1 Kasım 2011 Salı

Bir hayal çizmeli insan
Pürüzsüz geleceğinde.
Umut,,,, sermayesi , yürekte heyecan.
Yeni günü satın almalı..
Düşlerin alacaklı küstah , kartel semayesinden..
Kışın güneşe hasret ten titreyişi,
Yazın serinliğe hasret , ten yanığı sıcak....
Acıları öğütmeli, zaman sarnıcında.
Barışmalı  GÜNLER takvim ruhuyla..
Hırçın dalgalar beyazı, KÖPÜRMELİİİ.
Alın arası kaş dağları,
KANATMALI kalbi...
Sevmeyi acıtmalı acıtmalı..
Acıyı batırmalı damar damar.
İşkenceci gece korkularında..
Sevmeyi  köpek etmeli 3 günlük bayat ekmeğe tavuk suyuna bandırarak ULUTMALI...
Hepatit- c virüslü aşkları silmeli
Kopyalamamalı aşkı,
Allı , morlu ,yeşilli kağıt yangını holagram sevdalarda.
Sekiz çizgili , el kaldırmadan zarf modeli,
EV ÇİZMELİ.
Çocuksu hayal döşeli bembeyaz sayfabakışlı gelecek tezgahlarında..
Yeni bir iklime adım atmalı.
Yağmur sicimi dalaşırken kirpik altı göz pınarlarında..
Ten fışkırmalı,,
Matematiksel fizik kanununu kurallarında.
Turnusol  kağıdının yapısını renklendirmeli,
Bilimsellik  kuytuluklarında.
Asit ve  BAZ istasyonu olmamalı kansorejen arayışlarının  zengin  kontörlü  reklamlarında.
Büyümeyi edebiyata              FATURA         etmeli..
Çark eden  yoksulluk sevdalarında.

25 Ekim 2011 Salı

MEVSİM




 
Buğday başağı   süt konumu un adayı tanelerinde,
Yemyeşil denizi yorgun  bıkkın ağır başlı  tokluk getiren ova konumunda.
Tirfil  ve yoncaların dört yaprak aşklarında.
Baharı yaşamak.
Sıyrılmak kış baskını kuruluklardan
Hissetmek nisan yamurunun azot    dolgunu yemyeşil canlı  fonunda bahar adamı olmak,
Mert ve badem çiçeği gibi dürüst.
Dağ başlarında yapayalnız.
Armuda devretmek baharı  çağla kıvamından bademsel sert kabuklu olgunluklarında.
Denk olmak denk.
Mayısın serinliğini yıkamak haziran sıcaklarında terlemeğe meğilenmek.
Güneşi kopyalamak yeşilin yüzünü öldürmek tek yıllık sarılıklarda.
Yem  olmak suya özlemli kılmak kurdu kuşu.
 Bir kibritin korkusunu yaşamak yazın  kaypak korkaklığında.
Yaza geldi yürek güneş kazalarındayım yüreğim yanık tenim yanık.
Adam olamanının , baharı çalarak güneşe sunmanın adiliğinde.
Ellerim boşluk yalnızı, hava kokmuş temassısızlıktan,(GÜZELLİKLERE)
Parmak izlerim göz yaşlarım benim , duygularım kriminal  karmaşıklık,
Ağustos böceklerinin ritim zenginlğinde.
Karıncaların eklemsel buğday kurusu kış tokluğu düşlerinde,
Yüzüm  sonbahara dönük ,,,,,,
Derim sarıya çalıyor pul pul,,,
SONbaharın SONsigarasındayım,
SONbaharın SONarpasının mayasındayım.
Kışı kovmuştum İLKbaharın   ve yazın Karakterinde.
Sevmek dokunuştur.
 Ulu orta  bir ormanda  huzur titrekliğinde tek düze yürürken ,
Bir çınarın gölgesine sığınmaktır...
Sevmek  höpürtmektir  fincanda kahveyi ,uykuyu aldatmaktır beyinin  derinlerinde.
Sevmek İNANMAKTIR İNANDIRMAKTIR....
KIŞIN SOĞUĞUNDA SABAH AYAZINDA  ezmektirtir  buz mavisi termometre izlerini...
bİR KADIN  AŞKI YAŞAR SADECE  duygusal genlerinde.
Bahşedilen kutsal ürkeliliğindedir  bu .
Cesareti sahiplenmekten öte geçemez .
SEVMEK  İSE BENİM İŞİM BAHAR YEŞİLİ YAZ GÜNEŞİ SONBAHAR SARISI KIŞ YORGUNU....

9 Ekim 2011 Pazar

AŞK

Bakışırken gözler denk düşer yüreğe,
Saltanatını deviremezsin ironik deyişlerin.,
Bir gündeşlik arkadaştır gün.
Satamazsın kapkaranlık geceye..
Deniz, sıkıntılı kare ölümlü ağ düşkünü sevdalar.,
Gönül  kör noktada durur, mavinin gece siyahı tonunda.
Tattırma (aşkı) ağıtsal, boynu bükük yakarış ağlamalarda.
Gelgitler yaşatan hatta ay  , kocaman  dalgalı, köpük köpük saçlı.
Oynaşıp durur kumsal ayak izdüşümlerinde.
Elini vur   düşkünlüğünü yaz koskocaman  mavi yorgunu gecelere.
Aşkı tat ya , yada at,
Bir zeytin ağacının neredeyse asırlık olan yanlızlığına göm.
Çam ağaçlarının  reçine kıvamında dondur sevdanı.
Aşk düştü mü yüreğe
ne saltanatı kalır düşüncenin
nede mülteliciği kalır gözlerinin.
Gece bile gündüzdür en koyu direnişlerinde.
Bir bardak su bile uçsuz bucaksız okyanus gelir insana.
Bir kulaçta kavuşmak istersin ufukların yavuklusu sevdana.
AŞK SANATTIR.
Aşk şanstır,
yaşama dair inançtır.

Levent ÖZCAN



6 Ekim 2011 Perşembe

SONBAHAR

Özlemek ; tedirginliği yansıtmak ürkek soluklarda.
Uğultusal yanlızlıklarda.Dinlendirmek deli dolu yaşanmış tansiyon atımı aşkları,
Kulak çınlamalı derecesi yüksek damıtımlarda,
Sarhoş olmak buğusal düşlerde.
Astar bakışlarda göz göze gelebilmek ritim bozuğu can atışlarda
Hasreti çalabilmek ardıç kuşunun kanat serinliğinde.
Bir bademi yüceltebilmek pembe beyaz çiçek(ebruli) yeşil çağla kıvamında.
Bademi gözlere kopyalamak yamaçsal akis bekleyişlerinde.
Anemonları ayırt  edebilmek rengarek gelincik ormanında , masmavi göğe erebilmek.
Baharı yaşamak işte.(yorgun kış doğumuna gebe sonbaharda)
Yumrusundan fışkırmış baş kaldırmış arı çiçeklerinin dalgın arıları aldatma  hevesleri sarı siyah tonlarında.
Bademe yaslanbilmek ve karşı yamaçları süze bilmek doğasal aşk tatlarında.
Papatyalardan gökboğaz olarak iltifat edebilmek katman katman toprağa.
Zeytinlerin zengin RIZAsı ile sevebilmek sonbaharı, zengin oksijen dostluğunda.
Duygusal yaklaşımları sarı ,damarı kırmızı yapraklara baharı işlemek.
VE  en güzeli hasrete yeşil kondurmak sonbaharda , İLKBAHARA yeniden aşık olabilmek.

1 Ekim 2011 Cumartesi



NEDEN----------
NEDEN---------
VE----------  NİÇİNNNN.........
                   .................TUTURMUŞKEN
                             ATEŞ DUMAN YOLUMU
    KÜSTÜRMÜŞKEN
GÜNEŞİ
yutarken atmosferin nefesini
NEDEN?
DİNLESE YA O YÜREK!!
 bendeki bu YÜREK ATIŞLARINI KESMEDEN.
DUYGUDAN BİR BEDEL BİÇ HADİ...
KOY HATRINI DERİNLERE,
KOCAMAN OLSUN GÖZLERİN KISILSIN, SONRAsonra KİRPİK SESLERİNDEN NEM ALIP  AĞLASIN.
HIÇKIRIK TUFANLARINA GEBE İKEN.
SAKİN DURUŞLARININ
İŞKENCE KORKULARININ ADIM ADIM SEVGİLİSİMİSİN SEN.
SİMSAR GECELER TENHA TENHA KOYU ÇALMAKTA
SENİNLE ORTAK  ACI ÜRETEN.
NEDEN----------NEDEN---------
KONUŞMADAN,BAKIŞMADAN
İSYANCI  KARŞI ÇIKIŞLARINLA  SEN,
koşumları ZAYIFLATILMIŞ
paldumsuz DÜŞÜNCELERİMDESİN.
KÜTLENLE DOLDURDUN ATMOSAFER ANLARIMI.
YOLU TARİFİ YOKKEN DÜŞÜNCELERİMİN,
BİR ÇOCUK ürkekliğiyle çekingen, en masum yerimden,
uzatmıştım sana tek varlığım servetim olan sevgimi.
Hayatı devşirme onurlarla, hayatı suni yaklaşımlarla değil,
İlkbaharın hırçın yağmurlarından geriye kalan tabiat örtüsü kadar koyu,
Yaz yağmuru kadar serinlik keşfeden sıcak firarisi,
Sonbaharın sarı çıplak düşleriye, yalın sade kış kabusları asiliğinde yaşamıştım ben.
Aşkı verdin ; kayıtsız ,hesapsız ,tutanaksız, ifadesiz apar topar yalnızlık kuytuluklarımda.
Goncayı gördüm, mavinin rengini ,gecede güneşi güneşte mehtabı,
Kışın ortasında tarifsiz bahar , yaz ortasında yıldırım yorgunu sel çağlayını soğuklarıda.
Çaresizim şimdi  BENİ İKLİMSİZ  bırakıp son yağmurlarımı çalıp gittin.
Çöl misali kum  tufanlarımı artık  yüreğimdeki denize,senide en derine pinaların sedefsi arkadaşlıklarına gömdüm.

Levent ÖZCAN

14 Eylül 2011 Çarşamba

DELİ DELİ ZAMANLARIN,
DİZ KAPAĞI KANAMALI, TIRNAK YARASI ACILI DÜŞLERi.
TOPUKSAL İMGELİ DENİZ DİBİNDE ÇÖKMÜŞ HAYALLER.
GÖKKUŞAĞI RENK CÜMBÜŞÜ ÇOCUKSU GÖRSEL KOVALAMACALAR.
AY BATIĞI YILDIZ ÖKSÜZÜ GECELER.
YADA SİSİ  EFSUNSAL ÇALINMIŞ SİHİR YÜKLÜ GÜNEŞ KAÇKINI SABAHLAR.
UYKU SELAMETİNDEN UYANILIP. ÇÖKELTİLİ ŞEBEKE SUYUNDA GÜNE AVUTULAN yüzler.
yüzler..
sahte MERHABALAR  MAKİNE RİTMİ  SÜKSELİĞİNDE  çark eden BOŞ EFENDİKLİKLER.
İKLİM İKLİM YAĞMUR SATAN   çukur sıçramalarını EGE DENİZİ SANMIŞ  boş sözlerin sahteliklerin  peşinde elektron proton olmuş orbital sayıları sıfır adamlar.
 GRAND tuvalet İNANINILMIŞ  BEŞ YILDIZLI BOŞ ZAMANLARIN  DÜŞLERİ...
YAKLAŞILMASI BASİT  MANYETİKTENTEN YAPIŞKAN SAHTE İNSANLAR
bu şiir asla bitmeyecek.

10 Eylül 2011 Cumartesi

düşTÜM.........
YIRTTIM ,
YIRTILDIĞI YERDEN AY AKTI ELLERİME.
YÜZÜMÜ DENİZİN GECE KABUS DOLU YÜZEYİNDE,
DALGASIZ PÜR  GECE KONUMU TUZ KOKUSUNDA ,
gül  İŞLEDİM KURŞİNİ RENKLERDE ,,,, YÜREĞİME.
YAKAMOZLARI  masal  EĞLEŞTİRDİM DALGA YORGUNU,
SAHİL BAKIŞLARININ DEVASI GÖVDESİNDE TİTREYEN KÖPÜK SÖZLERİNDE.
masalSIYDI YAŞAMAK MAVİ GÖRKEMİNDE SİYAHA ÖRTERKEN GÖKYÜZÜNÜ.
baharı OVUŞTURDUM GECENİN DEMİR ATTIĞI SABAHIN DOĞURUCAK SARI SAÇLARINDA.
masumDU KIŞ ,SEVDALIYDI KURU DÜŞLERİNE,
ACIDI  CAN YEŞİLİ YEMYEŞİL DEVREDERKEN BAHAR ,
SONU ,
SONU
SONU
YAZ SICAK YAĞMURUNA.
OYSA........
DONMUŞTU...
3 MEVSİM
KONMUŞTU...
3 NCÜ SINIF RENK FONLARINDAKİ FIRÇA İZLERİNDE
GECE KONDU KÖRFEZ BAKIŞLI,
UMUT İZLERİNDE
HEYECANI TÜKETİREK ,
MASUM YÜZÜYLE OKŞADI OKŞADI  ,
EN GÜZEL DÜŞÜNSEL HAYALLERİNİN ARDINDA  TORTUSAL GERÇEKLERE...........
DİZ KIRDI AMA ONURU ŞİAR YAPTI  ÖZÜNÜN ÖZÜNDE.

LEVENT ÖZCAN

31 Temmuz 2011 Pazar

LÜTFENNNN

 
YALNIZLIĞIMIN SALTANATINDAYIM.
KIRIK DÖKÜK DÜŞLERİN DÖŞEDİĞİ,
DÖRT DUVARINI KÖK BOYASI İŞLENMİŞ HAYALLERİMİN,
ANTİK MUTLULUK  RESİMLERİNDEYİM.
TARİH TARİH YAŞANMIŞ BOŞLUKLARIN,
TEMMUZ SONU AĞUSTOS BÖCEĞİ SENFONİLERİNDEYİM.
EL YORDAMI SABAH TELAŞI ,
ÇOCUKLU KADINLI ERKEKLİ,
ZEYTİN AĞACI GÖLGELERİNE SIĞINTI AİLESEL KURGULARIN,
TER TER GÜNEŞ İSYANI MANGAL GÖRÜNÜMLÜ BİRLİKTELİKLERDEYİM.
DENİZ SEVDALAR AZ ÖTEMDE.
DURGUNUM DALGAMSI TUZ BEYAZINDA.
SİMSİYAH  UFKUMLA DURUŞUMLA MAVİYİ KÜSTÜREMEM.
HER ARABA GEÇİŞİ TÜP EGSOZ GAZINDA HÜZÜNLÜYÜM,
OTURDUĞUM EVİN SAHİL BAKIŞLI TERASINDA.
BU GÜN PAZAR.
EN NEFRETİMSİ YAŞAMIMIN EN SEVMEDİĞİM GÜNÜ.
BENDE DE YÜREK VAR, BENDE DE MANGAL VAR.
İÇTİĞİM AYNI HEVESLİ HAYALLER , NEYLEYİM....
NEŞEYİ GÜLMELERDEN MAYASAL SEVDALARDA EKŞİTEN SEN,
İNAN ÇOK KOPMAKTAYIM DAMAR MAVİSİ ZAYIFLIK NOKTALARIMDA.
NE OLUR HAYAT KAYNAĞIM.
YAŞAMIM  SON SÖZÜ.
NE OLUR..
ÇOK BÜYÜK SEVDA BU TAPILASI AŞKINI YÜREK YAKAR.
VE O YÜREK BENDE, ES GEÇEMEZSİN NOTASAL Sİ BEMOL  ÇIĞLIKLARIMDA
BENİM Kİ  SANA KARŞI NE GÖGÜSSEL SÜT DOKUNUŞLU ANA SEVGİSİ,
NEDE ŞEVFKAT DOLU EL YORDAMI SAÇ OKŞAMALI BABA SEVGİSİ.
KARDEŞLERDEN İTİRAZLI GEN YÜKLÜ KAN UYUMU TEREDÜTLER DEĞİL.
BENİMKİ AYAKLARININ ALTI ÖPÜLESİ SANA KARŞI İNSAN SEVGİSİ.
TEMMUZ SONU YİTİMİNİN SON HEVESİ BUGÜN.
AĞUSTOS YAKAR BENİ ....

levent  özcan

28 Temmuz 2011 Perşembe

SUSTUM ARTIK.
UMUT ÖZLEMLERİMİ TÜKETTİM.
BEKLEYİŞLERİM DUYGU YÜKLÜ , AĞIR  BULUTLAR GİBİ,
BEYNİMDEKİ ZONKLAMALAR ŞİMŞEKLERDEN ,YILDIRIM  BASKINI.
AĞIRLAŞIYOR ZAMAN KOLLARIMDA.
GÜLÜŞLERİM SİMSİYAH YALNIZLIĞIMIN  KOYU DİRENİŞİ.
HEP AĞLAMAKLI HEP AĞLAMAKLI.
SUSTUM ARTIK.
İÇİMİN İKLİMLERİ BİR  ANDA KIŞA DÖNDÜ.
EKVATOR SICAKLARINDAYKEN ŞUAN , İÇİM KUTUP YALNIZLIKLARINDA,
BUZULAR KESTİ, ÇİÇEK ÇİÇEK YEŞİL YESİL BAHAR  HAYKIRAN YÜREĞİM.
TASTAMAM ARTIK BU RUHSAL ÇÖKÜNTÜ.
BEN HEM SENİ HEMDE KENDİMİ TÜKETTİM.
SUSTUM ARTIK.
DİREKSİYONDA ASFALT ÇİZGİLERİNE SABİTLEDİĞİM BAKIŞLARIM,
DENİZİN GÖRÜNEN YÜZÜ YADA UÇURUM TIRMANIŞLARIM,
İLK FOKURDATTIĞIM NARGİLE BİLE EVET O BİLE
HEPSİ AMA HEPSİ ...... .
ATMOSFERİN KATMAN KATMAN , HERGÜN HER DAKİKA HER SANİYE.
BENİ EZDİKÇE  BASINÇ BASINÇ KATLETMEKTE.
SUSTUM ARTIK..
DÜZENSİZ ZAMANLARIMIN  SAAT BAŞLARIYDIN.
EN KÖTÜ ANLARIMIN  EN İYİ İNSANIYDIN
SUSTUM ARTIK...
ANILACAK AKLA DÜŞECEK HER NE VARSA YAŞANMIŞLIK ADINA.
ONLAR SENİN (ŞİMDİ) BENDEN İNTİKAM  HAYKIRIŞLARIN.
İÇİNİ RAHAT EYLE.
BENİ ONLAR HER GEÇEN GÜN BİRAZ DAHA YARALAMAKTA.
UYKUSUZ GECELRİMİN İLK GÜN IŞIKLARINDA BİLE,
ACIMASIZCA RUH BEDENİMİ DİŞLEMEKTE.
ONLARA TESLİMİM ARTIK SUSKUNUĞUMUN KORKU GİRDAPLARINDA.

14 Temmuz 2011 Perşembe

MISRALARLA BAŞLAYAN VE BİTEN AŞKLARA...

GÜLERİM BEN KALPLERİN İÇİNE YAZILAN,
BAŞ HARFLERİN ZAYIFLIĞINA.
OLSUN BE A'DIR B'DİR BİR KALP DOLDURMUŞTUR YA.
KARIŞMALARI, BANANELERİ HAFİFSERİM.
YEŞERTİR YA  KIPKIRMIZI YÜREĞİ O AN.
İŞTE O  AN KISKANSAMDA KALPLERİ İÇİMDE YÜREKLENDİRİRİM.
AŞKIN YAŞI OLURMU BE ?
YADA  MUTLULUĞUN MANTIĞI.
DENKLEMMİDİR EVLİLİK ?
ÇOK BİLİNMEYEN   DÖRT ODALI ÇERÇEVEDE.
ES VURURUM YA BEN DELİDOLU SOLUKSUZ
YAŞANMIŞLIKLARIN İLLET OLASI  AŞKLARINADA  DELLENMELERİNE DE .
YALANMI  DERSİN ULU ORTA YAŞANMIŞTA FİLM OLMUŞ RİVAYET OLMUŞ.
AYRI MECRA RUHLARININ  DOKUNUŞLARINA.
(TARİH YAZMIŞ BÜYÜK AŞKLARI)
YAPMA , DEDİĞİM YERDE DURDUR , KIRMIZI ÇİZGİLERİNİ SINIR TANIMA, DURRRRR.
BEYNİNİN HANGİ ODASINDAYSA SEVGİM , KUSTURMA ,,,,,
GELECEK UMUTLARIMI ÖTE YORMA..
GÜLERİM , BİR PARKTA GÖZLÜK ALTI GÜNEŞ SEVDALARINDAYKEN
BENN.
EL ELE TUTUŞUPTA YOL YORDAMI SEVGİ SATANLARA.
ÇALIMLAMA BENİ YÜREK SENDE ATAR  HİÇ GIKIM ÇIKMAZ SÖZ.....
ŞİMDİ DE......GELECEK....
SENSİZ YARINLARIMDA DA .....

LEVENT ÖZCAN

10 Temmuz 2011 Pazar

KAYIP MELEKLER

OKSİJENİ ÇALINMIŞ BLOGLAR ARASI CAN ATAN BİR ŞEHİR.
YAŞAM ATARLARI   SOKAK ....  TAKSİMİ  SEVDALARDA.
FATURA ADRESLERİNİN  DAİRE NOLU KABUSLARI.
ÇATI KATINDA YADA BİR  DENİZ BAKIŞLI KÖYDE YAŞAYAN EY ŞAİR.
HADİ TUT KELİMELERİN ÇALIMLARINDA YÜCELT, OKŞA ,YÜRÜT  İNSANCILYAKARIŞLARI.
TUT DEM VUR İNSAN OLAN DÜŞÜNCELERE.
HADİ SOLUKLAN KARŞI DAİRENİN AÇIK PENCERSİNDEN GÜLÜMSEYEN KADINA.
YOKKKKKK.
YAPMAA....
HARFLERİN TÜTÜYOR BAK KIŞ AYLARINDA ZEHİRSİZ VE  KİRLETMİYOR SEVDALARI.
TERLETİYOR KELİMELER TER DERECELERİNDE UMUDU TEMMUZ  PARLAKLIĞINDA.
DOĞUM SANCILARINA DÖNMÜŞ MISRALAR.
TEKMELİYOR ŞİİRİ...
TEKMELİYOR  TEKMELİYOR TEKMELİYOR..
İNSAN OLMAMANIN ,DÜŞÜNEMEYEN BİR HAYVANIN TUZAĞA GİTMESİ GİBİ...
BOĞAZLIYORUM TEMMUZU AY AY SOLDURUYORUM YAZ MEVSİMİNDEN.
BU KADAR BASİT, BU KADAR YÜCE ,ŞAİR BU KADARDA KOLAY BİTİRİLMEZKİ.
ŞİİRDİR ANASI KELİMELERİ DOĞURTMAK HOBİM BU BENİM.
YİNE ŞİİRLERİMLE YÜREĞİNİ KANATACAĞIM.
AMA BU SON.
KOPARSANDA SALT ÇOĞUNLUKLA SEVGİMİ.
ARTIK SANA BİR DAHA ŞİİR YAZMAYACAĞIM.
SEN ANCAK GECELERİ PUSLANMIŞ ODANIN PERDESİNDEKİ NAKIŞLARDA GÖRÜRSÜN BENİ.
SEN ANCAK KAYIP MELEKLERDEN ALABİLİRSİN HABERİMİ.
SEN YOLUNA BEN YOLUMAAAAAA..
ELVEDAAAA...



LEVENT ÖZCAN

2 Temmuz 2011 Cumartesi

AYRILIK

SOLUKSUZ SAYGIMDIN
 DÖRT DUVARA ÇARPIYOR BEKLEYİŞLERİM.
KANIRTIYORUM YÜZÜMÜN GÜLEÇLİĞİNİ,
EN OLMADIK KELİMELERİN BİLE VURGULARINI SARHOŞ EDEN BOŞLUK,
NEREDEN ÇIKTI BU AVARE YANLIZLIK ?
 NEDEN ÇÖKTÜ BU SABİT KORKULAR .?
SIRT ÜSTÜ  UZANDIĞIMDA NEDEN KAYBOLUR TEK SERVETİM OLAN MUTLULUK ?
SAHNELENMİŞ NİCE ACILI DÜŞLERİN TAVAN GÖRÜNTÜSÜNDE.
HÜKMÜ YOK HAYALLERİN ZAMANIN KÖSTEKLENMİŞ DİRENİŞİNE,
DOĞRULSAM UZANDIĞIM YERDEN ,
İKİ ADIM ATSAM KALEM AĞLAYCAK,
 KAĞIT DERT ORTAKLIĞINDA KİRLENECEK, ISLANACAK.
HARFLERİMİN İÇÇEKİŞLİĞİ SAĞNAKLIĞINDA.
KAYPAKÇA VEDE KORKAKÇA FALSOLUYORUM YAZMA YÜZLEŞMELERİMİ,
BANDIRIYORUM(ACIMI) PENCERE UZAĞI SES DUYUMU YAKINI SERÇELERİN,
KANAT HEYECANI SEVİNÇ RİTİMLERİNE.
DENİZİ YAZMIYACAĞIM BİLE BİLE .
KARŞIMDA UZANAN BEDELSİZ RENGİNİDE,
(ÇOK SEVERİM OYSA)
OLMUYOR AVUTAMIYORLAR BENİ
GÜN AYDINI SARI TATLISI SICAK YAZ SABAHLARININ
BU AYRILIK YANLIZ  GÜNLERİNDE..

LEVENT ÖZCAN

1 Temmuz 2011 Cuma

NEREDESİN

NERDESİN TATAR BAKIŞLIM
DİKMEN YOKUŞLUM
SEVGİ SUNAĞIM
ABİDESEL SEVGİLERİN ODAĞI
NERDESİN ANKARALIM.?
DİNLİYORMUSUN ? METALİK SESLERDE.
KLAVYE CANBAZLIKLARININ GERİSİNDEYİM.
SENSE YOKSUN..........
ŞİMDİ GÖZLERİMİN GÖREBİLECEĞİ KADAR UZAKLARDA..
DİKMEN YOKUŞLUM.
ULUS SOLUKLUM.
KIZILAY SEVDALIM.
NERDESİN...
AH  CAN AH CAN SEN YOKSUNYA SOL YAMACIMDA
BEN SENSİZ SEBEBSİZ SEVGİ FAKİRİYİM YA,
BEN SENİ BULAMAM EFSUNLAR İÇİNDEN DOKUNULMAZDIN YA
SEN BENİ BUL AH AH CANIM YERİM SENİN ÇOK YAKININDA.......



LEVENT ÖZCAN

27 Haziran 2011 Pazartesi

DÜŞÜNMEK


GÜNÜN HEVESLİ BOŞ DÜŞLERİNİ KIRPTIM.
GECEMİN  GÖZ UZAĞI GÖRME YAKINI  FONUNUNA MIHLADIM.

GECENİN BEKÇİSİYDİM.
VENÜSÜN  ÇOBAN YILDIZLIĞINA ALDANDIM.

AKIŞIRKEN DÜŞLERİM GÖZ UÇLARIMDA.
ÇALKALANIRKEN GECEM DEBREŞEN DUYGULARIMDA.
ELLERİMİ METAOR YAĞMURLARINDA YIKADIM.
YÜZ SÜRDÜM KARANLIĞA  BAŞIM ÖNE EĞİNCE AĞLADIM.
DÜŞÜNMEK BİR GİRDABA YAVAŞ YAVAŞ YAKLAŞMAK GİBİDİR.
DÜŞÜNMEK, GÜNÜN SİYAHA  BULANMIŞ NEFESİNDE ÜŞÜMEK GİBİDİR.
DÜŞÜNMEK, İHANETLER GÖLGESİNDE ,BİLE BİLE TİR TİTREMEKTİR.
DÜŞÜNMEK SESSİZLİĞİ  İÇ HAYKIRIŞLARDA ÖTELEMEKTİR.

GECENİN BEKÇİSİYDİM.
VENÜSÜN ÇOBAN YILDIZLIĞINA ALDANDIM.

LEVENT ÖZCAN

25 Haziran 2011 Cumartesi

ONSUZ OLMUYOR




ONSUZ OLMUYORDU.

TEN YORGUNU SAATLERİN UZAKLAŞTIRDIĞI
VE DE İÇİNDEKİ DEVİNİMLERİ HIZLANDIRAN,
PEŞİ SIRA HÜKÜMLERİ BÜYÜTÜP KORKULAR VE EZİKLİKLERİN BATAĞINDAYDI.

ONSUZ OLMUYORDU.

GEZDİĞİ, DOLAŞTIĞI, YERLERİN NABIZ ATIŞLARINDA 
AYNI SAHİLDEYDİ AYNI DENİZE  GÖZ KIVRIMLARINI ACITARAK BAKIYORDU,
İÇİNDEKİ  ACI SESİN, ÜSTÜNE ÜSTÜNE CESARETLE GİTMELİYDİ.
HER YÜREK ADIMINDA AYRI BİR ÇENTİKTİ  ŞAKAKLARINA KONAN......

ONSUZ OLMUYORDU.

SİGARANIN  İŞBİRLİKÇİLİĞİ BİLE GERÇEKÇİ  DEĞİLDİ.
EFKARINI DAĞITAMAYACAK KADAR UMUT YORGUNUYDU.
KARASAL SEVDALARINI GÖZLERİYLE UFUKLARINDA MAVİLEŞTİRDİ.
BİLMEM HANGİ ŞEHRİN BİLMEM HANGİ İLÇESİNDE ,
YAŞADIKLARINI TEK DÜZE SADELEŞTİRDİ..

ONSUZ OLMUYORDU.

AŞKIN CİNSİYETİ OLMAZ, SEVDALI OLMANIN NE KADINLIĞI NEDE ERKEKLİLİĞİ.
NE GÖRÜYORSA ONU YAŞIYORDU.
SON KALAN HAYALLERİ DE DENİZE YASLANMIŞTI.
İŞGALCİ AŞKLAR YAŞIYORDU DENİZ BATIĞI HEYECANLARDA.
CENEVİZ KORSANLARININ YELKEN TİTREYİŞLERİNİ GÖRÜYORDU.
KÖHNE KALE YORGUNLUĞU İÇİNDE ,HARAP BİTAP  BIKKIN TUZA DİRENEN ,
POMZA TAŞI HAFİLİĞİNDE Kİ KARŞI ADADA.

ONSUZ OLMUYORDU.

AŞIRI HAREKETLENMİŞTİ DENİZ GÖZ ÇUKURLARINI YAKACAK KADAR.
KAYPAKLIĞINI GÖRDÜ YAVUZ ZIRHLISININ, DÜMEN YOLUNDA.
BİR DEVİ PARAM PARÇA EDECEK KADAR, PERVANESEL ALAYCI KIVRAKLIĞINI DA,
DONANMA SEVDALARINI DÜŞÜNDÜ GEMİCİLERİN KATAMARANLAR DOLUSU DÜŞLERİNİ DE.

ONSUZ OLMUYORDU.

SABİTLENDİĞİ BU KARA PARÇASININ DENİZ HAYKIRIŞLARINDA.
KEŞKE MİLATTAN ÖNCE YAŞASAYDI DA ,
BİR ÇIRPIDA GÖZLERİ YEŞİL, SAKIZ KOKULU ELENİ'NİN,
ŞARABİ, KIVRAK AŞK KALINTILARINDA .
AŞKI TEKRAR TEKRAR YAŞIYOR OLABİLSEYDİ.

ONSUZ OLMUYORDU.

ÖTELENMİŞ UZAK ARPA SUYU SENDROMLU ANLARINDA,
HASRETİN BİLE imkasızlılığındaydı.

AVUNTUSAL DENGELERİNİ NE  KADAR OKŞASA DA ONLARA EL PENÇE DURSA DA,
NEFRET AVAZLARINI ÇAĞLATSA DA DİKEN DİKEN BEDENİNDE.

KARARINI VERDİİİİİİ.

ONSUZ OLMUYORDU 

VE GALİBA OLMAYACAKTI DA...


YAZAN : levent ÖZCAN

24 Haziran 2011 Cuma

BİR KADIN

BİR KADINDI...
VURGUSU ÇALINMAMIŞ KOCAMAN SAATLERİN ,
GÜN BOYU ZAMANI BİÇİP, ÖĞÜN ARALARINDA ÇALIŞANDI.
ZAMANA OYNUYORDU İŞTE,
DUYGU DAĞLARININ ZİRVESİNDE PIRPIR EDEN YÜRECİĞİ,
DÖRT ODASINI HAYALLERLE İŞLEDİĞİ EVİNDEYDİ
METALİK FONLARDA KONUŞUYORDU KENDİ KENDİNE.
APTAL MAGAZİN PROGRAMLARINI BİLE HİÇE SAYIYORDU,
GÜLÜMSEDİ KAHVESİNDEN BİR YUDUM ALDI.
EN İYİ GİYİNMENİN EN YAKIŞAN OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORDU.
YİNEDE İÇ GEÇİRDİ BE..
SİGARASINDA TUTUŞTURDUĞU  ATEŞ UMUTLARI
NİKOTİN NİKOTİN  PEŞİNDEYDİ.
BALKONUN SOL YAMACINI SÜSLEYEN  gülLERE BAKTI.
BİR AMCA  ELİNDE MAKASIYLA HERGÜN AMA HERGÜN 
BEMBAYAZ SAÇLARIYLA TİTREK BİLEK HAREKETİYLE
RENK VERİYORDU ONLARA.
GÜLÜ GÖRDÜ KADIN PENCERESİNİN PERDELENMİŞ SAHNESİNDE,
VAROŞ SEVDALARDI  AKITTIĞI DÖNEN  DÜZENDE.
GÜLÜ GÖRDÜ KADIN, GÜZELLİKLERİ  İSE GONCADA.
dikene TAKILDI GÖZLERİ.. KIRMIZI YÜRECİĞİNİ KANATAN.

ACISINI HİSETTİ.

DUDAKLARINDA TİTREYEN  KANIN TUZLU RENGİYDİ.
GÜZELİKLERİ TENİN YIRTILMASIYLA ACITAN.
SON GÜNLERİNİ YAŞAYAN AMCAYA GIPTA ETTİ.
toprak DEDİ KADIN EVET toprak ,
ANASAL YAZGILARI İŞLEYEN KADINDAYDI YAŞAM.
BAHŞEDEN OLGUNLUKLARI ÇOCUKSU  GELECEKLERE KOPARAN.
doğayı SEMİRTTİ GÖZLERİNDE VE YÜRECEĞİNDE.
KADINDI BE KADIN
ÇOK MUTLUYDU KADIN OLARAK KADIN OLDUĞU AN.
nefretMİŞ SEVEREK EVLENMİŞTİ.
kinMİŞ .
E NE OLMUŞ 1 NCİ SINIF BİLMEM KAÇ PASTALI  FRAGLI BEYLERİN
DEKOLTELİ BAYAN ÇALIMLARINDA DÜĞÜN SALONLARINDA EVLENEMEMİŞTİ.
(NE OLACAKKİ ?)
GÖZLERİNİ SEYİRTTİ TAŞIDI  DA BIRAKTI OF ZAMAN NE ÇABUK ESKİMİŞ.
GÖZLERİNİ YENİ GÜNE AÇTIĞINDAN BERİ.
aşkI YAŞIYORDU İŞTE.
UFACIK PIRPIR EDEN YÜREĞİNDE ,
SOL YANINDA,
KALKTI EVET KALKTI,
KALKMALIDIYDA..
O......
leylaydı..
ŞİMDİ
UYANMIŞTI..
ZAMAN MESAİİ YORGUNLUĞUNUN BİTİMİYDİ.
GÜNÜ DEVİRDİ.
4 ODALI EVİNDE


Levent  ÖZCAN

GÜNÜ YAKTIM.

GÜNÜ YAKTIM EVET,, EVET...
AVUÇ deryalarında YÜZÜME SÜRDÜĞÜM SICAKLIĞIN GÜNEŞ GÖZLERİ,
SABİT BAKTIĞIMDA GÖZ BEBEKLERİMDE UÇUŞAN KARICALARIN RENGARENGİ
ANA DAMARIMDA HÜKMEDEN  AORT TANSİYON HİSSEDİŞLERİMDİN
ÇEKİP GİTTİNNNNN,
GEÇTİ GÜNLER  ,
 EVET  EVET TEK DÜZE NAZİKLİKTEN YANA  YAŞADIKALRIMIZ, KONT VE DÜŞEŞ GÜNLERİMİZDİ.
SAYGIYI ÇUVALLADIK, ONURE ETTİK SANAL YALANLARI.
fersah fersah  SAKLADIK EN OLMADIK YERDEN AKAN YÜREK BİLİNCİNİ,
HANİ YOL KIYISINDA ASFALTA BULANMIŞ KARBONMONOKSİTLİ AŞKLAR YAŞAYAN,
VEDE DİMDİK DURAN KIR ÇİÇEKLERİ GİBİ.
birtanem , birtanem ŞİİR YAZIYORUM ŞİİİR
KOYLARA VURDUM KENDİMİ BİLİYORMUSUN SAHİLİNLERİN ANLIK EDALARINDA
GÜN BATIMI OYNAŞMALARINDA KUMSALA KOCAMAN YAZDIM  SENİ,
gizli gizli İÇ ÇEKTİM APTAL BAKAN GÖZLERİMDEN AKAN YAŞLARLA,
OF AĞLADIMMMMMM.
AĞLAMAKTAN YANA KAYGIM YOKK,
DİZGİNLEYEBİLSEM  DİZGİNLEYESEBİLSEK KEŞKE ,
GEÇMİŞLERİMİZİ.
TOLARE EDEBİLSEK İÇ TUTUŞMALARIMIZI
TEKRAR TEKRAR BULUNABİLSEK ZEYTİN DALININ SOL YAMACINDAKİ DÜZLÜKTE,
derya KARŞIMDA fersah fersah
birtanem
KEŞKE  KEŞKE İLK GÜNÜ YAŞAYABİLSEK.
NEYSE YA ....
GÜNÜ YAKTIM BENNNN.
GÜN KAVUŞTU GECENİN SİYAH İZLERİNE
PUL PUL DÖKÜLÜYOR BAK YÜZ ÇİZGİLERİME.
DERYA KARŞIMDA FERSAH FERSAH
İZİMDE YÜKSELİŞİMİN YONTULMUŞ SEVGİ İZLERİ
NE ADAMIM NEDE BAYAN ,
İNSANIM OLACAKSA İNSANLIKTAN YANA OLSUN HİSSEDİŞLERİM.
BIRAKACAĞIM ŞİMDİ KARŞIMDA, GİZLİ DENİZİ  BİRTANEM.

DERYA KUZUSU YÜREĞİMİ


SANA YİNE YENİDEN SANA HAPSEDECEĞİM..

22 Haziran 2011 Çarşamba

AŞKI YAŞAMAK

İŞLEMEK ÇORAKLIĞI TOHUM ,TOHUM YEŞİL  UMUTLARA.
YÜZÜNÜ DİNLENDİRMEK SU TANESİNDE MİS GİBİ  KOKAN YARINLARA.
FESLEĞEN SEVDALARI DİZMEK ,GÖLGENİN SERİN  NEFESİNDE.
YAZ GÜNEŞİNİ ALADATMAK, OVUŞTURURKEN KIŞ DÜŞLERİNİ   TER VE BİTKİNLİK İÇİNDE.
ÇIKA GELMELİ MELTEM SEVDALAR ,
DENİZİ KARIŞ KARIŞ ÖLÇMELİ VE YERLEŞTİRMELİ,
GÜMÜŞİ ÇERÇEVE DÜŞLERİNE.
YELKEN OLMALI ,
BİR ZEYTİN GÖVDESİNE OMUZ VERMELİ ÇAĞLAMALI SELAMLAR.
KÖPÜRMELİ BEYAZ BEYAZ YALVARMALI DENİZ.
UFUK SEVDALASI GÜNEŞİ YANSITAN MAVİ KAPAKLANMALI
İNCE KUM TANELERİ GİBİ UFALANMALI, KÜÇÜLMELİ.
YÜKLEMELİ OLANCA KUVVETİNLE MARTILAR, KANAT KANAT
AHŞAPSI YOL ALIŞLARA.
AKREP YUVALARINDAN ÖDÜNSÜZ KORKUSUZ ACILARA MEYDAN OKUMA KADAR
BİR ENGEREĞİN KIVRILMASI KADAR HOYRAT
SABAHLARIN İLK ÇIRPINIŞLARINDA AÇ BİLAÇ
TEK AVUNTU GÖKYÜZÜ KARŞINDA TEPE TAKLAK.
SEVGİLER GEÇER GÖRÜNTÜSÜ HOŞ,
HİSSETMESİ BİR O KADAR BOŞ.
OMUZ VERMEK BİR ZEYTİN GÖVDESİNE VER BİR ŞİİR YAZMAK
SABAHIN EN TEMİZ  MASUM YÜZÜNDE ÇİZMEK SEVGİYİ
DİNLEDİRMEK DAMITMAK SARHOŞ ETMEK  NEFRETİ..
NE GÜZEL TEKRAR AŞIK OLARAK AŞKI  YAŞAMAK.

LEVENT ÖZCAN

18 Haziran 2011 Cumartesi

SEVGİ

SENİ SATIN ALACAK KADAR
YÜREĞİM FAKİR.
SEVGİDİR BU , ÖNCE SAYGININ YOLLARINA DÖŞEDİĞİM TAŞ
İŞLEMESİ DENİZ DESENLİ KANDİL GECELERİNİN GÖZ BEBEĞİ,
BAŞTACI EDİLECEK RUHUMA İŞLENMİŞ OYALAR,
MANTIKMIŞ HA!! GEÇ ŞÖYLE DURSUN,
SİMALARINI YAKTIĞIMININ ŞEHRİNİN GÖKDELENLERİ,
AŞK SELİMİN ÖNÜNDE ELPENÇE DURSUN,
BEN KORDONDA GEZERİM GÜZELİM,
MİDYE SATANADA SELAM VERİRİM ,
BİR DEMEK ÇİÇEK ALIRIM MESELA,
KUCAĞINDA AJİTASYON YAPAN
ÇOCUĞU KUCAĞINDA AĞLASIN DİYE CİMDİKLİYEN
ÇİNGENE KADINDAN.
VERECEK YERİM OLMASA BİLE , BİR ALLAH RAZI OLSUN ADINA,
SENİ SATIN ALACAK KADAR YÜREĞİM FAKİR.
GEÇMİŞİM BEN AŞK SÖZLERİNDEN KİTABINI YAZARIM AŞKIN.
ALNIM AK,YÜREĞİM SAĞLAM,
ONUR YONTARIM BEN  KİŞİLİK KİŞİLİK,
İNSAN TEZGAHLARINDA.
BEN KARŞIYAKA DA DOLAŞIRIM GÜZELİM,
SEMALARINDA SİYASET KOKAN ŞEHRİNİZİN
EN FAKİR TAŞRALISIYIM.
YOLUNU YORDAMINI BİLMEM GÜZELLİKLERİNİZİN.
BIÇAK TUTMAYI BİLE BİLMEM SOFRALARINIZDA
AMA SOFRAMDA BİR FAKİRİ ONURE EDECEK KADAR ASİLİM.
SENİ  EVET SENİ SATIN ALACAK KADAR,
 FAKİR YÜREĞİM.
ANCONOZ DA YAŞARIM UZAK DİYARLARIN BATISINDA,
YASLANMIŞ TURKUAZA BİR KÖYDEYİM.
DENİZ ÇEKERİM İÇİME.
ÇALAKALEM YAZARIM HİSLERİ ÇALINMIŞ,
MANTI YORTUSUNDA MANTIĞA ALDANMIŞLARA,
E BİRAZDA SİTEM DOLU ANLAYIŞIMLA
SENİ SEVİYOR OLACAK KADAR OLSA DA ZENGİN  BENİM YÜREĞİM.

LEVENT ÖZCAN

17 Haziran 2011 Cuma

BEDDUA

Karşı karşıya kaldığınızda,
İçinizi acıtırya birden,
Beyin hükmedemez oraya,
Ten boşalır gider en olmadık yerden.
Çarpar damar damar mosmor gururlar,
Kestirip atamazsınız,
Çark edersiniz birden,
En keskin uçurumlar kenarından.
Zonklayan şakaklar vede yangını bile yangın olmuş isyanlar.
Konduracağınız kelimeler bile ifade özgülüğünüzün
BEDDUALARININ ÖNÜNDE KOŞTURAMAZLAR.
Karşı karşıya  kaldığınızda.
Yürüdüğünüz aksi yıpranmış ,
Yürek çırpınışı yordamıyla hazırlanmış beklentiler yaşam kulvarınızda.
Kırmızı , umutsuz ,yasaklı  parkedişlerinizin,
Bedeli  zaten faturalandırılmıştır.
Yüreğinize işlenmiştir hissedişleriniz.
Beyniniz alay eder binlerce senaryo çizer.
Umut bile verdirir  kıskıs güler ,
Elinizde kalan tek şey terkedilmişliklerinizdir.
Yalnızlıktır, kuytulukların en koyusunda gözlerinizi örttüğünüz.
Ve çökerti vermişsinizdir zamanı diz üstü ,
Bir kabus gibi batmaktadır akrep yelkovan,
Kalp sancıdadır ritmi fışkırır beyne,
KAN BE KAN.
Kelimeler ağırlaşır dilinize düşen
Dudaklar titrer gözler bir fırtınadır yaşlar ise bir kuru isyan.
AKAR AKAR
BEDDUALAR MECRASINDA BULUŞURLAR.
Uykuyu zorlamalısınız kendinize,
İŞTE O ANLAR.

13 Haziran 2011 Pazartesi

YAŞAMAK

DÜZENSİZ VE DENGİSİZ
Bir devinim,
Yürek hıçkırığı gönül yorgunu ,
BU KESİNTİSİZ BEKLEYİŞLERİM.
Düşten uzak, hayal bana bir yakın oyuncak
Gezgin KUŞlar gibi  güpegündüz gökyüzünü kemirmekteyim.
Kıvrılmaktayım ARAS ARAS sınırlardayım,
Neredeyse içim yangını çağladı çağlayacak.
Çok doluydum ,oysaki yükümdü sırtımdaki yıllar,
Ve çehresini yırttım, değiştirdim ezber denilen illeti,
Mesafeler yorgunu  bu beden geleceği kopardı , koparacak.
MİNİK  bir düzendi aşk,
Bir sığırcığın gagasında tokluk getirmesiydi ,sakız çalısında titreyen yavrusuna,
Hepsini hissettim.
Bir saçmanın acısnı duydum ,
Zeytin tanesinin bir tutam kan ve tüğe bedel olduğunu bildim.
OĞUL oğul akan gözyaşlarında,
İşkenceleri yatırdım küfür satırlarıma.
Anaları bildim dört duvar parmaklılar tutsaklığında
MİNİK  bir düzen yaşamak,
AŞKIYLA burukluğuyla geçen yılların ardından.
Hepsini bendim yaşayan.

Levent özcan

8 Haziran 2011 Çarşamba

GELECEK

Gönül tezgahlarının uzatmalı haykırışları
Keşmekeşlikle kargaşa ile avutunlar günler.
Yoksun diye sol yamacımda şimdilerde,
Düzensiz zamanların kaosu beni bekler.

Bir hiçliğin diretmişliğine gönüllenen
Uzakların yakın  sıcaklığındaki ses tonu dokuşunla
Bağ bozumu anlarımda ansızın hasatsız bıraktın ya.
Dimdik durupta beni ezilmeye mahkum eden sendin sen..

Öze inemedikten sonra kuralcı  ve alaycı,
Kontak dokunuşlu aşk değildi benimkisi.
Sistemik akışkanlı titrek ve ürkek bir sevgi..
Gün ve gün damarlarımda dolaşanım aşkımdı.

Ne denirse densin tutupta geçmişe takılmak yok kendimce,
Geçen yıllar geçmişimle yaşadım geleceğimi tüketmiştim.
Bu andan itibaren geçmişimi silip sessizce,
Geçmişim kadar tertemiz geleceğimi sil baştan çizeceğim.

Levent ÖZCAN

26 Mayıs 2011 Perşembe

BANA LAYIK OLANA EYVALLAH

AHŞABI TUZA BULANMIŞ DAYANIKLI VE ESNEK,
PAVLONYA KAVAKLI ÇİN ORJİNLİ TEKNEYİM.
ESNEKLİĞİM  KIVRILMAM DEĞİL.
YAKIŞIKSIZ SEVDA KÖPÜK DALGARINDA,
MAVİYİ ARDIM ARDIM YUTAN BENİM.
AĞLAR YÜKLÜ AŞK KARELERİMİDE ,
MİSİNA ÇAKALLIĞINDA CAN ALICI  KALLEŞLİĞİMDE.
HEP BEN SENİ SEVDİM.
ORKİNOSLARIN  KUYTULUKLARINDA SANA HEP HASRETTİM.
ÜTOPİK MAVİYDİM MESALA SALINIRKEN İYOT ÇÖZELRİLERİN DE
ERİŞTELERE SIĞINTIYDIM ..
KEFALER VE IRKI TOPAN ÜSTÜMDE,
MERCAN SEVDALARINDAYDIM PEMPE PEMPE..
KARAGÖZ VE VAHŞİ LİDAKİLERDEN ÖTE...
SENİ  TOPUKLARDA BEKLEDİM KAHVERENGİ TENİMDE..
FOSFORLAR ÇAKTIM GÜNEŞTEN ÇALDIĞIM GECELERİMDE.
SEN BENİ GÖRESİN DİYE AÇIK HEDEFLER OLDUM HEP, YAKOMUZ YAKOMUZ...
SEN EN BASİT KAYA SEVDALISI
OLDUNDA  BEN SENİN SUDA ÇÖZÜNMÜŞ OKSİJENİN OLAMADIM..
BANA HAK GETİRE  BALIKÇI TEZGAHLARINDA SATILAN ,
VEDE MANGALLIK GECELERDE, RAKIYA ARKADAŞ OLASI BEN.
BANA LAYIK OLAN EN GÜZEL ŞEY İŞTE BU.
BİR GECELİK SEFAYA DENİZ KOKULU  PULLARINDAN SIYRILMIŞ TENİMLE BEN.
SARHOŞ ETMELİYİM GECEYİ ..
DERİNDEN DERİNDEN..

GEÇMİŞ KARŞIMA

GEÇMİŞ KARŞIMA
SABAHLARIMI DOĞURTMAYI ÜSTLENMİŞ
KIŞLARIMI BAHAR, YAZLARIMI SON BAHARA YORUYOR.
ELLERİ, KANLI ÇIRPARKEN YONCA TENLİ YÜREĞİMİ,
ÖRSELENMİŞ BEKLEYİŞİMİ GÖMDÜ....
DÖRT ODASINDA ATAN CANIMI YAKTI...
YAPMASAYDIN BEEE....
YAPMASAYDIN KAHRETMESEYDİN UMUT YOLUMU,
KEÇİ YOLU PATİKA TIRMANIŞLI SEVGİMİ,
VE ÖKSÜZLÜKTEN ISLANMIŞ GÖZ YAŞLARIMA
BARAJSIZ SETLER HALİ DERVİŞ YÜKLÜ SESLENİŞLERİME
DEĞER VERSEYDİN.
DEYDİĞİN NAĞMELER UÇURUMU YALNIZLIKLARIMDA,
BEN Kİ SEVEN OLDUM HERŞEYİ ÇOK SEVDİĞİM BEN,
SENİ ÇOK SEVMEKLE İZİNSİZ ZAMANLARIN   FİRARİ DÜŞÜNCELERİNDEYDİM
GÜN GELİRKİ GÖZ ÇUKURLRIMA KÖK SALAN DEMLİ YEŞİLLE ,
TUTUŞAN BÖRTÜ BÖCEĞİN POLEN İÇİŞİ KANAT ÇIRPIŞLARINDA  DAHİ ..
SENİ SEVECEĞİM ..........

6 Mayıs 2011 Cuma

1800 DEN GÜNÜMÜZE


                                 İrice , geçirirken öksüz kıtlık aylarını,
Sohpetteyken balıklar zeytin aksi yüklü koylarda,
Aniden bir hışımla inmiş Karadağ eteklerinden.
Bay ANCONOZ.
Denizi almış taa karşısına,
Yorgunluk bilmeden,derme çatma bir ev yapmış.
Taze sürgünlü devasa gövdesi reçine kaplı..
Yaşlımı yaşlı , tepe yamacındaki badem ağacının  yanına.
Terini silmiş son çiviyi çakınca,kapısının tutamacına.
Dönmüş yüzünü kenarları deniz işlemeli.
Görkemli  badem ağaç desenli şaraplık bağ motifli ovaya.
 Çıkarmış kıl heybesinden 10-15 zeytinle, keçi peyniri ve 4/1 kepekli  ekmeğini,
İnançlarının izinde diz çöküp haç çıkarmış, şükretmiş Tanrının oğlu İsa'ya
Yeni bağ bozumu yıllık kırmızı şarabından gırtlağını ıslatmış.
Aklı karadağ eteklerindeki evinde karısı Maria 2 büyük oğlu ah ah,
Bir de yeni yetme ufacık nazlımı nazlı Angelinasında.
Issız,korkunç yalnızlığından tepesi heyecan düşüncelerinden , birden.
Sağ uzağındaki tepe yamacından inen keçilerin kokusunu ciğerlerine çekmiş.
Paskalyalar ,yortular şenliğinde gevşemiş gevşemiş.
Yörük çobanının, Tanrı selamını almış,Tanrı selamını vermiş,
Dudaklarını titreterek hayvancıklara hükmeden bu yörüğe
''Gel bre more az 2 lokma soluklan'' demiş.
Ayak düşümü yanındaki akan sudan medet serinlemiş ,iştahını artırarak çoban.
Sofra ortak, şarap haram ondan uzak durarak ,
Bağdaş kurmuş dostane düşmanlık korkularından arınarak.
''Be more burdayım artık yarından ötesi yok''
Sevincini umudunu peynir ekmekle şölen yapan ANCONOZ
Karşısında,yamaçların yüzünü ağartığı güneşin çiller döşediği çobana bakarak.


...........


Yaşadığım bu köyü kuran kişinin , bu köye  adını veren ANCONOZ' un şimdi  
1800 lü yıllarda derme çatma yaptığı kulübenin temelinden yükselen evde oturuyorum.Yıl 2011...

                               En yukarıdaki ev ......    


Levent ÖZCAN...

29 Nisan 2011 Cuma

JOHN DONNE'UN İZAHI

Dizeler arasından şiir nedir ? Neden yazılır ? İşte 400 yıl önce  yaşamış İngiliz şair , John DONNE ' un izahı.


      Yer kabuğundaki dar kıvrımlı yarıklar,
      Deniz suyunun zararlı tuzunu nasıl süzüp alırsa,
      Düşündüm ki yatışır benimde içimdeki acılar.
     Dizeler arasından süzülüp arınırsa.

27 Nisan 2011 Çarşamba

İKİNCİ PARTİ KİTAPLAR ALANYA'DAN

ALANYA ; Şiir gibi yazılası,roman gibi serüven dolu kaleme alınası kitaplarınız için çok teşekkürler.

Saygı ve sevgilerimle

 Levent ÖZCAN

24 Nisan 2011 Pazar

50 KURUŞ

        Deniz gökyüzünün grisini almış, Rengini iyice koyulaştırmıştı.Uzak mesafeli iki tepe arasında,oldukça yoğun zeytin ağaçları toprak yolun kenarından ,eğim eğim ta ki sahile kadar uzanmıştı.Rüzgar şiddetini bastırırken,kıyıyı döven  dalgaların   çarpma   sesleri, iki tepenin zirvelerindeki kayalıklarda sonlanmaktaydı.Sabahın  erken saatlerinde bulutlar oldukça hisli,ve oldukça yakın yer değiştirirken ,tepelerde
dokunmayla ağlacak kıvamdaydı.  Soğuk ara sıra esen rüzgarla, bu sahnede kendine
 iyi kötü yer bulmaktaydı.Uzak yakın bir traktör sesi peydahlandı birden.Yaklaştıkça yılan kıvrımı yolun teker izlerinde, zeytin eti peşindeki Ardışkuşları ,karatavuklar  ,boz-  
bataklar ; aniden birer ikişer havalandı. Arkasında ki  römorkla kah salana sallana kah kıvrıla kıvrıla , köpük köpük sahile 100-150 metre kala kuvvetli ve uzunca meta- lik fren sesi bırakarak traktör durdu. Yüzleri başları sarılı banka soyguncularına benzeyen ve konuşma fonlarında 3-5 çocuk sesi katıştırılmış kadınlardan oluşan toplayıcı grubu hiç beklemeden kasadan aşağıya indiler.Ellerinde ,gövdeleri kargıdan  örülmüş sepeteleri vardı. Traktörün önünde biri kullananan diğeride amele başı olmak üzere iki adamda aşağıya indiler. Şöyle bir gökyüzüne bakıp şansa yağarsa döneriz diye fikir birliğine vardılar. Zeytin ağaçlarının yaprak iz düşümleri olabildiğince zeytinle kaplıydı.Bu sene geçen seneye nazaran oldukça bereketli yıldı.Çünkü zeytin 2 senede bir baskın mahsul verirdi.Ve o baskın senesi bu yıldı. Kızlı kadınlı zeytin toplaycıları ellerindeki sepetlerden bir bir öğlen azıklarını en yakındaki zeytin ağaçlarının gövdelerine koydular.Bazılarında ekmek ve burgulu taslarını koydukları torbaları zeytinağaçlarına astılar.Biraz uzaktan bakınca rengarenk torbalar asılı bu ağaçlar sanki yol kenarlarında değişik rengk bezler bağlanan dilek ağaçlarına benziyordu. Yanlarında çocuklarını getiren kadınlar onların soğuktan korunmaları için kıyafetlerini kontrol ederken bir yandanda ''sakın
yaramazlık yapmayın uslu durun'' gibi telkinlerde bulunuyorlardı.Amela başının ''haydi kolay gelsin'' demesiyle kadınlar 3-5 ağacın eteklerinde çömelerek önlerinde sepetlere zeytin toplamaya başladılar. Çocuklar ise şimdilik annelerinin yanlarındaydı ancak zamanla sıkılıp sağa sola oyun oynamaya gidecekleri kesindi.
    Yevmiye hesabı şöyleydi; Zamanın hükmü yoktu her zeytin toplayıcı kadın yada kızın ayrı ayrı ketenden çuvalı olur, çuvalı dolduran 1 günlük yevmiyeyi hakkederdi.
Ondan sonraki toplanan zeytinler sepet başına ilave yevmiyeydi. Bir keten çuvalın zeytinle dolmuş hali yaklaşık 80-100 kg gelirdi.Toplayıcılar hem zeytin topluyor hemde  birbirleriyle sohpet ediyorlardı. Dolan sepetleri amela başı alıp hiç bekletme-
den sepetin sahibinin çuvalına döküp yine bekletmeden toplayıcı kadına geri veriyor-
du.Konuşmalar takılmalar,şakalar, gülüşler arasında şimdi bu ortam dahada insan sesleriyle dolup taşmıştı.İşte bu durumda kendilerini unuturan çocuklarda  bu grup-
tan ayrılmış kendileri aralarında çeşitli oyunlara  başlamışlardı.Az ileride denizin dalgaları daha da hızlanarak  zeytin ağaçlarının  bulunduğu sahili dövüyordu. Anneler arada sırada çocuklarını kontrol ediyor fazla uzaklaşmamaları için uyarıda bulunuyorlardı.Sahille bu eğimli zeytin tarlasını bir sur gibi ayıran çalıların ardında oynayan çocuklar arsında bir süre sonra kavga sesleri ardından ağlama sesleri yüksel
di.Hemen hemen herkes o yöne doğru başlarını çevirdi.Anneler bir çırpıda koşarak kavgaya tutuşmuş çocuklarını ayırdılar.''Yapmayın siz arkadaşınız'' deselerde çocuklar birbirlerine kinli kinli bakıyordu.Her anne  çocuğunun elinden çekercesine sımsıkı tutup zeytin topladıkları ağaca geri döndüler.Hala çocuklar birbirlerinin üzerine atılmaya çalışıyorlarsada annelerinin tuttuğu elerinden kurtulamıyorlardı.Ali,Özlem
Nesrin bir olmuş , Bülent'le Zehra'ya saldırmışlardı. Hemen amele başı geldi.Yapma-
yın siz arkadaşsınız dediysede çocuklar duracak gibi değildi.''Bakın uslu durursanız ve bana yardım ederseniz akşam üstü köye vardığımızda her birinize 25 kuruş  vercem.Dolan sepetleri çuvaların yanına getirmek şartıyla''.''Anlaştıkmı'' diyede sordu.Çocuklar bu teklifi duyunca  oldukça sakinleştiler hatta gözleri parıldadı.
Birer ikişer başlarıyla onay verdiler.''O zaman Bülent'le Zehra, sepet taşıyacak onlar
bir takım , Nesrin,Ali,Özlem ayrı bir takım olacak diyerek'' diyerek çocukları 2 ayrı gruba ayırdı.Çocuklarda bu teklifi kabul ederek hemen işe koyuldular.7-8 yaşların-   daki bu çocukların 7-8 kg gelen zeytin dolu bir sepeti tek başlarına taşımlarıda müm-
kün değildi zaten.25 kuruş ne demekti çocuklar için ? Çabuk bitmemesi için kapağı delinmiş SENSUN gazozla ALGA gofreti demekti.Hemen çocuklar zeytin toplayan kadınlarınn sepetlerini kontrole başladır.Az önceki kavgadan eser yoktu.Dolan sepetler hemen gruptaki eşle yanyana taşınıp çuvalların yanına getiriliyor orda bekleyen amele başıda çuvala bu zeytin dolu sepetleri döküyordu.Bazen gruplar arsında yarış hali bile olsa bu tatlı bir rekabete dönüşmüştü.Bülent'le Zehra birlikte taşırken zeytin dolu sepeti,Nesrin,Ali ,Özlem değişimli olarak çalışıyorlardı.Bunları gören annelerinde çocuklarına ''Aferin oğluma,aferin kızıma ''diyerek moral veriyorlardı.Neyse öğle yemeği yendi.Zeytin toplamaya devam edildi.Çocuklar gayet iyi çalışırken bazen 2 grup elemanları centilmenlik göstererek birbirlerine dahi yardım ediyorlardı.Kavgadan eser dahi kalmamıştı.Ve böyle devam ederken zaman akşam üstünü buldu.Paydos zamanı.Hemen römorka binildi.Sabah gelinen yolda şimdi köye doğru yolculuk başlamıştı.Geride bir sürü ağızları dikilmiş zeytin çuvalları
tarlanın çeşitli yerlerinde dimdik ayakta duruyordu.Hoplaya zıplaya bata çıka köye varıldı.İlk noktada evleri birbirine yakın olan Zehra ile Bülent ve anneleri indi.Çocuk-
ların gözleri amele başındaydı.Amele başı elini cebine atıp 50 kuruşu Zehraya verdi.
''Bozuk yok Zehra sen bozdur, Bülent'e 25 kuruş verirsin''dedi.Zehra'da  ''tamam'' diyerek.Parayı aldığı gibi koşarak bir anda gözden kayboldu.Bülent bakkala gideceklerini sanıyordu.Zehranın bir anda kaçmasına anlam veremediğinden dona kalmıştı.Oysa beraber çalışmışlardı.Zehranın annesi Zehray'a nereye kızım diye ardından bağırsada çoktan Zehra gözden kaybolmuştu.Bülent'in birden çocuk gözleri dolduğu halde hızla Zehra'nın koştuğu yöne koşmaya başladı.Köyün sokaları arsında
dört bucak koştuysada Zehra'yı bulamadı.Nefes nefese bir sokak başında çöktü.Göz yaşları sicim gibiydi.Küçükcük bedeninin göğüs kafesi körük gibiydi.Soluklandı.Hem ağlıyor hemde ne yapacağını düşünyordu.Derken hemen hışımla kalktı koşar adımlarla Zehra'ların evinin kapısına gelip Zehra'ya seslendi.Annesi elinde 25 kuruş olduğu halde kapıyı açtı.''Bülent Zehra yok oğlum al sana 25 kuruş hadi git bakkala harçlan '' dediysede , Bülent ''olmaz Serap teyze ben amele başının verdiği 50 kurştan 25 kurşumu isterim'' diyerek uzatılan 25 kuruşu almayı redetti.''Oğlum aynı para '' de-
diysede ,Bülent koşarak kendi evlerinin avlusuna geldi.Hala ağlıyordu.Annesi ''ne oldu oğlum bulamadın mı Zehrayı'' diye sorunca Bülent tamamen hıçkırıklara boğuldu.Dudakları titreyerek kesik kesik konuşarak''Hayır yok evlerinede baktım yok
ben o 50 Kuruştan 25 kurşumu isterim'' diye diretti.''Bide sen git anne sen iste'' dedi
''Annesi oğlum zaten yorgunum gel sana 1 lira vereyim git harçlan'' dediysede nafile
söz dinletemedi oğluna.Hadi sende gel o zaman başımın belası diyerek Zehraların evine yöneldiler.Avlu kapısına geldiler. ''Serap ,Serap ''diye seslendi, kapıyı Zehra açınca Bülentin gözleri parıldayıverdi.Zehra'nın sağ avucununda sıkılı olduğunu görünce göz yaşlarını kolunun tersiyle silip daha da keyiflendi.Zehra'nında annesi geldi.Hadi bakalım doğru bakkala gidin.Zehra annesinin tokat tehdittinden dolayı istemiyerekte olsa Bülent'le beraber bakkalın yolunu tuttular.Arkalarında annelerinin konuşma seslerini bırakarak.Bakkala gelindi gazoz ve gofret alındı.Hemen dışarı çıkarak bakalın duvarına çömeldiler.Gofretlerin ambalajı açıldı.Gazozlar kafaya dikildi hatta emildi.Zehra bir çırpıda gofretini bitirdi.Bülent ise daha henüz bir ısırık almıştı.İkinci ısrığı tam alacakken zehranın gofretine iştahla baktığını gördü.Hemen
gofretin kağıdı çıkardı.gofreti ikiye böldü ısırmadığı tarafını Zehra'ya uzattı.İki arkadaş gazozlarını ve gofretlerini bitirdikten sonra evlerinin yollarını tuttular.

     Levent ÖZCAN     
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...