Bir masa bir sandalye.
Gözlüklerini çıkarırsın yavaşça
Tavusotu çimi saçların uçuşur en cansız
deniz fısıltısında.
Bacak bacak üstüne atarsın,
sağ kolunu kaldırır,
işaret parmağın heyecansız kırık ,
bir çay ısmarlarsın,
kendi demine.
ve dalarsın ,
Kahve rengi deri çantandan çıkardığın ,
akıllı telefonuna.
Bir şey paylaşmalıyım diye düşündüğünü bilirim.
kimsenin paylaşmadığı facebookta
sırf çok beğeni almak adına.
Ağır işçisin bu sosyal anlık safsata tanışıklarında.
yudumlarsın,
telefonunu kapatınca.
görsel kovalamacalarda.
Gırtlak hareketinle
bir yudum çay ve güneş.
işte bu en güzel halin senin.
Oysa bu güzelliklerin benim duygu zirvelerimin ilk adımlarındır ,
soluksuz deli dolu nefeslerin tükenir ,
bana ulaşmak için .
zirveme ulaşmaya çalışırken solar gidersin,
sıcak iklim bahar çiçekleri gibi.
Kendini büyük görme deme bana
kendi kendine .
ukala , kendini beğenmiş deme bana
ukalalık değilde asalet zirvedir bende.
Oldukça tependen gözlerim seni sade düşünce dokunuşumla.
Mesela...
Sen gelmeden önce sahile...
ne masa isterim ne sandalye.
göz çukurlarımı acıtarak
ben bakarım yeryüzene ve güneşe
Özgün yaşarım hayatı.
KIŞIN GÜNEŞİN HASRETİNİ ÇEKERKEN,
YAZ OLUNCA ONU ASLA TERK EYLEMEM.
Sermayem onurlu devrimci yüreğimdir benim.
Saç sakal bende özgürlük,
Hiçbir rüzgar faşizminde yalakalanmaz tek bir tüyüm.
Bağdaş kururum kumsala,
burjuvazilik bir bardaklık çay saltanatım değil hükmüm yok ezen
günü.
neyse senin gibi kapitalist değilim günü yaşarken geceden korkma ben.
Ne akıllı telefonum var nede facebook sayfam.
Kucağımda bir ajanda
parmaklarım arasında kalemim,
şiirler ısmarlarım ,
sol yüreğimle Dimdik onurlu atmosferime.
SEN GÜNÜN BATIM HAZINDA
BEN İSE YENİ DOĞACAK ,
GÜNÜN SANCISINDAYIM.
Benim izlediğim dünya ,
sende ise kendini beğenmişlik yüklü bir gün
ve gün batımında çay içtim demek için ,
paylaştığın tek perdelik sendeki anlık saltanatın.
SEN BENDEN HABERSİZSİN,
BEN İSE SENİN ÇİĞERİNİ ,
GÜN BATIMINDA HER AKŞAM EZBERLERİM ,
BU SAHİLDE.
Çayın bitti,
kalk git hadi.....
Benimde şiirim biter,
yeni şiirler yazacağım
senden sonra ,
boş bıraktığın sandelye ,masa ve batırdığın güneşin,
KARANLIK GECESİNDE....
L.ÖZCAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder