27 Şubat 2012 Pazartesi

ORGANİK KÖYDEN KAÇIŞ...

Yaşadığım ortam işte...Kuşları, horozları ve hemen hemen her köyde olan köy hayvanlarını bu kadar dikkatlice incelememiştim. Ta ki İzmir'den köye dönüş yapıp internet bağlanana kadar...

Bir eşeğin anırışıyla tesadüfler zinciri başlamış oldu. O eşeklerin anırmalarını beklemek için kendime sabaha kadar  nöbet yazdım. Gözlerim 15-20 dakikada gidip gelen net modemin ışıklarında, kulağım dışarıda hayvan seslerinde. Birden aklıma şu fikir geldi; ses şiddetini sesin kuvvetine göre numaralandırmak. En  ince sesten, en tiz sese kadar 1-2-3 diye yükselterek  en tiz sese 10 saysını vermeyi düşündüm..Bu seslerin ilk çıkış anları ile son bitiş anlarındaki şiddetine göre ortalama değerler verecektim. Yani en şiddetli ile en şiddetsiz olanı eliyor kulağımın algıladılığı kadar orta şiddetleri hesaplayacaktım.

Bu sesler malum yukarıda anlattığım hayvanların sesiydi. Ortalama olarak saat tuttum 17 dakikada bir netim gidiyor. Bu 17 dakikada bir köyün hayvan sesleri arasındaki netle bağlantılarını çözmeye çalışacaktım. Yani hangi hayvanın ses şiddeti internete doğru orantılı etki yapıyor. Gece saat  1'e geliyordu. Çok fazla kaydadeğer bir ses olmamasına rağmen netin kronik kesintileri devam ediyordu. Ben nöbetteydim. Aslında uzatma kablosu olsa bilgisayarı terasa çıkartacak orada sabahlayacaktım.  Sıfır yalıtımla deneyim daha  sağlıklı olurdu. O kadar kablo olmadığından ve o kadar kabloya o kadar para vermek istemediğimden bu olamadı tabi...

Her 17 dakikada bir ses şiddetlerini kayıt ettim çizelgemde. Gece böcekleri vesaire ancak onların da ses  şiddet sayılarını kayıt etmeye değer bulmuyordum...ha bir de uzak yamaçlardan gelen sesleri de kayda almıyordum. Neden? Çünkü bir sınır koydum tepe ve yamacıyla bahsettiğim 2 geniş bahçenin bulunduğu alanlardaki seslere adapte oldum. Bir ara içim geçmiş modemin ışıklarına bakarken olsa gerek dalmışım. Acı bir gugukla irkildim. Bu badem ağacına konan baykuşun sesiydi. Toplam ses şiddeti 6, kendi kafama göre uzaklık yakınlık hesaplarken 1,5 baştan 1,5 sondan attım ses şiddetini 3 olarak hesapladım ama netin  bağlanmasına yani 17 dakikalık sürenin başlamasına 2 dakika vardı yani net kesikti dolayısyla 15 dakikadır net kesikti. Baykuşun ses şiddetiyle net gitmemişti. Bir hışımla avluya indim tepe yamacındaki badem ağacına  yöneldim yerden 1-2 taş aldım hem atıyorum hem kuşa söyleniyorum deneyimi berbat edeceksin diyerek kovaladım. Hem uğursuzluk getirir derler değil mi :)...

Odama dönüp pc başına oturdum derken net geldi. 17 dakikada gelip gitmesi hemen hemen ortalamaya uyuyor. Bu net şirketinde görevli olup da bilmeden birisini mi kırdım ki  o da benim net bağlattığımı öğrenince bir şekilde intikamını alıyor diyeceğim. Yani bu kadar seride bir makinayı kursanız er ya da geç arıza yapar sonuçta bu kadar periyodik devinim yapmaz. Kesin bu şirkette çalışan ve beni tanıyan birinin intikamı bu. Geriye bakıp düşünüyorum. Bu şirkette çalışan 2 kişiyle işimden dolayı bir alakam var. Birisinin Eskifoça'daki yazlığına 12 sene önce süs bitkileri satıp teslim etmiştim. Yemin ederim kazık atmamıştım. Normal piyasanın altındaydı her bir bitkinin fiyatı. Diğeri ise 10 senedir müşterimdir. Yılda 3-5 defa bahçelerine davet ederler. Birbirimize karşı çok saygılıyızdır. Bahçelerinde en ufak bir sorunda ister ağaçlar, bitkilerde olsun  özellikle çimlerde kimseyi dinlemezler önce bana danışırlar. Onlar da yapamaz. Karı koca aynı şirkette çalışıyor. Kafayı yemek üzereyim...Neyse...

17 dakikada bloğuma birşeyler yazıyorum. Düşünün yayınladığım şiirlerin yazılma süreleri 17 dakikla altındadır. ''Onsuz olmuyor'' şiirim 14 dakikanın üstündedir. Net bağlandığı an kronometre tutuyordum. 17 dakikam vardı çünkü. Şiirlerimi anında yazıyor, tekrar okumadan, imla kurallarına bakmadan hemen yayınla tuşuna basıyordum. Yayını görünce kallavi bir kol hareketiyle bilgisayar ekranından net şirketine selam yolluyordum. Onun için imla kuralları, harf hataları çoktur.
Gelelim saat 01.33 ten sabah 08'e kadar tutuğum ses şiddeti kayıtlarına..

 S.NO. ZAMAN- SES KAYNAGI/TÜRÜ -KONUM -MESAFE- SES ŞİDDETİ -NETİN DUR.
   
   1   01.33      Baykuş - Guguk            Badem ağacı   10-15m         3                   Kopuk.
   2   01.38     Ateş böc. Tiril tiril           Ev dış duvarı   25-30cm       1                   Bağlı-kopma yk
   3   02.41     Araç- patlak egsoz          Sokak             25-30m        2                   Bağlı-kopma yk
   4  03.37     Keçi-bee,bee                   Tepe                40-45m        2                   Kopuk.
   5  03.49     Sansar-çatıda ayak sesleri Tepemde          1.5-1.6m     1                   Bağlı-kopma yk
        (fare kovaladığından 4 kiremiti kırmış.İlk yağmurda çatı akmaya başladı)
   6  04.27     İlk horoz-Üüghrürrrüüü      Bahçede          40-45m        4                   Kopuk
   7  04.45     Hepsi            ''                           ''                     ''            8                   Bağlı-Hffkopma
   8  05.03     Cami-Bozuk hoparlör        Köy meydanı     300 m         9                   Kopuk
   9  05.08     Sabah ezanı-Alluhu ekber           ''                     ''           10                  Kopuk.
  10 05.18     Serçeler-Cik cik                 İncir ağacı           5 m            5                  Bağlı-kopma yk
  11 07.21     Eşekler nihayet AiiiAiii        Tepe yamacı       75 m          +10                Kopuk

Sabaha kadar kaydettiklerimde horozların hepsi birden ötmeye başladığında netimin kopmasına dakikalar olmasına rağmen sendeledi. En çok merakım eşeklerin anırmasıyla ne olacağıydı. Eşekler günün ilk ışıklarıyla dehşet anırdı ancak netimin o anlarda kopma nöbetinde olmasından tam etkisini öğrenemedim. Yani  saat 1.33'ten sabah 08'e kadar 22 adet 17 dakikalık saat dilimi oluşuyor...17 dakikada bir netim kopup bağlandığına göre 11 zaman dilimine rastlayan dakikalarda netim sürekli bağlı olduğundan, bu dilimlere maalesef yüksek şiddetli ses unsurları denk gelmedi.

Bu deneyin fos çıkmasına üzüldüm. Ancak hergece duyduğum seslerin bir anlamı olduğunu öğrendim. Şiirler kaleme aldım bu ses fonlarında...Köyümün doğal ses yaşamını hiç bu kadar dikkatlice dinlememiştim doğrusu...Anladım ki bunun yolu 444 0 375 nolu telefonu aramaktan geçecek...23 defa aradım. 1 kez dönen oldu. O da benim bu yazdıklarımdan daha berbat bir hikaye anlattı. Bir yetkiliye dedim ki arkadaş ne zaman eşekler anırsa benim internet gidiyor. Ben ne yapayım ülkede et sıkıntısı var. Bunları kesip sucuk yapıp size mi ikram edeyim. Yoksa komşu Yunanistan'da kriz var, benim netimin naklini oraya yapın hiç olmazsa ödediğim abonelik ücretimin karşılığını hem hizmet olarak alırım hem de sevaba girerim diyerek telefonu kapattım suratına. Tabii bu konuşmaların hepsini güya hizmet kalitesini arttırmak adına kayıt altına alıyorlarmış. Yemezler. Küfür ettiniz dayanamayıp adamlar vermedikleri hizmetten dolayı haksız kazanç sağladıkları yetmiyormuş gibi bir de sizi hakarete teşvik edip mahkeme yoluyla da şirketlerine hakaret edildiği için sizden para koparma derdindeler. Vay beee! Ne alıyorsanız alın alıcı daima haksızdır. O okumadan imzaladığımız sözleşmeler var ya hiçbiri bizim lehimize değil. O sözleşmeler firmaların kendini garantiye alma belgeleridir. Benim gibilere de yukarıdaki saçma sapan ahkam kesmeler düşüyor. Kazığı sözleşmeyi okumadan attığımız imza ile yemişiz bir kere.

En son aradığımda bir bayan çıktı. Yukarıdaki olayları anlattım netim gidip geliyor. Bu problemi çözen görevliye ailesi ile bir hafta burada tatil hediye edicem dedim. Kadıncağız uğraştı mı bilemem ama ben interneti köyde bıraktım ve Dikili'ye taşındım. 4 aydır da faturayı ödemiyorum...)))

Saygılarımla...

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...