Drenova etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Drenova etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

31 Aralık 2019 Salı

Bu uçuk geldi.
Bu oldukça iddialı.
Hoşuma gitmedi açıkçası.
Bu da çok cafcaflı.
Pembe yakışmaz adama uymadı.
Bununla da olmaz ağırlığını kaldırmaz.
Her sabah ki kararsızlığım bu.
Ve bu beni bir gün öldürecek.
Neyse yine klasik takılayım bugün de.
Kursun kalemle başlayayım güne. Gökyüzünde kara bulut.
Ülkemin üstünde karabasan. Hükümsüz mühürsüz oylarla bileği, boynu bükülmüş Yurdumun.
Yorgunum.
Aslana sorsanız
Sirkte kırbacın şırrak sesin de
Sinmek ister misin diye?
Yada..
Bülbüle altın kafes vaad etseniz ,
Özgür iradesi ile ne derdi acaba ?
Koyun; çobanını, çoban köpeğini severde.
Kasabanın bilinmiş bıçağıyla yüzleştiginde.
Son pişmanlık fayda eder miydi ?
Boğazlanmadan önce ki
Son melemesinde.?
Hücre var.
Kan var, kütle var..
Hayvan var, ot var ağaç var..
Ancak akıl, akıl yok..
Düşünerek isyan yok...
Acı direniş sadece içgüdüsel. .
Sabahın köründe,
Kara kalemle düşüncelerim şiirsel.
Körü körüne inananların gözüyle bakarken,
Yatağımda gözlerimi ovuştururken,
Birden kırbaç.,
Birden altın kafes,
Aniden pas parlak bıçak geliyor aklıma.
Esnemem,gerinmem yarım kalıyor.
Bir çırpıda yüzümü yıkıyorum.
Düşüne bildiğim için,
Bana bahşedilen değerden dolayı.
Kendimle gurur duyuyorum.
( EN GÜZEL GURUR zengin yada fakir değil. . İNSAN OLDUĞUNUN farkına varabilme kibiridir. )

Levent Özcan.

9 Eylül 2019 Pazartesi

KURTULUŞ



-Bree bizimkiler Ankara'ya dayandı.. 
Bu gece paskalya gibi olacak..

Bulgar
çetelerinin, Rum çetelerinin zulümleri yıllarca yetmediği gibi, Millet olarak Türk olarak Anayurdun da elden gidiyor haberleri: Selanik'te Kavala da sıkışıp kalmış Türklerin canını dar ediyordu.

Hoş ne İzmir'i görmüşlerdi ne Ankara'yı. Ama bir zamanlar Özyurtları olan oraları, burada yaşamalarının garantisiydi.

Kavala'ya bağlı Draniç köyü ile Drenova köyleri arasında uçsuz bucaksız ovaya baktı Mahmut. Haberler hep acı acı geliyordu..

 Mayıs 1919'da "O" gün herkes evlerine kapanmıştı...

Köy sokaklarında başta aşırı milliyetçi Yunan gençleri olmak üzere hatırı sayılır kalabalık, İzmir'in işgalini kutluyordu. 

Ve bugün daha kötü bir olay ki yine kutlama gecesi olacaktı.
Gerçi az önce haberi veren adam iyi komşuydu çoğu Yunanlı köy halkı gibi zararı yoktu.. 

Abdülhamit zamanında daha çok baskı ve çete korkusu vardı.

Dost yaşamışlardı yüz yıllarca. Kimi tütün kimi meyve kimi sebze hep beraberce Drama ırmağının bereket dağıttığı bu ovadan nasiplenmişlerdi

.Oturduğu tepecikten doğruldu kıl heybesini attı omzuna köye yol aldı keçi yolundan...

Evin avlusunun kocaman tahta kapısını açtı.. Hanımı kocaman çinko leğende ekmek için hamur yoğuruyordu.
Padişahtan umut keseli epey olmuştu.

 Ayşe "Selanikli Mustafa Kemal'de cılk çıktı." dedi
.Hoş bu kadar yoklukta Draniç'i, Drenova'yı, Kavala'yı, Selaniği kurtarmayı çok hayal etmiyorlardı.

Tek güvenceleri nasıl burada   yaşayan Türkler iseler, Osmanlı topraklarında da yaşayan Rum halkının olmasıydı.Burada yoğun baskı görseler, Osmanlıda yaşayan Rum'lar da karşılık olarak baskı görürlerdi..
...

(1800'lü yılların ortalarında İzmir'in bir köyü..)
İrice , geçirirken öksüz kıtlık aylarını,

Sohpetteyken balıklar zeytin aksi yüklü koylarda,
Aniden bir hışımla inmiş Karadağ eteklerinden.
Bay ANCONOZ.

Denizi almış taa karşısına,

Yorgunluk bilmeden,derme çatma bir ev yapmış.
Taze sürgünlü devasa gövdesi reçine kaplı..
Yaşlı mı yaşlı , tepe yamacındaki badem ağacının yanına.


Terini silmiş son çiviyi çakınca,kapısının tutamacına.
Dönmüş yüzünü kenarları deniz işlemeli.
Görkemli badem ağaç desenli şaraplık bağ motifli ovaya.


Çıkarmış kıl heybesinden 10-15 zeytinle, keçi peyniri ve çeyrek kepekli ekmeğini,
İnançlarının izinde diz çöküp haç çıkarmış, şükretmiş Tanrının oğlu İsa'ya


Yeni bağ bozumu yıllık kırmızı şarabından gırtlağını ıslatmış.
Aklı Karadağ eteklerindeki evinde karısı Maria iki büyük oğlu ah ah,
Bir de yeni yetme ufacık nazlı mı nazlı Angelinasın da.


Issız,korkunç yalnızlığından tepesi heyecan düşüncelerinden , birden.
Sağ uzağındaki tepe yamacından inen keçilerin kokusunu ciğerlerine çekmiş.


Paskalyalar ,yortular şenliğinde gevşemiş gevşemiş.
Yörük çobanının, Tanrı selamını almış Tanrı selamını vermiş,
Dudaklarını titreterek hayvancıklara hükmeden bu yörüğe
''Gel bre more az 2 lokma soluklan'' demiş.


Ayak düşümü yanındaki akan sudan medet serinlemiş ,iştahını artırarak çoban.
Sofra ortak, şarap haram ondan uzak durarak ,
Bağdaş kurmuş dostane düşmanlık korkularından arınarak.


''Be more buradayım artık yarından ötesi yok''
Sevincini umudunu peynir ekmekle şölen yapan ANCONOZ
Karşısında,yamaçların yüzünü ağarttığı güneşin çiller döşediği çobana bakarak..


(O günden sonra köyün adı Anconoz kalmıştır) (Şiir L.Özcan)

Köy tam merkezden ikiye bölünmüştü. Köyün doğusunda Yörükler, Batısında Rumlar yaşıyordu. 

Rum tarafında kilise, Yörük tarafında Cami en büyük binalardı. 

Zeytin, balık, koyun-kuzu, keçi ortak geçim kaynaklarıydı. Rumlar bir de şaraplık üzüm üretirlerdi. 

Bazı küçük olaylar dışında herhangi bir asayiş konusunda sıkıntı yoktu.
Kimi zaman Rum tarafında, kimi zaman Yörük tarafında düğünlerde ortak zeybek oynanırdı bile.

Mayıs 1919 "O" gününde ister istemez, köyün Rum bölümünde şenlikler düzenlense de Kavala köyleri Draniç ve Drenovda  ki gibi çoşkulu olmamıştı. Yakın adalardan Yunan ordusu Ankara yakınlarına ulaşıncaya kadar 8-10 aile bu köye yerleşmişti..

Ve  9 Eylül... 

Rumlar tekneler dolusu en yakın Yunan adalarına yol aldılar...
Bu Mustafa Kemal önderliğinde,Türk ordusunun Türk Halkının kesin zaferiydi..

Selanik köylerinde ki Türkler de ise tamamen bir katledilme korkusuna dönüştü bu zafer...
Padişaha karşı çıkmış 7 düveli savaş meydanında yenmiş 
bu " Selanikli Adam" doğduğu memleketini de kurtaracak mıydı acaba
Çünkü ilerleyen günlerde yenilgiyi hazmedemeyen bazı milliyetçi Yunanlılar gece baskınlarıyla evlerden paralar altınlar kaldırıyorlardı..
Yunan içinde Türkler, Osmanlı İçinde Rumlar can güvenliği için iyiydi.
Ancak şimdi bu denge Rumların Osmanlı'dan kaçmasıyla Türk'lerin aleyhine gelişmişti...
...
Lozan'da varılan anlaşma gereği. Anadolu'da kalan son Rumlar'la Balkanlarda ki Türkler memleket değişimi yaşamışlar. Rumlar Türk'lerin terk ettikleri yerlere, Türkler de Rum'ların terk ettikleri yerlere yerleştirilmişler.

Bazıları Lozan'ı yenilgi olarak göstermeye çalışsalar da, Aslında Türk ve Yunan halkının tam bağımsızlığıdır Lozan.

Yüce ATATÜRK, "9 eylül" de sadece Anadolu'daki Türk'lere değil Yunanistan'da ki Türk'lere de bağımsızlık bahşetmiştir.

Draniç ve Drenova'daki Mübadil Türk'lerinden Mahmut ve karısı Ayşe Anconoz'a, Anconoz'u kuran adamın torunları da Selanik köyleri olan Draniç ve Drenova'ya yerleşmişlerdir..

ATATÜRK, seni her gün anmak her insanın en büyük onurudur.
Onuru olanlar kula kulluk etmezler.

*Dedemin ve Babaannemin köyü: Drenova Yunan Hükümeti tarafından

413/1926 sayılı resmi gazetede yayınlanan yasa ile bir Yunan Azizinin adı olarak değiştirilmiştir

*Anneannem ve  Dedemin köyü Yunan Hükümetinin  179/1927 sayılı resmi gazetede yayınlanan yasası ile Draniç adı  Andifilipi olarak değiştirilmiştir.

* Bizim köyede Anconoz yerine badem ağaçlarının çokluğundan dolayı ‘ BADEMLİ ‘ adı verilmiştir.


Levent ÖZCAN...

08.09.2018 ilave yazı ile 08.09.2019

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...