15 Mart 2016 Salı

ÖLMEDİM

Bugün de ölmedim,,,
Ne  trafik kazası,
Ne geç gelen ambulanstan dolayı,
ne de hastahane kapısında.

Ölmedim diyorum size.
Ne maden işçisiyim,
yedi kat diplerde,
ne mülteciyim denizler üstünde.

Vatan sana,canım feda..
Kahpe kurşunlar yağmurunda
gencecik asker değilim,
polis değilim.

Kadın değilim koca elinde biçileyim
kız Öğrenci değilim ki,
taciz edileyim tecavüz edilip yakılayım
sonra da intihar edeyim.

Allah bilirim,kitap bilirim,
Mezhep bilirim, din bilirim
Önce insan diyen,
Alevi yoldaş değilim ki,
her cumadan sonra,katledileyim.

Okur değilim,yazar değilim,
hapislerde çürüyeyim.
gezici değilim, durağanım  ,
ya dayaktan yada yakın kurşundan öleyim.
yada ekmek alma yolunda çocuk bedenimle katledileyim.

Mitinglere katılmam garlar önünde,
Sultanahmette turist ,
Ankara'da yaşayan biri hiç değilim,
bombalar patlatılsın gözümün önünde.
Sonra da can derdine düşeyim.

Daha çok sebep  var ölmemem için,
makarnam midemde,
kömürüm sobamda 
oyum çantada keklik olduğu sürece.

Bana dokunmayan yılan bin yaşasın
der geçerim.
Dominik Cumhuriyetinde ki YARIŞMA!!!!
İle geçer gün ve gecelerim.

şiiri yazanın notu: (SENİN ALLAH BELANI VERSİN)

Levent ÖZCAN.


11 Mart 2016 Cuma

Kumsal

Ayaklarım toprak.
Lodosu,poyrazı akort eden,
iğde ağacı kadar ,
köksalmış.
Kumasalın  deniz kardeşliğine.

Umudu yudumlarken,
BULUT KAÇKINI GÜNEŞE KARŞI,
deniz yanıyor gözümde 
MASMAVİ.

Okaliptuslar var.
Sere serpe uzanmış kumsal patlarına ,
haşmetlik öğretiyor.
Diz kapaklarının kıvrımlarını görebiliyorum,
cüceleştirilmiş sarı yeşillerin.

Minicik, çocukluğumun çıplak ayak izlerini eziyorum,
burjuva arabamın  dört lastiği baklava desenli ağırlığıyla.
Beynim sosyalist.
söylemlerim sosyalist.
AMA,
eylemlerim,
yaşantım,
kahretsin
oldukça,
.......kapitalist....

Levent ÖZCAN


10 Mart 2016 Perşembe

Ne mavisine karışırım denizin,
ne negatif yüklü bulutuna gökyüzünün.

Yüreğim kan kırmızı,
avuçlarımda yılların açık sarısı nasırları,
geceleri çok ama çok sızlar.
Gözlerim kahverengi  imiş,
bana aynalar söyledi.
bunları.

Banane tepetaklak maviden.......
Denizzzdeennn banane!!!!
ben toprak rengindeyim.
Banane  negatif yüklü bulutundannnnn....
İçim ağlar ,nasırlarım sızlar ,
kendi kendinee....
taş gibi  dikilir günler ,
baş ucuma.
bir servi söyler  sonsuz devrimci türkümü,
gecelerin her soğuk rüzgar sövüşünde,
ışıklar içinde uyuduğum ebedi yurdumda.


Levent ÖZCAN.

Gözüm durgun bugün.
Hüznüm yorgun.
Alabildiğince,
takıştırdığım anlık gülümsemeli dakikalar bile,
7/24'mü kurtarmıyor.
Yazmanın sarhoşu olmalıyım.
Göğüs, kafes, can ritminde.
TEDİRGİNLİĞİN  KASVETLİ KRİZLERDEYİM.

Yakomoz parlaklığı. ay düşkünü,
mendireğe karşı yaslanmış,
tinsel düşüncelerden uzak,
metafizik direnişlerindeyim.
Varsa allah omzuma el kondursa ya.

Neden bu kadar şiddet,
neden bu kadar açlık
AÇIKLASANA
bana mendereğin kuytuluklarında.!!

Levent ÖZCAN.

7 Mart 2016 Pazartesi

Küfürün adını, günah koydunuz.
İçkinin adını haram.
Kul hakkı yemenin,
hırsızlığın,talanın,
siz de nedir acaba anlamı ?
Din sizin tekelinizde.
Ayetleri ayarla işine geldikçe yorumla yavrum yorumla.!!!
Git işine Be.........
Haram İçTiRip.
Günah işletme bana.........

Levent ÖZCAN.

ALINMA...

Her yazdığım şiiri,
Neden üstüne alınıyorsun ki ?
Dünyada ki tek kadın senmisin ki ?

Hadi küfür etsem isimsiz,
Karşılıksız uçsuz bucaksız aşkıma,
sitem yüklü cümlecikleri mıhlasam avazım çıktığı kadar.
o zaman üstüne alın.
Çünkü gocunursun,suçlusun.
Devlet dairesi gibi bürokrasi,
engelisin kalp ritimlerimde.
Aşkıma bugün git yarın gel dersin.

Kelebeğin  24 saatlik yaşamı gibi,
ölmeyecek gibi doğar,
her ölüm erken ölüm gibi,
kederlenmiş şiirler yazarım.
Tekrar yazıyorum ;
Mısralarımı üzerine alınma!!!
Ne ben Ademim,
Ne de sen Havva'sın,
Bu DÜNYADA........

Levent ÖZCAN.






SEVDALI

Biri denizde yaşar.
Biri karada.

Biri dalga sever.
Diğeri sarılmak ister.

Biri soğuk kanlı.
Diğeri sıcak kanlı.

Biri mevsim sevdalısı,
diğeri iklim hayranı.

Biri kıvrak, kuyruk canbazı,
Diğeri sabit, toprak durağanı.

Biri palazlanmayı bekler,
diğeri olgunlaşmayı.

Biri diğerinden,
Diğeri ötekinden habersizdir.,
Ama sevdalılardır, ölümüne birbirlerine,
HİÇ BİLMEDEN.HİÇ GÖRMEDEN.

Günü geldiğinde biri yakalanır,
Diğeri sıkılır.

Biri allı pullu,kılçıklı ,kemikli,
diğeri  saplı çekirdeksiz,çekirdekli.

Biri mangal, ızgara,buğulama,
Diğeri su ve buzla ,bir duble de yudumlama.

BİR MASADA İKİ SEVDALILARDIR ARTIK.
Biri rakıdır...........
Diğeri de BALIK.............

Levent ÖZCAN.






4 Mart 2016 Cuma

gecekondu

Sırf sana yakın olayım diye,
Kelimelerime düşler kattım.
Konuşurken cümlelerimde
Hep senin için parantezler açtım.
Sırf senin sözlerini unutmayayım diye.

Göçebe hayallerim sana yakın olsun diye,
Senin yaşadığın Betonarme katının yamacında.
Gecekondu kondurdum,
Mülteci gecelerimde şehrinin yerlisi  oldum.
Unutulmak kolay , hatırlanmak zor olmasın  diye.

iki  göz odalı dünyamda
Sana olan sevgimi yaktım.
Bacasından çıkan yoğun dumanları gör,
Gör de bak diye.
Bir adam nasıl yakılır anlayasın diye.
Dikkatini çekip göz göze gelebilmek için,
Göz bebeklerimi hep kaşlarıma yakın bereltim.
Boynum tutuldu yoğun atmosferinde.

Madagaskar yaseminleri ,hanımelleri yücelttim balkonuna.
Kör topraklardan çiçekler sunsunlar sana diye.
Kalbine giremedik göze giremedik farkedilmedik ama
Ciğerlerin bayram eder diye düşündüm mis kokuları ile.
Her birini gözyaşlarım ile sulamıştım oysa.
Neyse...........

Kaçak yapıda 
Karşılıksız aşkta
Yıkılmaya mahkumdur sonuçta.
Bende arada sırada bu yıkıntılar arasında dolaşır,
Yinede yeniden sevgini yaşarım,
Sen şiirimin farkında olsan da olmasan da......

Levent ÖZCAN




















3 Mart 2016 Perşembe

GÜNLÜK.

Günlük şiirler yazıyorum.
Hepsinde ayrı ayrı duygular.
Günlük süt gibi,sıcacık ekmek gibi.
İşe giderken alınan mis gibi kokan simit gibi.

Her mısrası duygu buğulu,
Tazecik şiirler yazıyorum.

Şiir yazmak kolay.
Ama şair olmak zor be....
Susamak gibi ,acıkmak gibi,
Duş almak gibi, Uyuyup uyanmak gibi,
Tuvalete gitmek gibi gerekli.
Lanet olsun şiir yazmakta,
Bende , işte mecburi.

Gün boyu düşüncelerinle beslenip,
Kaslarını acıtarak çalıştıktan sonra.
Bir sigara yakmak gibi
Yorgunluğunda DEVRİM yaparcasına.
Eline kalemi alacaksın,
Duygularınla bembeyaz sayfalarda dans edeceksin.
Gün batımlarına paralel bakacaksın,
Ufku siyaha boyanan hayellerde,
kelimeleri harflerinden kavrıyacaksın,
bir alt mısraya inmek için
noktadan , virgülden ,uyaktan sarkacaksın.
rüyalardan düşme korkuları  gibi 
duygularından düşmemek için sımsıkı tutunacaksın.

duygu kölesi olmak iyi hoşta!!
Duygulu insan sevilirde (!)

Her akşamüstü şair olmak  zor iş zor .
Kelimeleri duygulara boğarak 
şiir yazmak kolay
Kalem tutan adam olmak  zor mu zor.

Levent ÖZCAN.





2 Mart 2016 Çarşamba

şiir

Bakınca sana,
Bakma tadında kalırım.
Yazınca sana,
Yazmanın  sonsuz hazındayım.

Mide ve ÜLKE

Midem acıyor,3-5 gündür.
Nedensiz.....
İçtiğimle yediğim acıyor.
Diktatörün bitmez baskısı ile,
Hayatlarından bezdirilmiş halk gibi,
Yazışlarım buruk
Her şeye teslimim
Kalem ucu cümlelerimde.

Oksijeni bozulmuş,
Çocukluğumun tepe kayalıklarına çıkıp
Sol kolumu bulutlara kaldırıp,
Rüzgarında dimdik durarak,
Zirveleri çalınmış İdeallerime inat.
Kahrolsun faşizm diyeceğim.


Keklik seslerinin göç ettiği
Kekik kokularının bitirildiği
1+milyonlarca karanlık  odalı ülkemin
Derdindeyim.
Vede acısındayım midemin.
Ya ülkem aydınlanacak
Yada ben biteceğim.

Levent ÖZCAN









25 Şubat 2016 Perşembe

Yeri geldiğinde,
Yaz aylarında, kışı yaşatacaksın.
Dört mevsimi sana kabus kılanlara.
Benliğini anlık satmayacaksın,
Düzenin yalancı  baharlarına.
Çiçeği sevenin baharı,
Yurdunu sevenin onurlu yaşam devrim sevdası hiç bitmez.......
Bunu sakın unutma...

Levent Özcan


DENİZ VE DEVRİM.

Kara kalemle yazıyorum seni şiir.
Deniz kenarındayım bil ki
Mayhoş,tembel bir günün
Ötelenen güneşin son çığlıklarında.
İçten içe içimi yakan, yudumladığım hüzünlerindeyimdir.
Sinirler harbindeyim.

Ve Denizle yine  birbirimize girmekteyiz.
Batının en batısında
Burjuva aydınlığındayım.
Ama sol görüşümle denizi yermekteyim.
Vede cebelleşmekteyim.
''Atar tutarım seni.
Ey deniz
Bir elimle dalgalandırırım,
Diğer elimle karışlarım
Mavilik mahremini.''

Martı yoksa tükürürüm suratına.
Tekne,gemi,şilep yoksa,
Mavi gözlerinin en yakın görmelerini
ÇALARIM.
Seni rezil ederim Özgür gökyüzüne.
 Seni Mavi öksüzü bırakırım.

Seni bak Siyah kalemle yazıyorum.
Haddini bil....
Yaz dönemlerinde içine giren,
Bedenler şenliğinde ŞIMARMA.
Ukalaca gün batımlarında sarhoş eyleme gecemi.

Adın nice, DEVRİMCİ çocuklara verilmiş.
Bir Denizin tüketilmesi inan  yetti  bize
Solcu dalgalan ,halk ol,halkçı olarak hırçınlaş ,
Baş kaldır seni, yurdunu kirletenlere.
Ama...
DENİZ GEZMİŞ'e ihanet etme.

Doğanın kanunu evet biliyorum.
Dalgalanmalısın, öfkelenmelisin.
Karayel faşizmine,Poyraz faşizmine direnmelesin.
Hırçınlaşır alabora edersin,
Başın üstündeki canları derinliklerine çeker  yok edersin.
Yapma..
Deniz Gezmiş'lere ihanet etme..

Ama şunu bil ki,
Sen kış ihanetinle,
Teninde ahşap yol alışlarda
Böyle olduğun sürece.
Yüzünde pervane izleri bırakan
Balıkçıya hakkını teslim et.
Ağlarını atacak böğrüne.
Milyonlarca ikliminin  solungaçlı çiçeklerinden bir kaçını koparıp
Koparıp aile sofrasına koyacak.
Ya deniz çiçeklerini satacak başka başka anlık tokluk yapacak
Yada doğrudan çiçek sunacak çocuklarına.
Karınları doyacak.

Bizimde Denizimize ağ karelerine benzer GİBİ
Demir ağlar suratına kapandı.
Bizimde denizimin çiçekleri canı candan oldu
Büyük ağların kurşun yakasındaki urganlara BENZER GİBİ
Darağaçlarında nefesleri çalındı.
Bizimde çiçeklerimiz koparıldı hiç ummadığımız  bahar sabahında.

Karşına geliyorsam her akşamüstü.
Bil ki Devrim sevdam içindir..
Ordular hedefiniz AK DENİZDİR diyen ATATÜRK'ü
Gözlerinin mavisine bakmak içindir.

Bizlerde Deniz ve Mavi çok anlamlıdır.
Büyük devrimlerin mavisi
Soluksuz bırakılan devrimcilerin sesi
Sende olduğu içindir.
Sana her akşamüstü gelişim. Karşında hüzünlenişim
Bu yüzdendir.


Levent ÖZCAN





























22 Şubat 2016 Pazartesi

İLK ŞİİR.

İlk göz ağrım geldi şimdi aklıma.
Ah, ah ne yazışmıştık
Kelimeler heyecanı mısralar arzusu ile,
Kıta doğurmuştuk
Kandil ışığının kocaman gece gölgelerinden korkarak
Bembeyaz tenli sayfalara  biz saklanmıştık.

Yüz hatları belirgenleşmiş  yılllar yorgunu mimiklerle
Ama ilk günkü heyecanlarla,
Dertleştik be dostane.
Ben hiçbir şey okumadım ona ,ama!
Nasıllar diye
Kendisinden sonrakileri sordu bana.
Sanki hiç bilmiyormuşcasına.

Bırak sonrakileri,
Sen benim için ilktin dedim.
Hakkını yiyemem dedim.
Senin duygularını  sık dişli berber tarağıyla ile tarayan
Cımbızla çeker gibi kelimelerinin hakkını veren
Ve seni çok seven
Yine aynı şairim dedim.

Nasıl yani diye sordu?
Beni çok seviyor hala belli
(içimden geçirdim benim de onu sevdiğim gibi)
Tükenmemişlikle hala direnmekteyken solgun sayfa yurduna
Karelenmiş satırlardan hala ilk günkü gibi meraklı idi.

Yok bir şey dedim öksüz omuz çekişimle,
Çocuk parmaklarım  yok dedim (içimden)
Kalem tutan heyecanlarım titriyor inan,
Göğüs kafesimde hapsettiğim umudum diken diken diyemedim.
O her şeyi güzel görsün diye
Hiç bir kelime vurgumda açık vermedim.

Orta okul yaşlarımda o doğmuştu,
Üç-beş kat  sakız gibi kireç yüklü kum gibi çok , sevgi düşlü,
Dört duvarlı özgürlüğümde
Gaipten aklıma düşen ses tonunda
Yazıvermiştim onu .

  ''  Haykırmaksa kelimeleri,
Sıvası dökülmüş duvarlara...
Tut badem çiçeği elime bir dem vur,
Güzelliğinle elim bahar bahar şiir yazsın.''


İlk göz ağrım işte.
Cümlesi bozuk  ama Yüklemi DEVRİM,
Uçarı Özgür uyakta  yazılmış bir şiirdi.
Külde beyazlamış fanilası hep, terli
Ayakları telaşlı, toz duman
Çocuktu
Oldukça nezle olmaya meğilli
Küçücük cümle dokunuşlu.
Ama yüreği her sabah kocaman doğan
Güneşten daha aydınlık
Duyguların uçsuz bucaksız  söz ormanında
Minicik  bir fidan gibi
2-3  mısra dalının gövermesiydi
İlk göz ağrım şiirim.

Levent ÖZCAN







21 Şubat 2016 Pazar

Sahil

Ve ben !
Dalgalarla koyunun koyusu sohbetteyim,
Her şeyleri umursadığım anlardayım.
Kaygım yok ki edebi şiir yazmak için
Tasalı değil, heyecanlı olarak,
Yüreğimin aşk cümlelerindeyim.

Yüzüme yağmur taneleri geliyor.
Tıpkı zoka yutmuş bir İstavrit gibi.
Titriyor bedenim.
ÜŞENGEÇ değilim ÜŞÜNGECİM,
Ne olurdu ki, şuan sarsaydın  beni.
Hiç ama hiç titremezdim.


Levent ÖZCAN



TERÖR.

Bombalar elden ele,
Terör hainliği İlden İle.
Cehennemin her türlüsü yaşatılıyor.
Bir zamanlar cennet olan ülkemde.

Bir ülkenin halk sahnesinde,
Bu kadar dram, bu kadar trajedi,
Neden ama hep hep sahnelenir.

Senaryoyu yazan belli,Yöneten belli.
AKtör belli,Figüran belli.
Kapatın perdeleri bu oyun bitsin.
Daha da ne BEKLENİYOR Kİ.!!!

Levent ÖZCAN.

12 Şubat 2016 Cuma

Ne yazarsan YAZ.
Düşüncelerim sana SERMAYE.
Bu gün seninim tüm benliğimle,
Curanın en tiz Sİ notasındayım
Özgürlük diye diye solcuyum nefesimle
Kalbinin  sokaklarında seninle İNSANIM.

Etek giy kot giy  hatta  bikiniyle dolaş mısralarımda,
Dönüp bir kelimeni karalarsam şerefsizim şair değilim.
Çoşkun teninle canım benim
Gülü en güzel gören gözlerinle yaz
Baş parmağımla işaret parmağım arası
Ezik ama Onurlu duygularınla yaz.

Kalem sende ucu şiir dilli
Bembeyaz sayfada uçur gülüşlerini.
Bu gün senin izindeyim.,, haydi devrim yap edebiyatı parçala
Yaz yaz,, kışı,,,, karala öz geçmişinde: baharları eksiltme düşlerinde.
yaz yaz,,,,,
umutlarını dile getir be kadıncağızım.
Ne yazarsan
Düşüncelerim sana sermaye.

Levent ÖZCAN.


Bugün sohpetteyim.
Bildik tanıdık ortamdayım.
İsyanın,heybetin,ufukların büyümeyen hırçın çocuğu, dağlar,
Kim bilir kaç şairin şiir sermayesi ''deniz''.
Serseri kanat sarhoşu martılar.
En griden en grinin tonunda bulutlar.
Hepsi karşımda.

Yasaklanmış gri ton ovası gökyüzü
Sarı sicimlerini sarkıtan  güneşim
Bordosu köpük köpük dalga dalga ve şilepler.
VE günün  dijital 16.33'ü
Karşı yamaçlarda uyaksız bir şiir gibi yazılmış,
Çarpık çurpuk makiliklere kondurulmuş
Apartman yaşam can çekişleri
Bende tam  iç dargınlığı şimdi.

Yazın tüm erotizmi ile avunan,
yapayalnız upuzun kumsalar.
Ve bu kumsalların mevsimlik müdavimleri
(Kumsal zambakları , kovalıklar , köpek dişi ayrıkları )
Ortası sarı polen kenarları beyaz melek kanatlı bodur papatyalar.
Boş Bira ,Şarap, Rakı (bilimum) ve içki şişeleri

VE BEN........
Koyunun koyusu SOHBETTEYİM.
Herşeylerin Umursandığı ANLARDAYIM.
Kaygım yok ki ŞİİR için
Tasa taşımam ama Çok heyecanlı olarak ben,
Yüreğimin DEVRİMCİSİYİM.

Gri Hakaretler tane tane yağmur igneleri acıtmakta yüzümü
Zoka yutmuş balık avazları gibi
Acı çekmekte mimiklerim.
Üşengeç değilim oysa,
Ama
ÜŞÜNGECİM şu anda.

BU BÜYÜK SOHPETTE,
Büyümeyen isyan dağlarının,
Ateşidir Harlanmış yüreğim.
Sen ve Şiir DERSENİZ,
Aynı yolda GEZMİŞ olan DENİZ gibiyim.

Martılar derseniz
Zülfü LİVANELİ gibi ürkek ve telaşlı
Gri bulutlar
ardındaki  IŞIKSAÇAN  gibi özgürüm.


Levent ÖZCAN.



7 Şubat 2016 Pazar

Gözler.

Günün
Göz bebeklerinde doğmasını,
Ve o anı izlemeyi çok isterdim.
Bayıltana kadar bak
Bayıltana kadar yak
Yak ki yandığım kadar sana
Harlasın ki aşkın içimde
Ve Seni çok seveyim.

Ben güneşi bir tek bilirdim.
Tepemden baktığın da
Buhar olurdu terim.
Emeğimle hevesimle ırgatsı günlerimde.
Kavruluncaya kadar ısırılırdı bedenim.
Bin işle, bir sitemle çalıştığımda
Günü birlik açlıklarımı yenerdim.

Şimdi iki güneş var sende,
Sabahları artık farklı doğuşumsun doğamda.
Bir bakışın Yaz.
Bir bakışın Kış
Usulca yan dönüp baktığım yatağımın sol yanında.

Seni izlerken
Nefesin senfonisinde.
Keman gibi keskin ama  oldukça yürek dokunuşlu melodilerin,
Tatlı bir titreyiş sinsilesi kulaklarımda,
Küçücük burun deliklerinden bana sunulan.

Göz kapaklarının
İncecik kirpik ormanında
İp atıp hamak kurmak isterdim.
Uzanıp pür dikkat nöbet sakinliğinde
Rüyanda beni görüp,
Beni de uyutmanı beklerdim.

Benim hiçbir lüksüm olmadı ki
Bu yanmış yaşamımda
Beni  seven kadın oldumu bilemem ki
Ama
Ben çok kadın sevdim .
Kendi kendime kurguladığım
Bu şiir DÜNYASINDA.

Levent ÖZCAN.













30 Ocak 2016 Cumartesi

Yazabildiğim her şey,
Bir tasvirdir gözümde.
Dokunduğum eşsiz bir manzara.
Ta karşımda.
Masmavi cömertliği ile,
Hasretini  yan yatırmış.
Adanın  ayak dibine.
Kavrulan güneşin son kokusudur
Gözlerime dolan.
Ha sana hasretim
Ha bu pürüzsüz maviye.
 
                  Levent ÖZCAN

28 Ocak 2016 Perşembe

BİZ

Yaşanılası bir dünya istedik biz.
 Sabah olsun işe akşam olsun eve.
 Üç öğünü tatlı eyleyelim dedik biz
 Tertemiz alınlı gün (gece)lerimizde.

 Ne çokta gözümüz olurdu bizim
 Ne de patronun sermayesinde.
 En güzel beste olurdu alın terimiz.
 Kazancımızın geleceğinde.

 Etkileştiklerimizle evlenirdik biz.
 Öyle şaşalı düğün salonları n'olaki
 Sokak aralarını şenlendirirdik hepimiz.
 Davul bile denginde bilirdik haddimizi.

 Sıradan bir sevda istedik biz.
 Kasvetsiz ama coşku dolu aşk dolu.
 Muhteşem düşlerimizde biz.
 Bulurduk  mutluluk yolumuzu.

 Kısacası her şeyi özümseyebilirdik biz.
 Küfür gibi gelmeseydi ay sonları
. Gün be gün koparıldı birlikteliklerimiz.
 Açmadan solduruldu gülücük goncaları.

 Demokrasi dediniz ey seçtiklerimiz.
 Dem'inizi demlik demlik aldınız.
Aş iş özgürlük iyi yaşam vaad ettiniz
Az ama öz aşımızı sular kattınız.

Toplumsal olaylarda beraber olamayan biz.
Şimdilerde  kömür makarna birlikteliğindeyiz.
Kredilerle tonla kartla aldatıldık.
Yine bu yüzyılda da  köle yapıldık.

Not :

Bireysellikten kurtulamadığımız sürece,
Toplumsal düşünmediğimiz bu günlerde.
Bana dokunmayan yılan bin yaşasın dersek,
Bir Diktatör çoban gelir.Ekonomi nakışlı sopasını kaldırır ve,
Hizaya sokar BİZ'İ bir ''SÜRÜ',''KOYUN'' zihniyetinde.......

Levent ÖZCAN



23 Ocak 2016 Cumartesi


Beni Yazasım geldi,
Kendimi birebir,
DÖRT cepheden hemde.
Kendi karşıma oturacağım önce
Mertçe konuşacağım neyim varsa neyim yoksa,
Sonra sağımdan bakacağım kendime,
Sakinlikle sağ duyuma başvuracağım.
O olmadı mesela,
Canım sol yanıma yaklaşacağım,
Anarşist SOL yanımla dalaşacağım.
Üç yönümle anlaşamazsam eğer,
Siz o zaman görün beni.
Bakın neler  neler,
Kendi kedime arkamdan nasıl konuşacağım........

Levent ÖZCAN


Ben.....
      Yorgunum...
Seni sen yapan benim,
Bir bataklık güruhundayım
Belime kadar.
Mücadeleye dayanmaz artık yüreğim.
Ama hala sen bir heyecansın,
Derin derin nefes alır yürek hala atar.
Beni ben yapan sensin
Tek sana ulaşımım Tek dal bir sayfa,
Ve elimde seni bana yazan bir kalem.
Geride duygu ile yürekle kalacak 3-4 mısra.
Levent ÖZCAN
Zamanı avuçluyor kumsal,
Bitecek güneş varmış.
Denizin ufuk ötesinde
Dağ varlığında böbürlenen
Yitik giden ışık kutsal.

Devirmiş yağmur bulutu,
Hasreti aşkına şimşek yapmış.
Çakmış Çakallar sofrasını aydınlatmış.
Gölge silüetlerinde,
Ne dekor ne figüranlar ne sahne
Ne saçma sapan senaryo bırakmış.

Hak hukuk adalet ve Demokrasi,
Bir eylemde dil, damakta küfür.
Ölüm aklına geldiğinde
Kutsal ibadette
Secde değil, haç çıkarmak değil,
Ağlama duvarında göz yaşına sığınmak  değil,
Yada karanlıktan korkup
Ateşe tapmak hiç değil..
Önemli olan YÜREK ettirmek bedeni
TEK MESELE ZENGİNİN ÖRDEV TABAĞINDA SÖZÜM ONA
ASALET,
FAKİRİN ÇANAĞINDA BURJUVADAN
UZAK,
TEK ÖVÜN YUMURTA OLABİLMEKTİR.

22 Ocak 2016 Cuma

Demokrasi  Çok bol bize
              Y A K I Ş M I Y O R M U Ş
Ümmet bedenimize
Sürü zihniyetimize,
Çarıklı benliğimize ,
Kör olası  HÜRRİYET,
Bize       Y A K I Ş M I Y O R M U Ş

Ne Avukat bilirdik,
Ne bir üst mahkeme
El pençe duruldumu karşısında
Kadı ne derse bahtına
Ya kırk satır yada kırk sopa.

Demokrasi amaç olmamalıydın,
Araç oldunda zaten.
Kullandık ve kurtuluverdik senden.
Herkesçiklere günaydın.

Bakarsak Demokrasi tarihine,
Yunan Site devletlerinde,
''Çil Çil''leri olanlar kurmuşlar bu düzeni.
Roma da senato üyelerinde var olan,
Kölelerine ne demeli.
Magna kartada can çekişmekte insanlık,
Lordlar ve Avam kamarası var hala
İngilterede.






Düş yorgunuydu,
Sempatik tavırlı günlerinde.
Gülücükler açardı gözlerinde.
Kaşların arası dümdüz oluverirdi.

En cansız kelimeler büyülenirdi.
Umuttan mutluluktan yana
En devrik cümle bile heyecanla inatla direnirdi,
DEVRİM kıvamında.

Perde kapandı
Sahne toparlandı.
Bir anıtı olur verdi
Başucundaki mermer taşına.
Adı Soyadı kazınıverdi,
İyi adamdın be Mehmet Abi.



Levent ÖZCAN

21 Ocak 2016 Perşembe

Kadını seviyorsan eğer
Devrimci olarak sev.
Kadını istiyorsan eğer,
Eşit olarak ona değer ver.

Varlığın sadece adam yapınsa,
Ahmaklığın acı kuvvetinse eğer,
Fazlalığın bel altındaysa mesela,
Bu sürüngenliğin ki kaç para eder.

Erkeklik nedir?
Erkeklik:
           kadını,
              günü birlik,
                   soymak değildir.
Erkeklik :
     Kadının
         Ruhuna
         Bir ömür boyu girebilmektir.

Mesela bir sigara içmek değildir,
Bir kadını sevmek.
Çaktığında anlık yanan duman duman ciğerlerini kahreden,
ve nihayetinde  o dumanla beyine giden,
Uyuşukluk hiç değildir.
Filtresine gelindiğinde,
Dudak arasından fırlatılan
Yada bir kül tablasında,
Ezilerek ateşi öldürülen sevgisi söndürülen
Varlık hiç ama hiç değildir.

Kadını sevmek malum özel günleri öncesinde
Hiddetinde şiddetinde öfkesinde,
Onun günah keçisi olabilmektir.
Migrenin de ağrı kesici olmaktır.
Hoş bir rahatlık bulabilmesidir
Erkeğinde.

Kadını
        sevmek
              bence
Menopoza  girdiği anda
Yeniden evlilik teklif  edebilmektir.
Baharı sunabilmektir.
Sonbahar olsa kışta olsa.

Bir erkeğin  en büyük devrimi,
Faşizan istekleri olmadan
Bir kadını çok sevip
Evlenmeyi başarabilmektir.
Darbe yapmadan,
Duygularına erişip,
Onunla her şeyi paylaşabilmektir.


Levent ÖZCAN





 

16 Ocak 2016 Cumartesi

Tüm dinlerin TEMELİ,
Sevgi,iyilik kardeşlik.
Çiçek çiçek DEVRİMCİ yüreğimle  kabul.
Sen toksan komşun açsa bizden değilsin dediniz.
Biz hakça bölüşüm  dedik.
3 büyük dine ve kitaplarına inanırız dediniz.
Haçlı seferlerini,
Filistin katliamlarını.
Kelle kesmeyi
Çok iyi becerdiniz.
Biz ise asıl olan canlıdır dedik
İnsanı sevdik doğayı sevdik
Kardeşlik türküleri besteledik.
Biriniz şarabı yasakladınız
Diğeriniz tam tersi,
Kutsal mabetiniz de yeni doğanları ŞARAP ile yıkadınız.
Biz ise üzümü şıra  olarak içtik
Zeytini barış olarak abideleştirdik
Buğdayı başakta tokluk olarak yedik.
Ama siz hep birbirinizle çeliştiniz.
(BU ŞİİR BİTMEYECEK)
Sizin inancınız nedir?
Bir bilebilseydik...........


14 Ocak 2016 Perşembe

İçiyorsam SANANE.
İçmesemde ben sarhoşum.
Senin görevin Ekonomiyi düzeltmek
Zam yapıyorsan  demek ki sorun sende
Özel tüketim vergilerin kadar boşsun.

4 Aralık 2015 Cuma

SENİ SEVMEK....

Seni sevmek için,
Bir kumsal,
Pürüzsüz bir mavi,
Bir de maviye yaslanmış aksin.
Olmalı..
Olmalı o , aksin mavi de.
Dalgalanmalı saçların.
Martılar yüzmeli göz bebeklerinde.
İsparozlar,sarpalar, kefal yavruları seni konuşmalı,
Her deniz altı nefes alışverişlerinde.

Seni yazmak için,
Sırdaşım , dostum ,heyecanım.
Parmaklarımın arasında yüreğim.
Parmaklarım arasında yüreğim
Kalemim.
Seni yazıyorum,
Kumsala
Maviye,
Martılara,
Çenepaz balıklara,
Bu manzara sensin.
Sakın ama sakın Unutma.

Levent ÖZCAN

19 Ekim 2015 Pazartesi

Bir isyandır yaşamak
Ölüme karşı..
Nefes en zayıf kaledir.
Biçilmiş etrafımızda, nice zehir yüklü kişiliklerde.
İç çekişleri batar adama
Derecesi yüksek öksürüklerde.
Düşlerini çalar  mesela bir kadının kabuslarının başlangıcıdır.
Geceyi uzatır günü olgunlaşmadan koparır.
Kafes mahkümu yüreği eritir eritir.
Bitirir.
İyiliğin derecesi sevginin  küçüğü olamamalı
Aşkın ne bir bedeli, saygının da asla sınırları.
Umudu kirletmemeli  zehir yüklü şahsiyetler.




15 Ekim 2015 Perşembe

Çok sigara içiyorum...
Dolayısıyla .
Ciğerim  beş para etmez.
Biliyorum.
ANCAK..
Sevmenin ne olduğunun farkındayım.,
Yüreğim ..
Servetle ölçülemez.
Onu da çok iyi biliyorum.

9 Ekim 2015 Cuma

Sustuğum kadar korkağım.
Konuşmaya başladığımda,
Cesaretim depreşir sesimin titrediği anda
İşkenceler öyle büyür ki
Kendi kendime öyle yada böyle anarşisttim
Kelimeler tutsaktır  düşüncelerim  acıdadır ve çoğalır kabuslar.
Gördüğüm odamda dört blog sağlam
Kendim gibi,  ne başkası nede kendim kendimi yıkamaz.
Çepeçevre yalan  astar. boyalar
Ama etrafı binlerce çakma sığınak tuğla yapılı.
Düşünmek  bir yüklemdir yapayalnız cümlelerde.
 Onları da birinin  silmesine izin vermem
Düşünce tırmanır boş duvarlara yalan olur.
Sonu nokta konmamış hayallerde.
Ben birlikte değilim ki.
Beraber olmaktan yana düşlerim.
Tek kurtuluşum içimdeki faşizmi yenmek.
Akıtmak kanınını yaşam heyecanını
DEVRİM yapmak yazımın insanlığın da
Yazdığım kadar adamım ben.
Anlaşılır olana kadar sürer  cümlelerim..













3 Ekim 2015 Cumartesi

Sussss.
Seni yazmam için
Ben olmam   lazım,
SEN var oldun ya hayatımda en anlamlı nefes oldun sen
Debelendiğim oksijen enfilasyonum da.
Gökyüzüm gözümün feri kadar aydınlık  hisettiğim de oysa sensin.
Dilediğim umarsız hayal etmişliğimsin.
Ama sen bunu daha bilemezsin.
Bilme de zaten.
Uzaklık varsıyımı senin için bir yol bitimi mi sence
Yoksa ben gibi her durakta  seni beklemek kadar mı  zor duygu üstü yaşamımda.
Katledilmiş zaman yorgunu yüreğim hala senin için atmakta.
Sen bunu bilemezsin.
Bilme zaten.
Yaklaştığım sakin kıyılara şiddetle dokunmak isteyen bir deniz dalgasıyım.
Hiddetim deniz haykırışı olsa da ben seni kıramam canım.
1 SAATLİK ZAMAN DİLİMİ ÖNDESİN.
YAZIK bana acınacak kadar 1 saat ölüme yakınım ben 1 saat daha yaşlıyım yaşamaktan.
SEN gözlerinde ahşapsı çerçeve yakarışlarınla  susarken
sen aslında benim gümüşü çerçeve düşlerimdesin.
Sen benim başladığım ve asla bitmeyecek en güzel şiirimsin.







13 Ağustos 2015 Perşembe


Senle senin atmosferini  solumak istiyorum geleceğin sonsuzluğunda.
Yörüngene  misafir olmak istiyorum
Çekim gücünle dönüp durmak istiyorum
Casus uydu gibi,
Ama masumane seni için için çözmek istiyorum.
Dünya  fanusunda ozonu bir delerler bir dikerler.
Çok sıcak olur açıklarlar : Küresel ısınma,
ÇOK GÜLERİM.
Oysa sana yakınlaşmamdır o ve bunu ONLAR bilemezler.






25 Nisan 2015 Cumartesi


Kara kalem çala kalem
İmzasını atmış takım adalar
Deniz üstüne...

Yüzüm batı
Gün batırmakta
Hüzünlerim...

Ardışık kelimelerde tapınırken hislerim,
Umut, yarını ve aydınlık geleceği doğurmakta,
Dünyanın öte yüzündeki emekçi kardeşime...

Ben paydostayım mesai bitimi.
Üç odalı, hayal yorgunu duvarlı
Barakadan bozma evimde...

Ben
Yıldızlar uçuruyorum,
Kiremitleri yosunlaşmış gökyüzünde...

Sen
Sımsıcak yatağından kalkacaksın,
Avuçlarındaki nasırlara bir halka daha ekliyorken...
Ben
Nasırlarımın sızısını unutmaya çalışırken uyuyakalacağım.


Sen
Hayaller kuracaksın
İşbaşı yaptığında...
Ya bir hastanede, ya elma bahçesinde ya pirinç tarlasında.
Ya da bir fabrikada...
Her nerede terini akıtıyorsan
Burjuvanın tezgahlarında...

Ben de ırgatsı düşler göreceğim.
Çoğu da kabus dolu olacak...
Borçlandırılmış karabasanlar
Rahat vermeyecek bana,
Horlamalar senfonisinde...
(Yattığım yatağımda)

Sen
Alın terini hemencecik belki
Buharlaştırıyorsun...
Umut kuyruklu, direnç kasnaklı,
Uçurtmalarla dolu dolu
Güneş yolluklu
Hayalleri uçuruyorsun,
Pürüzsüz, onurlu, mavi geleceğinde...


Güneş tenis topu gibi...
Emekçiliğimizin çizgileri
Belirlenmiş sömürüler sahasında...
Yediğimiz ayrıdır, içtiğimiz ayrıdır,
Dilimiz, dinimiz, ten rengimiz...
Aydınlıkları, umutları her yirmi dört saatte
Birbirimize teslim ederiz...
Ve
Sömürülmeyi de
Saygılarımla emekçi kardeşime...

Levent ÖZCAN

20 Nisan 2015 Pazartesi

İhanetin bana değil....
Kendine.
Kendini boğuyorsun
Kanser daveti  yürek sökümü  bakışlardasın.
Anlık,
Pazarlıklı,
Basamağı
Sanal olan,
Çıkışlardasın.
Düşüşün kollarıma olmayacak .
Bunu bilesin.
Nefeslerin  bitecek er yada geç
Düşlerinin kenarları  bugün tarihli ama,
Yarın  olunca ikinci el olacaksın.
KUZEY GÜNEY
BATI DOĞU
Sen yön yorgunusun.
Meridyen parasellik kadar
Seni bana uzak tutuyorlar.
(fark uzaklık  değildir)
Tutsun elinden 3 boyutlu  saçma sapan görsellikler.
Tutsun pehhhhh..
Sen burjuva ukala
Beyaz teninde,
Kremalı pasta tadındasın benim için,
Anlık mutluluksun..
Bense gün yanığı tenimde
Aşkın emekçisi
Jack Londonun
MARTİN EDENEYİM.
Son sana Felsefik haykırışım,
Bu bu kitabı okuman.,Seni gidi jet sosyete
Seni gidi yürek bahçemin bordör köşeli sınırımın aşkı,
Sosyete sarmaşığı
Okuda  kadın ol
Okuduğunda bazı şeyleri,
Anladığında bazı şeyleri!!!
Solsun bedenin.

Levent ÖZCAN

20 Mart 2015 Cuma

Demokrasi dersini,
Koltuk garantisi
Yaptın..
Üstat.
ATATÜRKÜ'mün pırıl pırıl aday adayları,
Kimi varlıklı,
Kimi darlıklı,
Hepisi oldukça heyecanlı,
İken ;
Bol limonlu çorbaya
Sirke oldun be üstat.
HİÇ ŞIK OLMADI.


15 Mart 2015 Pazar

Akıl almaz işler bunlar.
Yolda yürüyorum.
Öylesine hikayeler yazıyorum ki kafamda.
İşsiz olmasa herkes çalışsa herkes evine ekmek götürse
Güleç yüzlerde et kaynasa sote olsa protein  olsa gülücükler de :....
 Kaşlarımı çatıyorum.
Kaldırımda umutsuzluktan terk edilmiş düşleri istemeyerek eziyorum.
Sıkılıyorum.
Tanıdık bir yüz görüp merhaba demek için , hevesleniyorum ancak;
Kimsecikler yok.
Kaldırım mahkumu simalarda Merhabalar var.
Anlık dostlukların kederlerini yaşıyorum.
Adamlığın santim para olduğu,
Limiti arttırılmış kravatlı puştların
Lağım fareleri gibi kemirdiği,
Sermayenin dış kapı mandalıyım.
Hayretler ediyorum.
Dinin bin parça edildiği,
Mustafa Kemal'in yitirildiği,
Ne kadar kapanırsak o kadar palazlanırız  denildiği,
Kara kabuslu cübbeli çember sakallı,
Yobazların ayet tokuşturduğu,
Yaralı CUMHURİYETİM 'de KAHROLUYORUM.

7 Şubat 2015 Cumartesi

Uyuyan SES filmine yazılmış bir şiir.

ORTENYA RODRİGUEZ :

Kim tanır.
Kim bilir..
Yılın adı  1931...
Solun atışı faranjist boş İSPANYA millityettçiliğinde, 
Ben İspanyolum kocaman sosyalist çalınmış  mutluluğum.
Kara atın üstünde nefes nefes..
Omuzum da üç patlar.
Devrimimin izi off,
Kafamda,
Madrid gibi sarhoşum..

ASLINDA kelimesi noter cuntası DEĞİLDİR.
Kesin hükümle başlardı  idamlar.
Gitarın nağmesi  acı verirdi,,,,,
Yüreciğime,

 Kıvrak  Okyanus karışımı evrim değişmiş  balık etinde..
İnsanlığım zeytin dostluğu kadar Akdeniz.
İnancım Endülüs baharı kibarlığında.
İz  bıraktığım DEVASAL emekçi sesimle,
 tuz rengi tenimle ben SOSYALİSTİM.
CUMHURİYETÇİYİM.
sizi kahredercesine.

Yıkıldı bahar kış geldi ruhuma.
Derme çatma düşlerde ay parladı geceme ışık çaktı sol diyez de , devrimim.
Yakmak gerek dağları sabahın kızıl güneş ışığında.
Kanım rengi kurşun küfü ..
Halkım için onur benim  nefesim..
Bakır santral koşumlarında.

ORTENYA RODRİGUEZ
Sevgilim.
Yakalandım...
Tenim esmer.
Zindanda  Franko'nun karanlıkta ki   binlerce köyünden şanslıydım.
Onun aydınlatamadığı köyleri kadar  BEDENİM  İŞKENCE kadar aydınlıktı.




Levent ÖZCAN




1 Şubat 2015 Pazar

Senin etiğin,
Anlamsız kaypak,
Gündecilikli
Torunlarının geleceğini harcayan,
Malum zihniyetindesin..

Senin ETTİĞİN,
Aslında kendi(CİĞİ)ne.
İkircikli çıkarcılıklı,
Onurunu peşkeş çeken,
Kemirgen,,,,
Basit bir saray fareciğisin....

Senin yediğin,
Kırıntısal protein artıkçıllığı.
Bir tıkırtı da : Ödleksin.
Telaşla dönersin ,
Leş lağım karanlığına.

Senin düşündüğün,
Kendine ihanettir.
İnsanlık tezgahında basit hesaplardasın.

Öleceğini  bilen tek varlık:
İNSANDIR.
Bunu bile bile yaşayandır.
Sen hala kimin davasındasın...
Kırk haramilerden medet umarsan,
Bir torba kömür, bir paket makarna beklentinse:
Dünya da TÜM  MAL VARLIĞINI,
MİLLETİNE bağıslayan ,
TEK LİDERİ sana HATIRLATIRIM.








yazan: Levent ÖZCAN

14 Aralık 2014 Pazar

Teni titretti be .....Mermi rüzgarından yavaş yiv boğumu.
sarmal sevdalarda bu yürek
kanadı canımın can içi.....
Kurudu kan renginden gül kurusuna döndü benliğim..
Duvar sabit bakışlı bir parmak izine yataklık eden kahpe bir casus.
Penceresi yalancı saydam örümcek ağlı yavşak iki yüzlü bakır tel koşumlu..
Huşu içinde sürdüm direncimi burun deliklerime
Son nefesime an be an yazdım yaşamımı.Kaşlarım arası çatı katıma.
Daldırdım küçülttüm hapsettim hayallerimi...
Toz rakımı düşük ama göyüzü kadar bulut değildi
Barutun yavuklusu olmuştu atmosferim...
Parmağımdan sızan kızıllıkla kurdum serefimi...
Bir kapı mandalında hatıra bıraktım canımı...
Direncimi çarcur ettim sevdamın ülkesinde..
Çamur çukurunda ölümü seçtim ben ve CAN TESLİM ettim.
Yıllar geçsede göz çukurlarımda can verdim yeşile..
Yıllar geçsede Boy verdim bu DİZELERE.
Levent ÖZCAN

3 Kasım 2014 Pazartesi

Dünlerde,
dünlerde...
Seni büyük harflerle yazıyordum..

Bu günlerde,
bu günlerde ?
Seni küçük harflerle yazıyorum.

Yarınlarda,
yarınlarda ...
Hiç yazmazsam !!!
Sakın alınma....

Olumsuz...

Sustuğunda,
            yağmur.
Konuştuğunda,
               fırtına.
Güldüğünde,
             çöl.
Soyunduğunda,
                 buz gibisin.

L.ÖZCAN

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...