31 Ağustos 2019 Cumartesi

30 AĞUSTOS ZAFER VE ATATÜRK ŞİİRİ


doğdu bir ressam gibi,
sarı saçları aydınlık güneşi
gözleri evet gözleri
üç taraf çevreli masmavi denizler çizdi

çocuk oldu oyunlar oynadı
kırlarda koştu
elinde boş teneke düşman kovalar gibi
kargaları ürküttü bakla tarlalarında

okullu oldu yazdı okumayı bildi
bir adı vardı
ikinci adını da aldı
olgunluğa ulaşıverdi

genç oldu kanı kaynadı
canı yandı yurdunun düşüşünden
fikrinde devrimcilik
harbiyeli asker oluverdi

isyan direniş emperyalizme karşı bir haktı
bedevi oldu komutan oldu
trablusgarptan filistine
sürgün yedi filistin den suriye ye oradan doğu cephesine

imzasını attı
boğazlanmaya bir boğum kala
kocaman
çanakkale destanında

asi oldu bazılarına göre
günlerce kez binlerce kez kellesi koltukta
samsuna ayak bastı
geriye dönmeyi hiç düşünmemecesine
kanı canı pahasına memleket sevdasına

sıfırlandı bir gecede en sevdiği mesleği
sivil oldu kongre oldu
kalpak giydi
kuvayi milliye ruhuyla
can verdi
gün be gün çürüyen ulu vatan çınarına

sayısız vilayetten çeşit çeşit fikirler
örümcek ağlı camı çerçeveyi silmek yerine
söküp atıverdi hürriyetsizliği
yenilmişliği ezikliği
ortak akıl memleketti
Türk ün yüce meclisini açıverdi

düşman kapıda hatta içeri girdi
ramak kaldı an be an bıçak eti kesti kemiği deldi
başkomutan oldu kurtuluş'un baş rolünde
ya istiklal ya ölüm dedi

her şeyin yoksuluydular
memleket sersefil
gördü anaları gördü gözleri kadınları
koynunda omuzunda kucağında bir bebek taşır gibi
gördü gözleri sımsıkı sarılı cephaneleri
döndü iki damla ağlayı verdi

çocukları gördü
babasız dedesiz atasız
küçücük bedenlerinde savaş kocaman bir yorgunluktu
anne avuçlarında avuç içleri ısınırken
memleketin karış karış siper yollarında

yüzleri üşümüş soğuk
gözleri renksiz ve donuktu

genç askerlerini gördü
matarada su
karavana da yemek yok
aç ve bil aç
en önemlisi kütüklük te mermi yok
ancak damarda dolaşan kan asil mi asildi Umut çok umut çok
umut ucu savaşmaktan körelmiş süngülerindeydi

ares oldu gümbür gümbür
tanrlar zengini antik yunan torunları üstünde
olimpos ta değil ama
koca tepe de savaşın senaryosunu yazdı
ve savaşın sanatını icra etti
afyon ovasının kocaman perdeli sahnesinde

bırak yunanın galip gelmesini istemeyi
yunanca ege bile demedi
kabullenemiyordu o denizin yunan ismini
ordular ilk hedefiniz akdenizdir dedi
ve akdenize ulaştı masmavi gözleri

9 eylül'de yedi düvelle
tebaayı da denize döküverdi.
o zaman çiçek yoktu izmir in dağlarında ama tohumları filizlenmişti
gerekmedikçe savaş savaş bir cinayettir dedi

komünizm saltanat tek adamlık
her bir rejim elinin altında
hepsine muktedir iken
yumruğunu masaya vurdu hepsini ezdi
yarın Türk Cumhuriyetini kuruyoruz dedi
işte o an dünya üzerinde dünya gözünde
asrın lideri oluverdi

açlığı acıya çok katık etmişti milleti
köylü milletin efendisi tarım dedi
yokluğu yoksulluğu öğrenmişti
cehaleti hurafeye görmüştü çözmüştü
okul dedi fabrika dedi
Türk öğün çalış güven dedi

Türklüğünü hiç gizlemedi
Türklüğünden hiç yerinmedi
Türk halkına hep değer verdi yüceltti
Türk milleti zekidir
Türk milleti çalışkandır dedi

kimi kağnı ile kimi sırtında cephanesini yavrusu bellemiş
kurtuluş taşıyan savaş kadınları geldi aklına
anadolu nun öksüz yetim üşümüş solmuş
savaş çocukları geldi aklına
genç askerleri ve
tazecik emaneti geldi aklına
medeni kanun
23 nisan çocuk 19 mayıs gençlik dedi
ahde vefa zamanıydı şimdi
çekilen acıların bedellerini onure ediverdi

ebedi ayrılık Allahın emri
ölüm hak miras helal
tüm servetim Türk milletinindir dedi
zaten adam gibi adam dı
o andan sonra fikirleriyle devrimleriyle
nice kalplerde ÖLÜMSÜZ DÜNYA LİDERİ oluverdi



Levent ÖZCAN

29 Ağustos 2019 Perşembe

doğdu bir ressam gibi,
sarı saçları aydınlık Güneşi
gözleri Evet Gözleri
üç taraf çevreli  masmavi denizler çizdi.

çocuk oldu oyunlar oynadı 
kırlarda koştu
elinde boş teneke düşman kovalar gibi
kargaları ürküttü bakla tarlalarında

okullu oldu yazdı okumayı bildi
bir adı vardı
ikinci adını da aldı
olgunluğa ulaşır verdi

genç oldu kanı kaynadı
canı yandı yurdunun düşüşünden
fikrinde devrimcilik
harbiyeli asker oluverdi

isyan direniş emperyalizme karşı bir haktı
bedevi oldu komutan oldu
trablusgarptan filistin e
sürgün yedi Filistin'den suriye ye oradan doğu cephesine

imzasını attı 
boğazlanmaya bir boğum  kala
kocaman
çanak kale destanında

asi oldu bazılarına  göre
günlerce kez binlerce kez kellesi koltukta
samsun a ayak bastı
geriye dönmeyi hiç düşünmemecesine
kanı canı pahasına memleket sevdasına

sıfırlandı bir gecede en sevdiği mesleği
sivil oldu kongre oldu
kalpak giydi
kuvayi milliye ruhuyla
can verdi
gün be gün çürüyen ulu vatan çınarına

sayısız vilayetten çeşit çeşit fikirler
örümcek ağlı camı çerçeveyi silmek yerine
söküp atıverdi hürriyetsizliği
yenilmişliği ezikliği
ortak akıl memleketti
Türk ün yüce meclisini    açıverdi

düşman kapıda hatta içeri girdi
ramak kaldı an be an bıçak eti kesti kemiği deldi
başkomutan oldu kurtuluş'un baş rolünde
ya istiklal ya ölüm dedi

her şeyin yoksuluydular
memleket sersefil
gördü anaları gördü gözleri kadınları
koynunda omuzunda kucağında bir bebek taşır gibi
gördü gözleri sımsıkı sarılı cephaneleri
döndü iki damla ağlayı verdi

çocukları gördü
babasız dedesiz atasız
küçücük bedenlerinde savaş kocaman bir yorgunluktu
anne avuçlarında avuç içleri ısınırken
memleketin karış karış siper yollarında

yüzleri üşümüş soğuk
gözleri renksiz ve donuktu

genç askerlerini gördü
 matarada su
karavana da yemek yok
aç bil aç
en önemlisi  kütüklük te  mermi yok
ancak damarda dolaşan kan asil mi asildi Umut çok umut çok
umut  ucu savaşmaktan körelmiş süngüler iyiydi

ares oldu gümbür gümbür
tanrlar zengini antik yunan torunları üstünde
olimpos ta değil ama
koca tepe de savaşın senaryosunu yazdı
ve  savaşın sanatını icra etti
afyon ovasının kocaman perdeli sahnesinde

bırak yunanın galip gelmesini istemeyi
yunanca  ege bile demedi
kabullenemiyordu o denizin yunan ismini
ordular ilk hedefiniz akdenizdir dedi
ve akdenize ulaştı masmavi gözleri

9 eylül'de yedi düvelle
tebaayı da denize döküverdi.
o zaman çiçek yoktu izmir in dağlarında ama  tohumları filizlenmişti
gerekmedikçe savaş savaş  bir cinayettir dedi

komünizm    saltanat tek adamlık
her  bir rejim elinin altında
hepsine muktedir iken
yumruğunu yumruğunu masaya vurdu hepsini ezdi
yarın Türk Cumhuriyetini kuruyoruz dedi
işte o an Dünya üzerinde dünya gözünde
asrın lideri oluverdi

açlığı acıya çok katık etmişti milleti
köylü milletin efendisi tarım dedi
yokluğu yoksulluğu öğrenmişti
cehaleti hurafeye görmüştü çözmüştü
okul dedi fabrika dedi
Türk öğün çalış güven dedi

Türklüğünü hiç gizlemedi
Türklüğünden hiç yerinmedi
Türk halkına hep değer verdi yüceltti
Türk  milleti zekidir
Türk milleti çalışkandır dedi

kimi kağnı ile kimi sırtında cephanesini yavrusu bellemiş
kurtuluş taşıyan savaş kadınları geldi aklına
anadolu nun öksüz yetim üşümüş solmuş
savaş çocukları geldi aklına
genç askerleri ve
tazecik emaneti geldi aklına
medeni kanun
23 nisan çocuk 19 mayıs gençlik dedi
ahde vefa zamanıydı şimdi
çekilen acıların bedellerini onure ediverdi

ebedi ayrılık Allahın emri
ölüm hak miras helal
tüm servetin Türk milletinindir dedi
zaten adam gibi adam dı
o andan sonra fikirleriyle devrimleriyle
nice kalplerde ÖLÜMSÜZ DÜNYA LİDERİ oluverdi



Levent ÖZCAN



  Ey Atam madeni parayı kağıtla kapatıp Kara Karalar sın ya işte o tura karalandıkça daha belirgin daha çok görünür ya işte severek yazmaya başladığım senin  şiirin  bitti..karalamak kötülemektir onu yapanlar hurafe kafalılar o belli de. Ben sizin için 2 -3 satır karalayım dedim...şimdi biten son satırdaki duygudan RUHUMUN YEMİNİ İLE şimdi sizi daha çok seviyor  ve sayıyorum..Bin kere milyon kere ŞAD OLSUN EBEDİYETİNİZ..



Tü tü tü si si si.

1862'de Dış alımı engellemek için kuruldu.
1879'da(15 yıl sonra )
Maalesef ki  ve maalesef devletin iç borçlarına karşılık dış sermayeli bankerlere devredildi.

____/ Sylahdachlar
____/ Treubund
____/ Selmah
____/ Duex coos
____/ Regie Monopole

__________ Ve bir çok marka kağıtların yanında satıldı 

__________/

Kurtuluş savaşı,
Cumhuriyet Kuruldu.
Masa savaşı Lozan'dan sonra, 
1925  yılında millileşti.
Taa 1983 yılına kadar :

____/ Yenice
____/ Gelincik
____/ Sipahi
____/ Bafra
____/ Birinci
____/ Bitlis
.........
____/ Samsun, Maltepe (vesaire) oldu.

Çiftçiye, 
Fabrikasın da çalışana ekmek oldu.
____/

1983'te ne hikmetse, hangi akla hizmetse KİK ( kamu iktisadi kuruluşu)'na dönüştürülerek özelleştirmenin önü ufaktan açıldı.
Bu süreçten sonra ki yıllarda kotalama inceden başlatıldı.

____/ 
2002'de iktisadi devlet teşekkülü  oluşumu ile en fazla getiri getiren kurum dış güçlerin iştahına sunuldu.

____/  
2008 yılında sigara, pipo, kıyılmış tütün ve nargile tütünüyle ilgili varlıkları özelleştirildi. TEKEL'in sigara üretim kısmını satın alan British American Tobacco (BAT), TEKEL markasını da devraldı. 
____/

İKİ BİN ON DOKUZ.

30 ağustos Zafer Bayramını kutlamalarına katılacaklar töreni beklerken,
 "Seylan yada kaçak çay" karışımlı çaylarına 2 tane Amerikan Glikoz kesme şekerlerini atıp, 
yanında
 hangi ZAFER marka sigaralarını içiyor olacaklar acaba ?



Levent Özcan.

KUT-LA-MA


Güney Kore marka cep Telefonu çalar:
- Sayın yetkilim, Zafer kutlamaları bir saat sonra başlıyor !
Telefonun ucunda ki yetkili :
-Tamam evladım aracı sen yolla.
____/

- Takım elbise Fransız,
- Ayakkabı İtalyan.
- (Hırvat'lara ayıp olacak ama Kravata gerek yok !)
____/
- Kapı önünde bekleyen makam aracı, Alman.
- " Bu vatan toprağı için canlarını seve seve verdiler " dediğin mikrofon, Çin.
- Sesini yükselten ses sitemi, Japon.
- Gösteri uçuşu yapan havada ki uçak, Amerikan.
........
Yedi düvelin donanmasını döven:
Çanakkale savaşı tabyaları, Kumkale ve Orhaniye'nin üstünde ki KAZ DAĞLARI'nda işgalci de Canadian !

Kurtuluş, bağımsızlık ve ZAFER bayramımız kutlu olsun !

Levent ÖZCAN

27 Ağustos 2019 Salı


Devrim ve Bağımsızlık mı ?

____/ İngiliz Devrimi.
Krala karşı ! Cumhuriyetçi bireylerin özgürlük kazandığı devrim.

_____/ Amerikan Devrimi.
Bir çok ırka ait fert kolonilerin, İngiltere ve Fransa'ya karşı ! kazandığı bağımsızlık devrimi.
(Amerikan ırkı diye bir şey yoktur.)

_____/ Fransız Devrimi
Fransızların Monarşiye son verip ! Cumhuriyet rejimini elde ettikleri devrim.

_____/ Rus Devrimi.
Bolşeviklerin.Çarı devirip ! Kominizmi iktidar yaptıkları devrim.

_____/ Alman Devrimi
Almanların İmparatorluk rejimini yıkıp , Weimar Cumhuriyeti'ni kurdukları devrim.

......... vesaire vesaire kanlı-kansız devrim dolu..........

Hepsini incelediğimiz de bir ülke sınırları icinde yönetim şekillerinin degiştiği devrimlerdir.

...........
____/ Türk Devrimi.
Atatürk Devrimleri.
Öncesine Bakış.

* Padişah kendi saltanatının devamı için işgalcilerle kol kola. Sefalet içinde ki halk umurunda değil.
* Yüzyıllardır teba olanlar bir anda azınlık mertebesine ulaşmışlar Vatana ihanet diz boyu her bir azınlık vatandan toprak koparma peşinde.
* Ne idüğü belirsiz ajanlar vatan topraklarında cirit atıyor.
* Memleketin her yeri Hristiyanlığı yaymaya çalışan misyoner kaynıyor.
* ithalat-ihracat demir yolları-deniz yolları kısacası ekonomi yabancı şirketlerin elinde.
* Ordular dağıtılmış silahlara el konulmuş.
* Amerika, İngiltere, Fransa, İtalya kapitalizmi,Yunanistan Megalo ideali tetikte, Bolşevik Komünizm erketede.
* Kocaman İmparatorluk 1071'den 1919 yılına kadar süregelen sürecin sonunda,dört bir yandan intikam alma, kinini kusma heveslilerince sarılmış durumda.

30 Ağustos'ta
Mustafa Kemal önderliğinde ki Devrimciler !
Rejimi devirdi.
İngiltere-Fransa-İtalya-Yunanistan-Amerika kısacası yedi düveli yendi.
Mustafa Kemal Önderliğinde ki Devrimciler !
İhanetçileri, bölücüleri yendi.
30 Ağustos Devrimcileri :
Hurafeleri devirdiler, aklı bilimi, gerçek ilimi iktidar yaptılar.
-----------

Osmanlı Torunuyuz diyor ya bazıları.
Doğrudur. Osmanlı sadece Türkler'den ibaret değildi.
Osmanlı topraklarında 72.5 milletten insan yaşardı.
____/

Mustafa Kemal Önderliğinde, 30 Ağustos Devrimcileri !

Minarelerde Ezanı,
Camilerde Namazı,
Yüreklerde İnancı
Kurtardı.

30 AĞUSTOS'TA
Mustafa Kemal Önderliğinde ki Devrimciler !

Alparslan,
Fatih Sultan,
Kanuni'nin
Osmanlı'yı Uçuruma sürükleyen
Abdülmecidin
Abdülhamitin
Vahdettinin

Onurunu
kurtardı(lar).

Özgür Osmanlı Torunları
ATATÜRK VE DEVRİMCİLERİNİ
Biz Atatürk'çülerden daha çok seviyor olmalı



Levent ÖZCAN

21 Ağustos 2019 Çarşamba

KAZ-MA


DEĞER.

Benden İki yaş büyükler  bir sene önce askere alınmış.
Ön cephelerde savaştıklarını ama er ama geç duyuyorduk.
..........
Babam orman işletmelerinde yetkiliydi.
Dağ yamacında genişçe bir kulübe de ailecek kalıyorduk.
Şanslıydık ! Devlet bize İnek bile vermişti. 
Sütümüz, yoğurdumuz, peynirimiz eksik olmazdı.
Etrafımız  elma ağaçlarıyla doluydu.
Kah ormanda kah elma  bahçelerinde çalışıyorduk.
Toprak bereketliydi. 
Kulübenin etrafında domates, biber bile yetiştiriyorduk.
______/

Alman ordularının Ukrayna'yı bir çırpıda teslim alıp iki dağ ötemize kadar geldiklerini biliyorduk.
Bir gün sonra çevrede konuşlanan  seyyar Bolşevik  birliği de apar topar gerisin geriye geri çekilip gözden kayboldu.
Kestiğimiz kütükleri, elma dolu kasaları her gün almaya  gelen kamyon bile gelmedi.
İlçeye inemiyorduk. Tatar çocuklarını bile, Bolşevik'ler silah altına alıyordu.
______/

Kulübedeydik. 
Araç sesi duyuldu. 
Araba durdu.
Kapı çalındı.
Açtık.
Alman askeri ve bir Alman Teğmeni.
______/

Artık kütükleri ve elma dolu kasaları Almanlar alıyordu.
İneğimizi de aldılar.
Yokluk kıtlık çekmeye başladık.
Bir yıl böyle devam etti.
Moskova kapılarına dayanan, Kafkasya'ya tırmanan Alman ordusunun haberlerini duyuyorduk.
...........

Yine;
Kulübedeydik. 
Araç sesi duyuldu. 
Araba durdu.
Kapı çalındı.
Açtık.
Alman askeri ve bir Alman Teğmeni.
______/

Alman ordusu Kırım Tatar bölüğüne alındım !
Kara kıştı.
Buzlar çözülmedi ama Alman ordusu hem disiplin hemde takat yönünden çözüldü.
Hiç savaşmadım. Kafkasya sırtlarından gerisin geriye ta Sivastopul limanına kadar çekildik.
Annemi babamı kardeşlerimi hiç göremedim.!
Gemilere bindirdiler.
Bolşevik uçak saldırlarında batmaya ramak kala, Romanya kıyısına ulaştık.
Apar topar birlik olduk.
Başımızda Bir Alman Albay,
İstasyona ulaştık.
İstasyon ana baba günü gibiydi.
Yaralılar cesetler !
Trene bindirildik.
_____/

Orta ve sona yakın vagon, çatlamış çilek reçeli kavanozu  gibi yoğun akışkan kıpkırmızıydı !
Ormana zor attık kendimizi.
Bolşevik uçakları, göz açıp kapatana kadar treni ateş topuna çevirdi.
İyice orman içine kaçtık.
Gece oldu.
 Bir başka tren sesiyle toplandık .
Başımızda Albay acı frenle duran Trenin yanına koştuk.
Vagonlar asker doluydu.
Sabaha kadar Tren yolunu  açtık.
Albay  " 70 kilometre tren yolunu takip edin. Orada Ukrayna'dan gelen trene  binerseniz burada yer yok" diyerek, Trene binip uzaklaştı.
( Daha sonraları öğrendim ki bizim birlikte bulananlardan bir grup, tren yolunu takip etmiş ve Ukrayna trenine ulaşmışlar. Albay da oradaymış bir başka birlik kıdemli Albayına " Birliğini terk edip bizi kendi başımıza bıraktı" diyerek  bizim Albayı şikayet etmişler.. Kısa bir sorgulamadan sonra "O" Albay oracıkta kurşuna dizilmiş.)
______/

Ben ve benim gibiler korkudan tren yolunu takip etmedik. Orman dağlarını aşıp, sevkiyat yerine vardık.
(Dağ köylerinde Romen halkından zorla domuz yağı alarak ayakta durabildik. Huş ağacının kabuklarını yiyerek beslenen köy halkında kala kala domuz yağı kalmıştı. Diğer gıda ne varsa yoksa hepsine Alman ordusu el koymuştu.)
_____/

İstasyona vardık.
Bir çok birlik artıkları birleştirildi.
Yine,
Trenlere bindirildik.
Macaristan'a oradan da  yer yer silah ve top sesleri eşliğinde  Budapeşte'ye vardık.
Şehrin tam ortasından Tuna nehri geçiyor.
Batı tarafında biz, nehrin karşı tarafında Sırp partizanlar var.
İki gün öylece dinlendik.
Yeni birlik komutanımız: " sabah erkenden nehirin karşı kıyısına baskın yapacağız, herkes hazır olsun " dedi.
İlk defa hücuma katılacaktım. " Ah ulan Romanya da firar etseydim keşke dedim " . Ancak orada da Romen partizanlar vardı !
_____/

Nehirin ortasında ki adaya sızdık.( Margarit adası).  
Her şey sakindi.
Yavaşça ilerliyorduk ki :
Birden karşıdan gelen yoğun makineli tüfekle  en önde ki birlik komutanının biçildiğini gördüm.
Sol omzumda bir sıcaklık hissettim. 
Sonrası kocaman karanlık.
_____/

Gözlerimi acı ile açtım.
Vurulmuştum.
Sol yanım sarılı, sarsıntıyla sallanıyordum.
Etrafım inleyen, ağlayan askerle doluydu.
Belli ki yaralı trenindeyim.
Tekrar bayılmışım.
_____/

Avusturya-Alman sınırında zamanında Yahudi zenginlerinin dağ evi olarak kullandıkları villalara yerleştirildik.
Sarışın mavi gözlü Alman hemşire kaldığımız villada ki yaralı askerlerle ilgileniyordu.
Savaşın sona erdiğini, Hitler'in öldüğünü, Bolşeviklerin Berlin'i aldığını o hemşireden öğrendim.
_____/

Kırım Tatar'ıydım. 
Ama öyle ama böyle Alman ordusu mensubu olsam da sonuçta Sovyet vatandaşıydım.
Bolşeviklerin ben ve benim gibilere neler yapacağını düşünmek bile istemiyordum.
Eski kuvvetim yerine geliyordu. 
Tedavi için Almanya'ya gönderileceğimizi öğrendim.
Ve tabii orada sorguya çekilecektik.
Nakil Treninin penceresinden kafa kağıtlarımın hepsini attım.
Sarışın hemşire yardımıyla vagon yaralı kayıt defterini de bir şekilde yok ettik.
Tek tesellim gideceğimiz yerde Amerikan kuvvetlerinin olacağını biliyor olmamdı.
_____/

Nünberberg'te yarı açık bir kampa yerleştirildik.
Amerikalı askerler gözetimindeydik.
Sorguya alındım.
"Kırımda yaşayan  Tatarım.
Alman ordusu tarafından.
Zorla çalıştırılmak için esir alındım.
Budapeşte de vuruldum" dedim.
_____/

_____/

" Seni nereye gönderilim" diye sordu masa başında oturan Amerikan Binbaşısı.
" İstersen Kanada, Amerika, İngiltere, yada burada Almanya da kal "
Savaş daha sıcaktı. 
Nice vahşeti görmüştüm.
Türkiye savaşa girmemişti.
"Bolşeviklere beni vermeyin" dedim.
" Ben  Türkiye'ye gitmek istiyorum. "
O karmaşa da kayıtları irdelemediler.
Kafa kağıdım yerine beyanıma göre ismimin karşısına TURKEY yazdı, Amerikalı Binbaşı.
Antlaşmalar gereği işe yerleştirilmek ve iskan sağlanması garantisi ile İzmir'e gönderildim.
______/

Evlendim.
Çocuklarım oldu.
Devlet Kara yollarında çalışıyordum.
Yıl 1972.
Bursa'dan biri tayin olarak geldi ekibimize.
O da, Kırım Tatar'ımış.
0 da, Alman ordusuna alınmış.
O da, bir yolunu bulup kendini Türkiye'ye göndertmiş !
"Sen Alman Hükümetinden Alman ordusunda görev yaptığın için  maaş alıyor musun" diye sordu bana.
" Ne maaşı ? Hem ben Kırım'dan geldiğim anlaşılmasın diye yaralı vagonunda ki kayıt defterlerini yok ettim" dedim.
Kendisinin nasıl müracaat ettiğini uzun uzun anlattı. " Yinede sen git " ısrarlarını sürdürdü.
________/

Alsancak'ta Alman konsolosluk binasına girdim. Sekretere başımdan geçenleri anlattım. Sekreter "Biraz bekleyin" diyerek yanımdan ayrıldı. Bir süre sonra geldi ve " Konsolos Bey sizinle görüşmek istiyor" dedi. Beraberce Konsolosun odasına girdik. Ben anlattım sekreter tercüme etti. Konsolosun  yaralandığım yeri görmek istediğini söyledi. Gömleğimi çıkardım. Sol omzumda ki yara izini gösterdim. Beni Varyant da ki hastahaneye göndereceklerini oradan gelen rapora göre de bana haber vereceklerini söylediler. ( İki adımlık yer tutarı taksi ücretini de verdiler !)
______/

Altı ay sonra yazı ile beni Konsolosluğa çağırdılar.  Askeri arşivleri taradıklarını ve Avusturya'ya kadar olan bölümden sonra ki kayıtlara ulaşamadıklarını belirttiler. Ben de o kayıtları bilerek yok ettiğimi  eğer Sovyetler Birliğine geri gidersem, Bolşeviklerin beni öldürmesinden korktuğumu söyledim.
_______/

Ziraat Bankasında  hesap açıp gelmemi söylediler. Hemen gittim hesap açtım. Hesap numaramı aldılar. Önce toplu bir paranın geleceğini (geçmiş yıllara ait) daha sonra her ayın şu gününün de  şu kadar Mark yatacaktır deyip bana teşekkür edip veda ettiler.
_______/

- Yapma ya ?!!!

Yaaa. Hani bana sorup duruyon ya,
 " Enver Amca 69 Model bu külüstür Ford  arabayı kullanmasan da her gün neden bir yerlerini tamir ediyorsun  diye. " İşte bu arabayı 1972 yılında Alman Hükümetinin gönderdiği birikmiş para ile aldım." Bu arabada Anne-Baba Kardeş-Memleket hasreti var. Ben ölene kadar bu araba burada kalacak.....

Allah rahmet eylesin Enver Amca.
(Arabası yok şimdi sokakta)

Levent ÖZCAN.







1969 Model Alman Ford'u satın aldım.

19 Ağustos 2019 Pazartesi

meşeler çamlar sincaplar
küskünlüğü
uzak kuş kanadı görünmez bulut
üzüntüsü

bitmeyecek  bu   yeşilinin
türküsü
bitmeyecek bu  direnişin
öyküsü

bilebildin mi 
duya bildin mi
görebildin  mi 
hissede bildin mi dünler
insanlar kadar acıdayız
hatırlayamayazsın bizi yarınlar
şimdi görünmeyecek kadar yalnızız

yaprak dal gövde çaresiz.
kaçamaz kök yerli yerinde
altında altın yem yeşillik artık heybetsiz
direnemez özgürlük PARA sevdalı  kapitalizme

bilebildin mi 
duya bildin mi
göre bildin  mi 
hissede bildin mi dünler
insanlar kadar acıdayız
hatırlayamayacaksın bizi  yarınlar
şimdi görünmeyecek kadar yalnızız


toprak su hava incelik
mabedimiz tertemiz
sohbetimiz görsellik
sonumuz çaresizlik


bitmeyecek  bu   yeşilinin
türküsü
bitmeyecek bu  direnişin
öyküsü


Levent ÖZCAN

18 Ağustos 2019 Pazar

KARŞI-KARŞIYA



İsa'nın Çarmıha gerildiği Haç'ın;
Üç parçasından
Biri:
İstanbul'da.
Diğeri :
Vatikan'da
Üçüncüsü:
Agiasos köyünde olduğu.
____/
Beş adaya Abilik yapan.
____/
88 köyünde Kütüphane ve okul olan.
____/
Dolambaçlı yollarıyla, (uyarı amaçlı): ölümlü kazaların olduğu yerlere dikilen minyatür şapelli yollarıyla.
____/
Her daim rüzgara açık ancak tek bir rüzgar gülünün dahi kurulmasının yasak olduğu.
Mazottan elektrik üretildiği için elektiriğin çok pahalı olduğu.
Doğa dengesi adına halkının buna dırdırlanmadığı !
____/
Zeytin ağacının zenginlik, zeytin ürünlerinin marka olduğu.
____/
Kumsalından en yüksek dağının zirvesine kadar süregelen medeniyette bitki örtüsünün korunduğu.
____/
Park ücretlerinin yasak olduğu. !
____/
Kuzeyde eğlencenin Molivos, iç deniz Kallion'da sardalyanın gümüş olduğu.
____/
Komünist Mandamados köyünde dileklerin kabul olması için, girişinde gerçek uçak bulunan Kilisesine Mitillini'den doğa yürüyüşlerinin yapıldığı.
___/
Pek polisin görünmediği.
____/
Ceza evinin olmadığı !
____/
İnsanların daralmadığı, rahat nefes aldığı.
____/
Çanakkale, Balıkesir taa İzmir'in Karaburun'una karşı kıyı komşu olan:
Yunanistan Hükümeti !
Midilli Adası !
Eyyyy..........
Midilli Halkı !
............
Bizde bir söz vardır : " Komşuda pişer bize de düşer."
Şuan Nefes aldığınız temiz havanın kaynağı
"KAZ DAĞLARI."
Bırakın pişmeyi şuan yanıyor yüz-binlerce ağacın ocağı yıkılıyor.!
Yanık kokusunu yakında genizlerinizde hissetmeye başlarsınız !
Su
Hava
Toprak
Ortak NOKTAMIZ.
Veeeeeee.
İşte O an size düşecek hiç bir şey kalmadığını anlarsınız.



Levent ÖZCAN

17 Ağustos 2019 Cumartesi

Hafıza depremi.


Dolgu alanı üzerine yapılan evleri deniz yuttu.
_/
Bazı mahalleler tümüyle haritadan silindi.
_/

Türkiye AKUT'un ismini ilk kez duydu.
_/
17 bin 480 vatandaşımız can verdi.
_/
Geri kalanlar evsiz kaldı.
_/
Deprem bilimciler; depremi Kuzey Anadolu Fay hattında ki kırılmaya bağladılar.
_/
Jeoloji ile alakası olmayan biri ? Depremin sebebini Gölcük tersanesinde içki içen Subaylara yamadı.
_/
Deprem alanını gezen Clinton'un burnunu sıkan bebeğe ev sözü verildi.
2010 da liseli olan genç:
" Ev sözü tutulmadı.
Çocuk reklamında oynayacaktım;
Hülya Avşar benim yerime kendi kızını reklamda oynattı dedi."
_/
Bina inşaatını eksik malzeme ile yapan,

195 vatandaşımızın ölümünden suçlu bulunan :
Müteahhit Veli Göçer 18 yıl 9 ay ceza aldı.
7.5 yıl sonra ceza evinden çıktı.
Anında Bursa'da başka bir isimle yine yeni binalar dikmeye başladı.
_/
Deprem sigortası zorunlu kılındı.
_/
Deprem yaralarını sarmak için: Geçici Özel Tüketim Vergi uygulaması başladı.
_/
AKP hükümetinde bu vergi kalıcı oldu.
ÖTV'yi hala ödüyoruz.
_/
Gölcük'te ki afet toplanma alanları 2016 yılında imara açıldı.

................o..................

Acımız nereden bakarsanız bakın oldukça büyük.
Allah bir daha bu tip hadiseler yaşatmasın.

Levent ÖZCAN

16 Ağustos 2019 Cuma

......

sensizlik ne kötü bir alışkanlık

sigara içmek, içki içmek gibi


sigarayı bırakırım,içkiyi yok sayarım


ama sensizliğe alışırsam


sensizliğin tedavisi var mı ki 


sence bu durumda ben ne yapmalıyım 





Levent ÖZCAN

14 Ağustos 2019 Çarşamba

TÖRK-İŞ


Trakya'da doğdu.
Esir alındı, köle olarak Roma'ya satıldı.
İyi savaşçıydı !
Bir canı alırken canını kurtarıyordu.

Roma arenaların da ölümüne gladyatör oldu.
İsyan etti. 70 arkadaşıyla dağlara kaçtı.
Roma'yı yıkma derdi yoktu. !
Köle edilmişlere özgürlük, ağır vergilerle bunalmış köylüler halkına amacı: rahat nefes aldırmaktı.
Kaçak köleler ve ezilen emekçi köylülerle birlikte 70 bin kişi oldular.
Sapkın halklarından uzak senato üyelerinin uykularını kaçırdı.
Üzerine Gönderilen Roma ordularını perişan ettiler.

_____/
Demokrattı.
Kararlar ortak alınırdı.
Kazanılan ganimetler eşit bölüşülürdü.
İki hedefi vardı.
Biri Özgürlük diğeri Adil bölüşüm.
Rüşvetler yollandı, kendisine. sınırsız özgürlük vadedildi.
Hepsini ret etti.
.......
Adriyatik kıyılarına kadar ulaştı.
Kölelerle birlikte Özgürlük için Yunanistan'a geçeceği sırada, İspanya ve Trakya'dan takviyeli Roma ordusuna yenildi.
6 bin kişi sıraya geçirildi. "Lideriniz kimse öne çıksın" denildi.
6 bin kişi hep bir ağızdan BENİM diye haykırdı.
Sonuçta O anda, 6 bin SPARTAKÜS katledildi.
.........
İsa'dan önce yaklaşık 1500 yıl önce,İbrani tuğla işçileri, az ötelerinde
Mısır Pramitleri yapımında çalışan işçi köleler tarihteki ilk grevcilerdir.,,
_______/
İNGİLTERE.
1600' yılının buharlı makine döneminin ikinci yarısı.
Kırsal kesimden, Şehirlerde kurulan fabrikalarda çalışma göçü.
Sanayi devriminin arkasında vahşi kapitalizmin de hortladığı yıllar. !
İşçi birlikteliklerinin ilk adımlarının atıldığı yıllar.
______/
İlerleyen yıllarda ne hikmetse bizi kıskandığını bildiğimiz,
Ancak bir türlü adlarını söyleyemediğimiz BATILI devletler:
1650 den başlayıp günümüze kadar işçi haklarını besmele gibi ezberlediler.
______/
Nazım Hikmet'in dediği gibi.
.........
Bir değil, Beş değil,
Yüz milyonlarcasın maalesef.
Koyun gibisin kardeşim,
Gocuklu celep kaldırınca sopasını Sürüye katılı verirsin hemen
Ve adeta mağrur,
koşarsın salhaneye.
....
Günümüzde de kölelik var mı ?
Günümüzde de gelir adaletsizliği var mı ?
Neden emekli Bin lira fazla maaş almaz ?
Neden İşçi daha fazla hak kazanmaz ?
NEDEN İNSANLAR EKONOMİKKKKKKK
ÖZGÜRRRRRRR DEĞİLDİR.
______/
Kurban bayramında, bütçeyi denk getiremeyip Kurban kesemeyen bir işçi !
Kurban bayramında, KURBAN edilen milyon işçi.
______/
Bak bi !
Trakyalı köle Gladyatör SPARTAKÜS'e,
Bak bi !
Bir de bizim TÖRK-İŞ gladyatör Spartaküs'e !?

Levent ÖZCAN.

13 Ağustos 2019 Salı

KONSER

36 tane siyah.
52 tane beyaz.
Tuş...
/
LA ile başlar DO ile biter.
DO dan sonra ki tuşa ve ilk LA tuşuna bastın mı.
Çok seslidir....
Oktav olur çift tını verir.
Temel yedi nota yanında
Diyezi var Bemolü var.
88 Adet tuş....
Abonoz ağacının bir kolu eder.
/
Gövdesi ve parçaları için,
Ayrı ayrı
çam
kestane
ladin
akçaağaç
top yekun hepsini toplasan anca bir ağaç eder.
/
1700 yılı içinde İtalya'da Arptan esinlenilerek icat edilmiş.
.....
Matematik gibidir Müzik.
Notaları:
Topla-çıkar, böl-çarp.
Ruhunun ufuklarını keşfedersin.
Ve evrenseldir müzik. zaman geçtikçe klasikleşir.
Ne formülü unutulur nede besteleyeni de.
______/
Mozart, Bethoveen, Bach'a inat;
" Her şey olabilirsiniz ama sanatçı olamazsınız ! " diyen Mustafa Kemal ATATÜRK'ün
fikirlerinin temsilcisi: Dünyaca ünlü Piyanist Fazıl SAY .....

Topu topu bir ağaç bile etmeyen Piyanosu ile......
Yüz binlerce katledilen,
Milyonlarca katledilmeyi bekleyen ağaçlara,
Havamıza, suyumuza sahip çıkmak için.
18 Ağustos gecesi KAZ DAĞLARIN da.
_______/

Hiç bir nota bilmeyen,
kalem alıp söz yazamayan
yeri geldiğinde;
Vatan vatan diye inleyip,
10-15 festivalde sahne kapan,
Ya kadın yada adam aşk çaresizliğini
yıllarca döndürüp durup sözüm ona şarkı yapan !
Şarkıcı takımı nerede ?
_______/

Fazıl Say bunların topuna 88 tuşla basar.
(Basar da bu şarkıcı takımından bi OKTAV olmaz.)



Levent ÖZCAN

12 Ağustos 2019 Pazartesi

YAZMAK DEĞİL, YAŞAMAKTIR.




- Ooo Hoş Geldiniz Perihan Abla.
- Hayırlı işler Sinan. Üç kilo domates. Bir kilo fasulye, üzüm güzelse ondan da bir kilo ver.
- Tamam ablam.
- Eksik tartmayı  unutma sakın !
- Allah razı olsun ablam. Çok sağ ol tamam !
______/
- Günaydın, hayırlı işler Sinan.
- Hoş geldin abi. Her zaman ki gibi dimi abi ?
- Bende standart. İki kişiyiz. Hepsinden her zaman ki kilo. Al parasını dönüşte alırım.
- Tamam Kemal abi.
- Ha eksik tartmayı unutma sakın emi !
- Çok sağ ol abim...
(Gelip gideni çok olan Sinan'ın pazar tezgahının önünü kapatıp satışına engel olmayalım.)
______/
Amcalar gelir, Yengeler gelir.
Hatır gönül konuşmalar aynıdır.
Pazar sabahının, pazar yerindedir bu sahnelenen alışveriş perdesi. Çoğu pazar arabalı kimi poşetlerle yaşlısı-emeklisi, teyzesi. çalışanı genci. Çoluk çocuk curcuna çığırtkanlar eşliğinde aşina olduğumuz pazar yeri.
/
Sinan her şeyi tam tartar terazide. Ancak torbaları müşterisine verirken,
1 adet domates,
1 küçük salkım üzüm,
1 tutam fasulye,
işte o hafta ne varsa değişik tezgahta;
tartıklarından alır, arkada ki kasaya koyar.
_________/
Sinan.
- Kemal Abi buyur.!
Derken bir adam hiddetle  seslenir uzaktan.
- Beyefendi kör müsünüz ?  Gözünüzün önünde tarttığı poşet içinden birer-ikişer domatesleri fasulyeleri çalıyor !
- Sorun yok ben öyle olmasını istiyorum der, pazarcı Sinan'ın müşterisi olan Kemal abisi !
.............
/
Koalisyonun Başbakanı rahmetli Ecevit dönemidir.
/
Ankara'da önüne yazar kasa atılmış bir gecede  dış sermayeli  bir banka olan  ....ty Bank tarafından piyasadan milyon dolarlar çekilmiştir.
Peşi sıra paramızın değeri dip yapmış, başta Amerikan doları olmak üzere altın-maltın almış başını zirvelere gitmiştir.
Tek nedeni vardır.
Başbakanın Kıbrıs olayı gibi dik duruşunu göstererek  hava sahamızı kullandırmamasıdır.
/
Acı reçete dönemidir.
Kemal Derviş ekonominin başına geçmiştir.
/
Kapanan iş yerleri dolayısıyla geçici bir süre de olsa işten çıkarılanlar vardır.
/
Hatırlayalım, O dönemin Televizyon kanallarında ki açık oturumlarını.
/
Uğur Dündar, Tuncay Özkan, Mustafa Balbay gibi Cumhuriyet sevdalısı(?) yazarlarımız !
Bülent Ecevit'i yerden yere vurmaktadırlar.
.........../
Akşam olur.
Pazar dağılır.
Sinan kendi " hakkından  da" ! ayırdığı pazarlıkları ayrı ayrı torbalara koyar.
Oturduğu mahallenin sokağında her kesimden selam alıp her kesime selam verendir.
Torbalar elinde kimseye belli etmeden durumunun bu dönemde kötü olduklarını bildikleri kişilere:
Abi-Yenge-Kardeşim:
" Bu hafta da pazar kötü gitti ziyan zebil olmasın bunlar" der.  rencide etmeden kimseyi  evine gider.
/
Kriz dönemini bizler böyle atlattık işte.
Ve sonra gerçekten Ekonomi düzeldi.
Ancak, Bahçeli'nin oyun bozanlığı sonucu hükümet el değiştirdi.
/
Tıkır tıkır giden ekonomiyi,
Ülke rejimini o günden bugüne bitirdiler.
/
Sabi sübyana  sulananların ve tecavüz edenlerin.
12 yaşında ki kız çocuğuyla evlenenlerin,
Olduğu bu ülkede şu krizde !
Herkesin herkese şüphe ile baktığı bu dönemde !
Sinan gibilerinin takati kalmadı inanın !
/
Televizyon programlarında "Ecevit bunadı dışarıya çorapla çıkıyor" diyerek  kahkaha atan gazeteciler mi?
Ecevit yerine parlattıklarını, hiçbir çözüm üretmeden köşelerinde programlarında eleştirerek yerden yere vuruyorlar.
/
Gazetecilik köşe yazarlığı: kötü geçen saniyeyi de yazmaktır, gelecek ana da  olumlu umut fikir yazmaktır.
/
........
Pazarcı..
Sinan aklımdasın.
Hatırımda sın.

Levent ÖZCAN
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...