Bugün sohpetteyim.
Bildik tanıdık ortamdayım.
İsyanın,heybetin,ufukların büyümeyen hırçın çocuğu, dağlar,
Kim bilir kaç şairin şiir sermayesi ''deniz''.
Serseri kanat sarhoşu martılar.
En griden en grinin tonunda bulutlar.
Hepsi karşımda.
Yasaklanmış gri ton ovası gökyüzü
Sarı sicimlerini sarkıtan güneşim
Bordosu köpük köpük dalga dalga ve şilepler.
VE günün dijital 16.33'ü
Karşı yamaçlarda uyaksız bir şiir gibi yazılmış,
Çarpık çurpuk makiliklere kondurulmuş
Apartman yaşam can çekişleri
Bende tam iç dargınlığı şimdi.
Yazın tüm erotizmi ile avunan,
yapayalnız upuzun kumsalar.
Ve bu kumsalların mevsimlik müdavimleri
(Kumsal zambakları , kovalıklar , köpek dişi ayrıkları )
Ortası sarı polen kenarları beyaz melek kanatlı bodur papatyalar.
Boş Bira ,Şarap, Rakı (bilimum) ve içki şişeleri
VE BEN........
Koyunun koyusu SOHBETTEYİM.
Herşeylerin Umursandığı ANLARDAYIM.
Kaygım yok ki ŞİİR için
Tasa taşımam ama Çok heyecanlı olarak ben,
Yüreğimin DEVRİMCİSİYİM.
Gri Hakaretler tane tane yağmur igneleri acıtmakta yüzümü
Zoka yutmuş balık avazları gibi
Acı çekmekte mimiklerim.
Üşengeç değilim oysa,
Ama
ÜŞÜNGECİM şu anda.
BU BÜYÜK SOHPETTE,
Büyümeyen isyan dağlarının,
Ateşidir Harlanmış yüreğim.
Sen ve Şiir DERSENİZ,
Aynı yolda GEZMİŞ olan DENİZ gibiyim.
Martılar derseniz
Zülfü LİVANELİ gibi ürkek ve telaşlı
Gri bulutlar
ardındaki IŞIKSAÇAN gibi özgürüm.
Levent ÖZCAN.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder