ey şerefsiz dış güç
en vahşi sırtlan kapitalist
önce tütün ekmeği sınırlattırdın.
oysa tütün işi şubatta soba kıyısında başlardı.
nice hayaller ve umutlar ,
keseler içinde tohumlar
çıtır çıtır çatlayınca telaşlanırdı.
fidan ocaklarında yeşerirdi mart ayları
kurtardın mı fidecikleri.
don yakmadan kırağı tiz yağmadan
tarlalar da öküz ize at izi
dalgalanılırdı topraklar.
pulluğun ardında
leylekler solucan kapma yarışlarındaydı.
muntazam ters sürgüden sonra
karıkçı şen, yevmiye hesabıyla
açtığı karıklar sicim gibi ve ala tavda
baskıcı kadınlar yemeni kenarı işler gibi
cıvıl cıvıl başlarında tülbentler
maharetli makine ritmi elleriyle
yatırırlardı fideleri toprağın bağrına.
akşam üstü alın teri karşılığı ceplerinde paralar.
İlk çapa son çapa ilk su ve nice tütün dizme ve kırma
ırgatlık neden ayıp olsundu ki
ele güne avuç açmadıktan sonra.
ne toprak damlı hane ne tuğladan, çatısı kiremitli malik hane
duvarları sazdan samandan çuldan çardak,
en görkemli uyku hane
ilk tarla tütün, yan tarla illaki buğday
ve sınırlarda süpürgelikler.
bir evlik nohut onun ötesinde
bakla fiğ biçildi mi
domates biber kabak acur börülce bostan
doğrudan hepsi dalından.
kuyu kenarında mis gibi naneler
maydanoz dere otu
zeytin ağacına bağlı bir koyun süt ve yoğurt
diğer üç zeytin ağacında bağlı üç kuzu
biri kendine kurbanlık,
diğer ikisi satımlık.
.....
şeker köy bakkalından,
çay köy bakkalından,
pirinç köy bakkalından...
onu da onları elbet üretenler kazanacak...
ey şerefsiz dış güç
en vahşi sırtlan kapitalist
tütünü bitirttin ya!
kuzuyu
sütü
nohudu
domatesi
baklayı
ekmeği off can buğdayımız
mis toprağımız
ırgatın alın terini de bitirttirdin ya !
virjinya baronlarını zengin ettin.
teksas kovboylarını vezir ettin ya.
ah çevremiz zengin
ah fakir aklımız ah fakir aklımız.
Levent ÖZCAN