik malzeme ile yapan,

195 vatandaşımızın ölümünden suçlu bulunan :
Müteahhit Veli Göçer 18 yıl 9 ay ceza aldı.
7.5 yıl sonra ceza evinden çıktı.
Anında Bursa'da başka bir isimle yine yeni binalar dikmeye başladı.
_/
Deprem sigortası zorunlu kılındı.
_/
Deprem yaralarını sarmak için: Geçici Özel Tüketim Vergi uygulaması başladı.
_/
AKP hükümetinde bu vergi kalıcı oldu.
ÖTV'yi hala ödüyoruz.
_/
Gölcük'te ki afet toplanma alanları 2016 yılında imara açıldı.

................o..................

Acımız nereden bakarsanız bakın oldukça büyük.
Allah bir daha bu tip hadiseler yaşatmasın.

Levent ÖZCAN

14 Ağustos 2019 Çarşamba

TÖRK-İŞ


Trakya'da doğdu.
Esir alındı, köle olarak Roma'ya satıldı.
İyi savaşçıydı !
Bir canı alırken canını kurtarıyordu.

Roma arenaların da ölümüne gladyatör oldu.
İsyan etti. 70 arkadaşıyla dağlara kaçtı.
Roma'yı yıkma derdi yoktu. !
Köle edilmişlere özgürlük, ağır vergilerle bunalmış köylüler halkına amacı: rahat nefes aldırmaktı.
Kaçak köleler ve ezilen emekçi köylülerle birlikte 70 bin kişi oldular.
Sapkın halklarından uzak senato üyelerinin uykularını kaçırdı.
Üzerine Gönderilen Roma ordularını perişan ettiler.

_____/
Demokrattı.
Kararlar ortak alınırdı.
Kazanılan ganimetler eşit bölüşülürdü.
İki hedefi vardı.
Biri Özgürlük diğeri Adil bölüşüm.
Rüşvetler yollandı, kendisine. sınırsız özgürlük vadedildi.
Hepsini ret etti.
.......
Adriyatik kıyılarına kadar ulaştı.
Kölelerle birlikte Özgürlük için Yunanistan'a geçeceği sırada, İspanya ve Trakya'dan takviyeli Roma ordusuna yenildi.
6 bin kişi sıraya geçirildi. "Lideriniz kimse öne çıksın" denildi.
6 bin kişi hep bir ağızdan BENİM diye haykırdı.
Sonuçta O anda, 6 bin SPARTAKÜS katledildi.
.........
İsa'dan önce yaklaşık 1500 yıl önce,İbrani tuğla işçileri, az ötelerinde
Mısır Pramitleri yapımında çalışan işçi köleler tarihteki ilk grevcilerdir.,,
_______/
İNGİLTERE.
1600' yılının buharlı makine döneminin ikinci yarısı.
Kırsal kesimden, Şehirlerde kurulan fabrikalarda çalışma göçü.
Sanayi devriminin arkasında vahşi kapitalizmin de hortladığı yıllar. !
İşçi birlikteliklerinin ilk adımlarının atıldığı yıllar.
______/
İlerleyen yıllarda ne hikmetse bizi kıskandığını bildiğimiz,
Ancak bir türlü adlarını söyleyemediğimiz BATILI devletler:
1650 den başlayıp günümüze kadar işçi haklarını besmele gibi ezberlediler.
______/
Nazım Hikmet'in dediği gibi.
.........
Bir değil, Beş değil,
Yüz milyonlarcasın maalesef.
Koyun gibisin kardeşim,
Gocuklu celep kaldırınca sopasını Sürüye katılı verirsin hemen
Ve adeta mağrur,
koşarsın salhaneye.
....
Günümüzde de kölelik var mı ?
Günümüzde de gelir adaletsizliği var mı ?
Neden emekli Bin lira fazla maaş almaz ?
Neden İşçi daha fazla hak kazanmaz ?
NEDEN İNSANLAR EKONOMİKKKKKKK
ÖZGÜRRRRRRR DEĞİLDİR.
______/
Kurban bayramında, bütçeyi denk getiremeyip Kurban kesemeyen bir işçi !
Kurban bayramında, KURBAN edilen milyon işçi.
______/
Bak bi !
Trakyalı köle Gladyatör SPARTAKÜS'e,
Bak bi !
Bir de bizim TÖRK-İŞ gladyatör Spartaküs'e !?

Levent ÖZCAN.

13 Ağustos 2019 Salı

KONSER

36 tane siyah.
52 tane beyaz.
Tuş...
/
LA ile başlar DO ile biter.
DO dan sonra ki tuşa ve ilk LA tuşuna bastın mı.
Çok seslidir....
Oktav olur çift tını verir.
Temel yedi nota yanında
Diyezi var Bemolü var.
88 Adet tuş....
Abonoz ağacının bir kolu eder.
/
Gövdesi ve parçaları için,
Ayrı ayrı
çam
kestane
ladin
akçaağaç
top yekun hepsini toplasan anca bir ağaç eder.
/
1700 yılı içinde İtalya'da Arptan esinlenilerek icat edilmiş.
.....
Matematik gibidir Müzik.
Notaları:
Topla-çıkar, böl-çarp.
Ruhunun ufuklarını keşfedersin.
Ve evrenseldir müzik. zaman geçtikçe klasikleşir.
Ne formülü unutulur nede besteleyeni de.
______/
Mozart, Bethoveen, Bach'a inat;
" Her şey olabilirsiniz ama sanatçı olamazsınız ! " diyen Mustafa Kemal ATATÜRK'ün
fikirlerinin temsilcisi: Dünyaca ünlü Piyanist Fazıl SAY .....

Topu topu bir ağaç bile etmeyen Piyanosu ile......
Yüz binlerce katledilen,
Milyonlarca katledilmeyi bekleyen ağaçlara,
Havamıza, suyumuza sahip çıkmak için.
18 Ağustos gecesi KAZ DAĞLARIN da.
_______/

Hiç bir nota bilmeyen,
kalem alıp söz yazamayan
yeri geldiğinde;
Vatan vatan diye inleyip,
10-15 festivalde sahne kapan,
Ya kadın yada adam aşk çaresizliğini
yıllarca döndürüp durup sözüm ona şarkı yapan !
Şarkıcı takımı nerede ?
_______/

Fazıl Say bunların topuna 88 tuşla basar.
(Basar da bu şarkıcı takımından bi OKTAV olmaz.)



Levent ÖZCAN
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...