27 Nisan 2016 Çarşamba

Normal bir şiir
azıcık aştan azıcık aşktan

azıcık senden azıcık benden
bir kaç mısra katmalaıyım şiir tadında
iki kişilik yazmalıyım bu gün nedense
sevinci sönmek üzere bir gündeyim
dağların gölgeleri DEVLEŞMİŞ
direniyor karanlığı sensiz aydınlık nefeslerim.
karanlık geceye gebe
sensizliklik kocaman bir sessizlik
..
Aş tan dedikya
Burjuva iş güzarlığıyla
emekçiden çalmadan
doyuyor karnımız işte.
Sol adımlarımdayım
Sol atımlarımdayım
sana karşı
farkın farkındasın
bedenim doyduğunda
sana senin aşkına
daha ama daha devrim yanındayım
karın kolay tok olur
ya aç sana aç olan yüreğim
nasıl doyar sana.

iklim farkın var
farklı bitkilerin örttüğü
farklı lehçelerin dil dolu ilindesin
benim kibar olan günlerim
sende yumuşak
senin kadın rengin
bende bahar sunar
yazıma sonbaharıma kışıma

mesafeler yorgunu
özlemlerde
dalgalanır mvi yakarışlar
sen ovaları deniz eylersin
ben denizlerde seni büyütürüm gözümde
..........

18 Nisan 2016 Pazartesi

YAŞAMAK

yaşamak için
proten çeşidi
vitamin düzeni
atmosfer teneffüsü
solumak gerek canlı canlı
yaşadığın anı.

toprak gibi kokmalı aşklar
ıslandıkça göz yaşlarıyla.
Hasret olmalı
sıla gibi
kıvrılmalı buram buram tütmeli
sevdalar.

aşk için sen olmalısın bana.
sen sen......
boş bir ibadet gibi değil
gözümün gördüğü
senin etin,
senin tenin
senin kadın rengin olmalı
gözlerim değmeli
çağlamalı gözlerinin renginde sözcüklerim.
aşk şiirlerini
yazabilmeli
sol atımlarım.

yaşamam için
protein
vitamin
nefes alışverişimsin SEN.
SEN
SEN
BENİM
yaşamak için
en mantıklı
ifademsin..

Levent ÖZCAN






12 Nisan 2016 Salı

6 Nisan 2016 Çarşamba

ATEŞ

Yandığın kadar,
kül bırakırsın benim atmosferime.
sağda solda iki akciğerim var.
dumanınla öksürtsen ne yazar.
sonra da 
ciğerin beş para etmez diyemezsin bana.

benim solum zaten yangın yeri.

Devrimci kalemim var benim.
her manzara bende bembeyaz sayfa,
yazagelerim yıllar yıllarca.
hiçbir güzelliği kirletmiş,
bitirmiş hiç değilim.
benim güzelliğim şiirlerim.
Ya , senin neyin ?

iki kelimenle yaklaşsana bana!!

Kaç sahneye sığdıryorsun
kaç role doyuruyorsun kişiliğini ?
bir gün yanardağ ateşi
öbür gün bir türlü yanmayan  mangal kömürü gibisin.
Ben seni Çözdüm güzelim.
benim ormanımı kül etmen için
daha çok beni okuyup anlamalısın.
senin ateşin
kelimelerimin sağnağında  buhar olup gider.

sende yandığınla kalırsın.

Levent ÖZCAN.




2 Nisan 2016 Cumartesi

AŞK

Bakışırken gözler denk düşer yüreğe,
Saltanatını deviremezsin ironik deyişlerin.,
Bir gündeşlik arkadaştır gün.
Satamazsın kapkaranlık geceye..
Deniz, sıkıntılı kare ölümlü ağ düşkünü sevdalar.,
Gönül  kör noktada durur, mavinin gece siyahı tonunda.
Tattırma (aşkı) ağıtsal, boynu bükük yakarış ağlamalarda.
Gelgitler yaşatan hatta ay  , kocaman  dalgalı, köpük köpük saçlı.
Oynaşıp durur kumsal ayak izdüşümlerinde.
Elini vur   düşkünlüğünü yaz koskocaman  mavi yorgunu gecelere.
Aşkı tat ya , yada at,
Bir zeytin ağacının neredeyse asırlık olan yanlızlığına göm.
Çam ağaçlarının  reçine kıvamında dondur sevdanı.
Aşk düştü mü yüreğe
ne saltanatı kalır düşüncenin
nede mülteliciği kalır gözlerinin.
Gece bile gündüzdür en koyu direnişlerinde.
Bir bardak su bile uçsuz bucaksız okyanus gelir insana.
Bir kulaçta kavuşmak istersin ufukların yavuklusu sevdana.
AŞK SANATTIR.
Aşk şanstır,
yaşama dair inançtır.

Levent ÖZCAN

31 Mart 2016 Perşembe

şiir.

aşkı yazmak için aşık
özgürlüğü yazmak için kuş gibi,
yoksuluğu yazmak için aç,
devrimi yazmak için devrimci,
olmak gerekiyormuş.

Şiir yazmak için ise ŞAİR olmak 
 hiç gerekmiyormuş.

Aşk bitince,  ne aşk kalacak ne sevgili,
özgürlük  olmayınca kuş kanat kırsa  maviliklere  ne yazar
açlıktan ölünce yoksulluk bitecek mi sanki,
Devrim yapamadıktan sonra ne aşk,ne özgürlük nede tokluk
kalacak.
Birisi gelecek  yine aşık,yine tutsak yine dar ağacında 
açı açına şiirler yazacak.

Levent ÖZCAN







kadın.

hani devrim kadını olmasan,
ne saçların ne gözlerin,
ne gülüşlerin.
ne dişiliğin ,
umurumda.
Esaretten nefret etsemde.
Seni sen yapana tutsağım ben,
dalgalanan bir bayrak gibi 
saçlarının gölgesindeki düşüncelerin,
umut kaynağı gözlerinin içi,
ve kulaklarımda yankılanan gülüşlerin.
bir devrim marşı gibi.

her kadın dişidir.
ama her kadın devrimci kadın kadar,
güzel olamaz ki.......

Levent ÖZCAN.

25 Mart 2016 Cuma

Kayalıklar.

Durgun.
Rota uzağı yorgun,
Göz görümü belirginliği yakın.,
Ilıman rüzgarların eksilttiği
Yüz hatları oldukça belirginleşmiş,
Tuz tutsağı.
Albatrosların,martıların,sevgilisi, karabatakların kanat gerginliği NEFES odağı,

 Kayalıklar.

Yağlı boya fırçanın eteklerinde dans ettiği,
Beyaz renk cümbüşü dalgaların efendisi,
Özünde volkanik,
Keşmekeşlik kütlesinin sancısıyla,
Su kesitinin altı DÜŞÜNCEM kadar ağır,
Su üzeri hayallerimin pomza taşı kadar hafif görünümü
Mavinin heybetleşen dimdik hüznüyle,
Dert ortağı,
Sırdaşı,
İyot sarhoşu

Kayalıklar.

(TANIŞMAMIZIN  YAZGISI SENDE OLSA GEREK)
Nice kadırgalar.kalyonlar.
Kim bilir kaç şilep miçosu,
Kim bilir kaç balıkçı tayfası,
Kim bilir kaç vapur yolcusu,
Kim bilir kaç Kaptan korkusu
sana karasal merhabalar getirmiştir,
karasal sevdalardan.

Sen suyu delmiş bir hançer başı gibi çıplak ve keskin,
Yaban güvercin yavrucakları  sert bedeninde gagalarıyla yudumlar gökyüzünü.
Girinti ve çıkıntılarında  binlerce kanat,
nice yalnızlık şiirlerini türkülerini havalandırır.,
göz görür nokta kadar uzak olsan da bana
yada her günkü patika serüvenimde
senin yalnızlığını seyrederken
meltem ile poyraz ile  bir şekilde işte
Vururlar suratıma.

Ben insan okyanusunda yalnızım,
sen mavinin koynunda.


Levent ÖZCAN.









24 Mart 2016 Perşembe

PAYDOS

Ismarlama şiirler yazarım.
Alın terim, bedenim işçi benim.
Ellerim kaba saba,
parmak boğumları nasırlarıyla,
kalemi sert tutar,
yüreğim ısmarlar,
ben yorgun, ben durgunum  ama
 yumuşacık şiirler düşünür,
bir kaç satır karalarım yinede,
emekten yana.

Karanlık Ege denizi aydınlanır,
adalar netleşir,
dalgalar susar.
Yıldızlarla ay , güneş olur.

kalemle kağıt buluşunca.
anca ben o zaman dinlenirim.

Levent ÖZCAN.


YARIM

Karşılıksız  aşk gibidir,
başlayıp ta bitirmediğim ,
Şiirlerim.

Levent ÖZCAN


Alınteri.



Kimimiz ana parası,
kimimiz baba parası,
kimimiz koca parası,
kimimiz karı parası,
kimimiz alın terimizi yeriz..

Ya şu ''devlet'' malını,
yiyenlere ne demeli.
Küfür etmekle,
bela okumakla,
hak aranmaz ki ........

Levent ÖZCAN

PARA

Kimimiz ana parası,
kimimiz baba parası,
kimimiz koca parası,
kimimiz karı parası,
kimimiz alnımızın hakkını yeriz..

Ya şu ''devlet'' malını,
yiyenlere ne demeli.
Küfür etmekle,
bela okumakla,
hak aranmaz ki ........

Levent ÖZCAN

15 Mart 2016 Salı

ÖLMEDİM

Bugün de ölmedim,,,
Ne  trafik kazası,
Ne geç gelen ambulanstan dolayı,
ne de hastahane kapısında.

Ölmedim diyorum size.
Ne maden işçisiyim,
yedi kat diplerde,
ne mülteciyim denizler üstünde.

Vatan sana,canım feda..
Kahpe kurşunlar yağmurunda
gencecik asker değilim,
polis değilim.

Kadın değilim koca elinde biçileyim
kız Öğrenci değilim ki,
taciz edileyim tecavüz edilip yakılayım
sonra da intihar edeyim.

Allah bilirim,kitap bilirim,
Mezhep bilirim, din bilirim
Önce insan diyen,
Alevi yoldaş değilim ki,
her cumadan sonra,katledileyim.

Okur değilim,yazar değilim,
hapislerde çürüyeyim.
gezici değilim, durağanım  ,
ya dayaktan yada yakın kurşundan öleyim.
yada ekmek alma yolunda çocuk bedenimle katledileyim.

Mitinglere katılmam garlar önünde,
Sultanahmette turist ,
Ankara'da yaşayan biri hiç değilim,
bombalar patlatılsın gözümün önünde.
Sonra da can derdine düşeyim.

Daha çok sebep  var ölmemem için,
makarnam midemde,
kömürüm sobamda 
oyum çantada keklik olduğu sürece.

Bana dokunmayan yılan bin yaşasın
der geçerim.
Dominik Cumhuriyetinde ki YARIŞMA!!!!
İle geçer gün ve gecelerim.

şiiri yazanın notu: (SENİN ALLAH BELANI VERSİN)

Levent ÖZCAN.


11 Mart 2016 Cuma

Kumsal

Ayaklarım toprak.
Lodosu,poyrazı akort eden,
iğde ağacı kadar ,
köksalmış.
Kumasalın  deniz kardeşliğine.

Umudu yudumlarken,
BULUT KAÇKINI GÜNEŞE KARŞI,
deniz yanıyor gözümde 
MASMAVİ.

Okaliptuslar var.
Sere serpe uzanmış kumsal patlarına ,
haşmetlik öğretiyor.
Diz kapaklarının kıvrımlarını görebiliyorum,
cüceleştirilmiş sarı yeşillerin.

Minicik, çocukluğumun çıplak ayak izlerini eziyorum,
burjuva arabamın  dört lastiği baklava desenli ağırlığıyla.
Beynim sosyalist.
söylemlerim sosyalist.
AMA,
eylemlerim,
yaşantım,
kahretsin
oldukça,
.......kapitalist....

Levent ÖZCAN


10 Mart 2016 Perşembe

Ne mavisine karışırım denizin,
ne negatif yüklü bulutuna gökyüzünün.

Yüreğim kan kırmızı,
avuçlarımda yılların açık sarısı nasırları,
geceleri çok ama çok sızlar.
Gözlerim kahverengi  imiş,
bana aynalar söyledi.
bunları.

Banane tepetaklak maviden.......
Denizzzdeennn banane!!!!
ben toprak rengindeyim.
Banane  negatif yüklü bulutundannnnn....
İçim ağlar ,nasırlarım sızlar ,
kendi kendinee....
taş gibi  dikilir günler ,
baş ucuma.
bir servi söyler  sonsuz devrimci türkümü,
gecelerin her soğuk rüzgar sövüşünde,
ışıklar içinde uyuduğum ebedi yurdumda.


Levent ÖZCAN.

Gözüm durgun bugün.
Hüznüm yorgun.
Alabildiğince,
takıştırdığım anlık gülümsemeli dakikalar bile,
7/24'mü kurtarmıyor.
Yazmanın sarhoşu olmalıyım.
Göğüs, kafes, can ritminde.
TEDİRGİNLİĞİN  KASVETLİ KRİZLERDEYİM.

Yakomoz parlaklığı. ay düşkünü,
mendireğe karşı yaslanmış,
tinsel düşüncelerden uzak,
metafizik direnişlerindeyim.
Varsa allah omzuma el kondursa ya.

Neden bu kadar şiddet,
neden bu kadar açlık
AÇIKLASANA
bana mendereğin kuytuluklarında.!!

Levent ÖZCAN.

7 Mart 2016 Pazartesi

Küfürün adını, günah koydunuz.
İçkinin adını haram.
Kul hakkı yemenin,
hırsızlığın,talanın,
siz de nedir acaba anlamı ?
Din sizin tekelinizde.
Ayetleri ayarla işine geldikçe yorumla yavrum yorumla.!!!
Git işine Be.........
Haram İçTiRip.
Günah işletme bana.........

Levent ÖZCAN.

ALINMA...

Her yazdığım şiiri,
Neden üstüne alınıyorsun ki ?
Dünyada ki tek kadın senmisin ki ?

Hadi küfür etsem isimsiz,
Karşılıksız uçsuz bucaksız aşkıma,
sitem yüklü cümlecikleri mıhlasam avazım çıktığı kadar.
o zaman üstüne alın.
Çünkü gocunursun,suçlusun.
Devlet dairesi gibi bürokrasi,
engelisin kalp ritimlerimde.
Aşkıma bugün git yarın gel dersin.

Kelebeğin  24 saatlik yaşamı gibi,
ölmeyecek gibi doğar,
her ölüm erken ölüm gibi,
kederlenmiş şiirler yazarım.
Tekrar yazıyorum ;
Mısralarımı üzerine alınma!!!
Ne ben Ademim,
Ne de sen Havva'sın,
Bu DÜNYADA........

Levent ÖZCAN.






SEVDALI

Biri denizde yaşar.
Biri karada.

Biri dalga sever.
Diğeri sarılmak ister.

Biri soğuk kanlı.
Diğeri sıcak kanlı.

Biri mevsim sevdalısı,
diğeri iklim hayranı.

Biri kıvrak, kuyruk canbazı,
Diğeri sabit, toprak durağanı.

Biri palazlanmayı bekler,
diğeri olgunlaşmayı.

Biri diğerinden,
Diğeri ötekinden habersizdir.,
Ama sevdalılardır, ölümüne birbirlerine,
HİÇ BİLMEDEN.HİÇ GÖRMEDEN.

Günü geldiğinde biri yakalanır,
Diğeri sıkılır.

Biri allı pullu,kılçıklı ,kemikli,
diğeri  saplı çekirdeksiz,çekirdekli.

Biri mangal, ızgara,buğulama,
Diğeri su ve buzla ,bir duble de yudumlama.

BİR MASADA İKİ SEVDALILARDIR ARTIK.
Biri rakıdır...........
Diğeri de BALIK.............

Levent ÖZCAN.






4 Mart 2016 Cuma

gecekondu

Sırf sana yakın olayım diye,
Kelimelerime düşler kattım.
Konuşurken cümlelerimde
Hep senin için parantezler açtım.
Sırf senin sözlerini unutmayayım diye.

Göçebe hayallerim sana yakın olsun diye,
Senin yaşadığın Betonarme katının yamacında.
Gecekondu kondurdum,
Mülteci gecelerimde şehrinin yerlisi  oldum.
Unutulmak kolay , hatırlanmak zor olmasın  diye.

iki  göz odalı dünyamda
Sana olan sevgimi yaktım.
Bacasından çıkan yoğun dumanları gör,
Gör de bak diye.
Bir adam nasıl yakılır anlayasın diye.
Dikkatini çekip göz göze gelebilmek için,
Göz bebeklerimi hep kaşlarıma yakın bereltim.
Boynum tutuldu yoğun atmosferinde.

Madagaskar yaseminleri ,hanımelleri yücelttim balkonuna.
Kör topraklardan çiçekler sunsunlar sana diye.
Kalbine giremedik göze giremedik farkedilmedik ama
Ciğerlerin bayram eder diye düşündüm mis kokuları ile.
Her birini gözyaşlarım ile sulamıştım oysa.
Neyse...........

Kaçak yapıda 
Karşılıksız aşkta
Yıkılmaya mahkumdur sonuçta.
Bende arada sırada bu yıkıntılar arasında dolaşır,
Yinede yeniden sevgini yaşarım,
Sen şiirimin farkında olsan da olmasan da......

Levent ÖZCAN




















3 Mart 2016 Perşembe

GÜNLÜK.

Günlük şiirler yazıyorum.
Hepsinde ayrı ayrı duygular.
Günlük süt gibi,sıcacık ekmek gibi.
İşe giderken alınan mis gibi kokan simit gibi.

Her mısrası duygu buğulu,
Tazecik şiirler yazıyorum.

Şiir yazmak kolay.
Ama şair olmak zor be....
Susamak gibi ,acıkmak gibi,
Duş almak gibi, Uyuyup uyanmak gibi,
Tuvalete gitmek gibi gerekli.
Lanet olsun şiir yazmakta,
Bende , işte mecburi.

Gün boyu düşüncelerinle beslenip,
Kaslarını acıtarak çalıştıktan sonra.
Bir sigara yakmak gibi
Yorgunluğunda DEVRİM yaparcasına.
Eline kalemi alacaksın,
Duygularınla bembeyaz sayfalarda dans edeceksin.
Gün batımlarına paralel bakacaksın,
Ufku siyaha boyanan hayellerde,
kelimeleri harflerinden kavrıyacaksın,
bir alt mısraya inmek için
noktadan , virgülden ,uyaktan sarkacaksın.
rüyalardan düşme korkuları  gibi 
duygularından düşmemek için sımsıkı tutunacaksın.

duygu kölesi olmak iyi hoşta!!
Duygulu insan sevilirde (!)

Her akşamüstü şair olmak  zor iş zor .
Kelimeleri duygulara boğarak 
şiir yazmak kolay
Kalem tutan adam olmak  zor mu zor.

Levent ÖZCAN.





2 Mart 2016 Çarşamba

şiir

Bakınca sana,
Bakma tadında kalırım.
Yazınca sana,
Yazmanın  sonsuz hazındayım.

Mide ve ÜLKE

Midem acıyor,3-5 gündür.
Nedensiz.....
İçtiğimle yediğim acıyor.
Diktatörün bitmez baskısı ile,
Hayatlarından bezdirilmiş halk gibi,
Yazışlarım buruk
Her şeye teslimim
Kalem ucu cümlelerimde.

Oksijeni bozulmuş,
Çocukluğumun tepe kayalıklarına çıkıp
Sol kolumu bulutlara kaldırıp,
Rüzgarında dimdik durarak,
Zirveleri çalınmış İdeallerime inat.
Kahrolsun faşizm diyeceğim.


Keklik seslerinin göç ettiği
Kekik kokularının bitirildiği
1+milyonlarca karanlık  odalı ülkemin
Derdindeyim.
Vede acısındayım midemin.
Ya ülkem aydınlanacak
Yada ben biteceğim.

Levent ÖZCAN









25 Şubat 2016 Perşembe

Yeri geldiğinde,
Yaz aylarında, kışı yaşatacaksın.
Dört mevsimi sana kabus kılanlara.
Benliğini anlık satmayacaksın,
Düzenin yalancı  baharlarına.
Çiçeği sevenin baharı,
Yurdunu sevenin onurlu yaşam devrim sevdası hiç bitmez.......
Bunu sakın unutma...

Levent Özcan


DENİZ VE DEVRİM.

Kara kalemle yazıyorum seni şiir.
Deniz kenarındayım bil ki
Mayhoş,tembel bir günün
Ötelenen güneşin son çığlıklarında.
İçten içe içimi yakan, yudumladığım hüzünlerindeyimdir.
Sinirler harbindeyim.

Ve Denizle yine  birbirimize girmekteyiz.
Batının en batısında
Burjuva aydınlığındayım.
Ama sol görüşümle denizi yermekteyim.
Vede cebelleşmekteyim.
''Atar tutarım seni.
Ey deniz
Bir elimle dalgalandırırım,
Diğer elimle karışlarım
Mavilik mahremini.''

Martı yoksa tükürürüm suratına.
Tekne,gemi,şilep yoksa,
Mavi gözlerinin en yakın görmelerini
ÇALARIM.
Seni rezil ederim Özgür gökyüzüne.
 Seni Mavi öksüzü bırakırım.

Seni bak Siyah kalemle yazıyorum.
Haddini bil....
Yaz dönemlerinde içine giren,
Bedenler şenliğinde ŞIMARMA.
Ukalaca gün batımlarında sarhoş eyleme gecemi.

Adın nice, DEVRİMCİ çocuklara verilmiş.
Bir Denizin tüketilmesi inan  yetti  bize
Solcu dalgalan ,halk ol,halkçı olarak hırçınlaş ,
Baş kaldır seni, yurdunu kirletenlere.
Ama...
DENİZ GEZMİŞ'e ihanet etme.

Doğanın kanunu evet biliyorum.
Dalgalanmalısın, öfkelenmelisin.
Karayel faşizmine,Poyraz faşizmine direnmelesin.
Hırçınlaşır alabora edersin,
Başın üstündeki canları derinliklerine çeker  yok edersin.
Yapma..
Deniz Gezmiş'lere ihanet etme..

Ama şunu bil ki,
Sen kış ihanetinle,
Teninde ahşap yol alışlarda
Böyle olduğun sürece.
Yüzünde pervane izleri bırakan
Balıkçıya hakkını teslim et.
Ağlarını atacak böğrüne.
Milyonlarca ikliminin  solungaçlı çiçeklerinden bir kaçını koparıp
Koparıp aile sofrasına koyacak.
Ya deniz çiçeklerini satacak başka başka anlık tokluk yapacak
Yada doğrudan çiçek sunacak çocuklarına.
Karınları doyacak.

Bizimde Denizimize ağ karelerine benzer GİBİ
Demir ağlar suratına kapandı.
Bizimde denizimin çiçekleri canı candan oldu
Büyük ağların kurşun yakasındaki urganlara BENZER GİBİ
Darağaçlarında nefesleri çalındı.
Bizimde çiçeklerimiz koparıldı hiç ummadığımız  bahar sabahında.

Karşına geliyorsam her akşamüstü.
Bil ki Devrim sevdam içindir..
Ordular hedefiniz AK DENİZDİR diyen ATATÜRK'ü
Gözlerinin mavisine bakmak içindir.

Bizlerde Deniz ve Mavi çok anlamlıdır.
Büyük devrimlerin mavisi
Soluksuz bırakılan devrimcilerin sesi
Sende olduğu içindir.
Sana her akşamüstü gelişim. Karşında hüzünlenişim
Bu yüzdendir.


Levent ÖZCAN





























22 Şubat 2016 Pazartesi

İLK ŞİİR.

İlk göz ağrım geldi şimdi aklıma.
Ah, ah ne yazışmıştık
Kelimeler heyecanı mısralar arzusu ile,
Kıta doğurmuştuk
Kandil ışığının kocaman gece gölgelerinden korkarak
Bembeyaz tenli sayfalara  biz saklanmıştık.

Yüz hatları belirgenleşmiş  yılllar yorgunu mimiklerle
Ama ilk günkü heyecanlarla,
Dertleştik be dostane.
Ben hiçbir şey okumadım ona ,ama!
Nasıllar diye
Kendisinden sonrakileri sordu bana.
Sanki hiç bilmiyormuşcasına.

Bırak sonrakileri,
Sen benim için ilktin dedim.
Hakkını yiyemem dedim.
Senin duygularını  sık dişli berber tarağıyla ile tarayan
Cımbızla çeker gibi kelimelerinin hakkını veren
Ve seni çok seven
Yine aynı şairim dedim.

Nasıl yani diye sordu?
Beni çok seviyor hala belli
(içimden geçirdim benim de onu sevdiğim gibi)
Tükenmemişlikle hala direnmekteyken solgun sayfa yurduna
Karelenmiş satırlardan hala ilk günkü gibi meraklı idi.

Yok bir şey dedim öksüz omuz çekişimle,
Çocuk parmaklarım  yok dedim (içimden)
Kalem tutan heyecanlarım titriyor inan,
Göğüs kafesimde hapsettiğim umudum diken diken diyemedim.
O her şeyi güzel görsün diye
Hiç bir kelime vurgumda açık vermedim.

Orta okul yaşlarımda o doğmuştu,
Üç-beş kat  sakız gibi kireç yüklü kum gibi çok , sevgi düşlü,
Dört duvarlı özgürlüğümde
Gaipten aklıma düşen ses tonunda
Yazıvermiştim onu .

  ''  Haykırmaksa kelimeleri,
Sıvası dökülmüş duvarlara...
Tut badem çiçeği elime bir dem vur,
Güzelliğinle elim bahar bahar şiir yazsın.''


İlk göz ağrım işte.
Cümlesi bozuk  ama Yüklemi DEVRİM,
Uçarı Özgür uyakta  yazılmış bir şiirdi.
Külde beyazlamış fanilası hep, terli
Ayakları telaşlı, toz duman
Çocuktu
Oldukça nezle olmaya meğilli
Küçücük cümle dokunuşlu.
Ama yüreği her sabah kocaman doğan
Güneşten daha aydınlık
Duyguların uçsuz bucaksız  söz ormanında
Minicik  bir fidan gibi
2-3  mısra dalının gövermesiydi
İlk göz ağrım şiirim.

Levent ÖZCAN







21 Şubat 2016 Pazar

Sahil

Ve ben !
Dalgalarla koyunun koyusu sohbetteyim,
Her şeyleri umursadığım anlardayım.
Kaygım yok ki edebi şiir yazmak için
Tasalı değil, heyecanlı olarak,
Yüreğimin aşk cümlelerindeyim.

Yüzüme yağmur taneleri geliyor.
Tıpkı zoka yutmuş bir İstavrit gibi.
Titriyor bedenim.
ÜŞENGEÇ değilim ÜŞÜNGECİM,
Ne olurdu ki, şuan sarsaydın  beni.
Hiç ama hiç titremezdim.


Levent ÖZCAN



TERÖR.

Bombalar elden ele,
Terör hainliği İlden İle.
Cehennemin her türlüsü yaşatılıyor.
Bir zamanlar cennet olan ülkemde.

Bir ülkenin halk sahnesinde,
Bu kadar dram, bu kadar trajedi,
Neden ama hep hep sahnelenir.

Senaryoyu yazan belli,Yöneten belli.
AKtör belli,Figüran belli.
Kapatın perdeleri bu oyun bitsin.
Daha da ne BEKLENİYOR Kİ.!!!

Levent ÖZCAN.

12 Şubat 2016 Cuma

Ne yazarsan YAZ.
Düşüncelerim sana SERMAYE.
Bu gün seninim tüm benliğimle,
Curanın en tiz Sİ notasındayım
Özgürlük diye diye solcuyum nefesimle
Kalbinin  sokaklarında seninle İNSANIM.

Etek giy kot giy  hatta  bikiniyle dolaş mısralarımda,
Dönüp bir kelimeni karalarsam şerefsizim şair değilim.
Çoşkun teninle canım benim
Gülü en güzel gören gözlerinle yaz
Baş parmağımla işaret parmağım arası
Ezik ama Onurlu duygularınla yaz.

Kalem sende ucu şiir dilli
Bembeyaz sayfada uçur gülüşlerini.
Bu gün senin izindeyim.,, haydi devrim yap edebiyatı parçala
Yaz yaz,, kışı,,,, karala öz geçmişinde: baharları eksiltme düşlerinde.
yaz yaz,,,,,
umutlarını dile getir be kadıncağızım.
Ne yazarsan
Düşüncelerim sana sermaye.

Levent ÖZCAN.


Bugün sohpetteyim.
Bildik tanıdık ortamdayım.
İsyanın,heybetin,ufukların büyümeyen hırçın çocuğu, dağlar,
Kim bilir kaç şairin şiir sermayesi ''deniz''.
Serseri kanat sarhoşu martılar.
En griden en grinin tonunda bulutlar.
Hepsi karşımda.

Yasaklanmış gri ton ovası gökyüzü
Sarı sicimlerini sarkıtan  güneşim
Bordosu köpük köpük dalga dalga ve şilepler.
VE günün  dijital 16.33'ü
Karşı yamaçlarda uyaksız bir şiir gibi yazılmış,
Çarpık çurpuk makiliklere kondurulmuş
Apartman yaşam can çekişleri
Bende tam  iç dargınlığı şimdi.

Yazın tüm erotizmi ile avunan,
yapayalnız upuzun kumsalar.
Ve bu kumsalların mevsimlik müdavimleri
(Kumsal zambakları , kovalıklar , köpek dişi ayrıkları )
Ortası sarı polen kenarları beyaz melek kanatlı bodur papatyalar.
Boş Bira ,Şarap, Rakı (bilimum) ve içki şişeleri

VE BEN........
Koyunun koyusu SOHBETTEYİM.
Herşeylerin Umursandığı ANLARDAYIM.
Kaygım yok ki ŞİİR için
Tasa taşımam ama Çok heyecanlı olarak ben,
Yüreğimin DEVRİMCİSİYİM.

Gri Hakaretler tane tane yağmur igneleri acıtmakta yüzümü
Zoka yutmuş balık avazları gibi
Acı çekmekte mimiklerim.
Üşengeç değilim oysa,
Ama
ÜŞÜNGECİM şu anda.

BU BÜYÜK SOHPETTE,
Büyümeyen isyan dağlarının,
Ateşidir Harlanmış yüreğim.
Sen ve Şiir DERSENİZ,
Aynı yolda GEZMİŞ olan DENİZ gibiyim.

Martılar derseniz
Zülfü LİVANELİ gibi ürkek ve telaşlı
Gri bulutlar
ardındaki  IŞIKSAÇAN  gibi özgürüm.


Levent ÖZCAN.



7 Şubat 2016 Pazar

Gözler.

Günün
Göz bebeklerinde doğmasını,
Ve o anı izlemeyi çok isterdim.
Bayıltana kadar bak
Bayıltana kadar yak
Yak ki yandığım kadar sana
Harlasın ki aşkın içimde
Ve Seni çok seveyim.

Ben güneşi bir tek bilirdim.
Tepemden baktığın da
Buhar olurdu terim.
Emeğimle hevesimle ırgatsı günlerimde.
Kavruluncaya kadar ısırılırdı bedenim.
Bin işle, bir sitemle çalıştığımda
Günü birlik açlıklarımı yenerdim.

Şimdi iki güneş var sende,
Sabahları artık farklı doğuşumsun doğamda.
Bir bakışın Yaz.
Bir bakışın Kış
Usulca yan dönüp baktığım yatağımın sol yanında.

Seni izlerken
Nefesin senfonisinde.
Keman gibi keskin ama  oldukça yürek dokunuşlu melodilerin,
Tatlı bir titreyiş sinsilesi kulaklarımda,
Küçücük burun deliklerinden bana sunulan.

Göz kapaklarının
İncecik kirpik ormanında
İp atıp hamak kurmak isterdim.
Uzanıp pür dikkat nöbet sakinliğinde
Rüyanda beni görüp,
Beni de uyutmanı beklerdim.

Benim hiçbir lüksüm olmadı ki
Bu yanmış yaşamımda
Beni  seven kadın oldumu bilemem ki
Ama
Ben çok kadın sevdim .
Kendi kendime kurguladığım
Bu şiir DÜNYASINDA.

Levent ÖZCAN.













30 Ocak 2016 Cumartesi

Yazabildiğim her şey,
Bir tasvirdir gözümde.
Dokunduğum eşsiz bir manzara.
Ta karşımda.
Masmavi cömertliği ile,
Hasretini  yan yatırmış.
Adanın  ayak dibine.
Kavrulan güneşin son kokusudur
Gözlerime dolan.
Ha sana hasretim
Ha bu pürüzsüz maviye.
 
                  Levent ÖZCAN

28 Ocak 2016 Perşembe

BİZ

Yaşanılası bir dünya istedik biz.
 Sabah olsun işe akşam olsun eve.
 Üç öğünü tatlı eyleyelim dedik biz
 Tertemiz alınlı gün (gece)lerimizde.

 Ne çokta gözümüz olurdu bizim
 Ne de patronun sermayesinde.
 En güzel beste olurdu alın terimiz.
 Kazancımızın geleceğinde.

 Etkileştiklerimizle evlenirdik biz.
 Öyle şaşalı düğün salonları n'olaki
 Sokak aralarını şenlendirirdik hepimiz.
 Davul bile denginde bilirdik haddimizi.

 Sıradan bir sevda istedik biz.
 Kasvetsiz ama coşku dolu aşk dolu.
 Muhteşem düşlerimizde biz.
 Bulurduk  mutluluk yolumuzu.

 Kısacası her şeyi özümseyebilirdik biz.
 Küfür gibi gelmeseydi ay sonları
. Gün be gün koparıldı birlikteliklerimiz.
 Açmadan solduruldu gülücük goncaları.

 Demokrasi dediniz ey seçtiklerimiz.
 Dem'inizi demlik demlik aldınız.
Aş iş özgürlük iyi yaşam vaad ettiniz
Az ama öz aşımızı sular kattınız.

Toplumsal olaylarda beraber olamayan biz.
Şimdilerde  kömür makarna birlikteliğindeyiz.
Kredilerle tonla kartla aldatıldık.
Yine bu yüzyılda da  köle yapıldık.

Not :

Bireysellikten kurtulamadığımız sürece,
Toplumsal düşünmediğimiz bu günlerde.
Bana dokunmayan yılan bin yaşasın dersek,
Bir Diktatör çoban gelir.Ekonomi nakışlı sopasını kaldırır ve,
Hizaya sokar BİZ'İ bir ''SÜRÜ',''KOYUN'' zihniyetinde.......

Levent ÖZCAN



Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...