serinmavi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
serinmavi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9 Ocak 2020 Perşembe

yeni aşk


Dün göz göze geldi,
Bugün arkadaşlarının arkadaşlarından seçti .

Dün aynı yerde yol gözledi.
Bugün Facebook'tan ekle dedi.

Dün aynı yerde  gülümsendi.
Bugün Messengerdan telefonunu istedi.

Dün cesaretini topladı bir pusula verdi.
Bugün  1 saat telefonda sohpet edildi.

Dün aynı yerde not bekledi ama cevap gelmedi.
Bugün telefonda sohbet epey ilerledi.

Dün yüz güldü. Hafta sonu pastahaneye gel diye pusula geldi.
Bugün hafta sonu  AVM' de  buluşuruz dendi.

Dünden bahsettiklerim 
Pastahane de göz göze heyecanla konuştular.
Bugünden Bahsettiklerim 
AVM Cafesinde Merhaba-Merhaba.
Sonra akıllı telefonlarına daldılar.

Anlayacağınız dünün AŞKI.
Anlayacağınız Bugünün AŞKI.


Aşk yıllanır ancak His asla modernleşmez.


Levent ÖZCAN



5 Ocak 2020 Pazar

SAHAYA ÇIKMADAN, MAÇ OYNAMADAN ŞAMPİYON OLAN TAKIM . ( bu yazıya mutlaka zaman ayırın.)




Cumhuriyet Kurulmuş.
Mübadele olmuş.
Rumların yaşadığı evleri, işledikleri toprakları Balkanlardan gelen mübadillere verilmişler.
Köyün orta yerinde,  Cami sınır.
Batı kısmı yani Rumların evlerinin olduğu kısım mübadillere dağıtılmış.
Anlayacağınız iki kutuplu bir köy.
Yerliler ve Muhacirler.
İlk zamanlar bırakın kız alıp vermeyi, birbirlerinin sokaklarına bile girmezlerdi.
Münferit ağız dalaşları, bazen ufak çaplı  kavgalar.
Epeyce bir süre anlayacağınız gergin bir ortam.
Muhacirlerin olduğu bölümde Kilise  okula çevrilmiş. Yerli halkın  çocukları da Mübadil çocukları da aynı sınıfları doldurmuş. 
Balkanlardan gelenler de Müslüman:  Namaz, cenaze derken kaynaşmalar doğal olarak başlamış.
Ancak  belki de Rumların evlerinde tarlaların da gözü olan Köyün yerli halkı içten içe yine de ayrımcılığa devam ediyorlarmış.

Adettendir düğün vesaire alaylarının önünde  köyün gençleri Türk bayrağı taşır. Alınan yüklü bahşişler bir kasada toplanırdı.
Bu köyde de toplanan bahşişler Futbol takımının kasasına konur malzeme alınırdı.
Yine bir gün düğün Alayı sırasında bayrağı  taşıyan köyün yerlisi genç nasıl olduysa elinden bayrağı yere düşürür.
Büyük suç. 
Haber Kaymakama iletilir.
Kaymakam hiddetlenir.
3O yıl boyunca Gençlerin düğünlerde Bayrak taşımasını yasaklar.
Bu karardan sonra Yerli ve Muhacir gençlerin arası daha da gerilir.
Yerli olanlar Bayrak Olayını Kaymakama Muhacirlerin ispiyonladığını söylerler.
Zaten oyuncu bulmakta zorlanan Köyün Futbol takımı ikiye ayrılır.
Biri Yerli Spor olur.
Diğeri Muhacir Spor.
Jandarma korkusundan Kavga etmekten çekinen köyün gençleri, hırslarını top sahasında birbirlerini yenerek alırlar.
Bu arada Köy Futbol Takımı dağıldığı için Kaymakamlığın düzenlediği köyler arası turnuvalara katılamazlar.!

____/
O zamanın gençleri evlenir çoluk-çocuk sahibi olurlar.
O çoluk çocuklarda büyür genç olur.
Bu ayrışma yani Yerli-Muhacir çatışması da yeni nesille yeniden gençleşir!

____/
Düğünler olur, düğünler bayraktarsızdır.
Kız - alıp vermelerde başlamıştır aslında iki taraf arasında.
Top yok, krampon yok, Köy takımı yok Çevre köy takımları ile maçlar yok!
____/
Gençlerin bu olay  canına tak eder sonunda.
Haberleşirler eski kilise şimdilerde okul bahçesinde gece buluşurlar.
____/
"Bu  hal böyle hiç iyi değil." 
"Bayrak taşıyamıyoruz,  bahşiş alamıyoruz." 
"En önemlisi de BİRLİK olup, Bir takım  çıkaramıyoruz." 
"Kaykamakamlığın düzenlediği Futbol Turnuvasına katılamıyoruz".
Gibi ortak sorunlarda birleşirler.
Düğünlerde Gençlerin Bayrak taşıması yasak olayına da kafa yorarlar.
Çünkü Düğün törenlerin de Bayrağa takılan paralar ile Futbol malzemesi almaktaydılar.
Bir fikirle heyecanlanıp yüksekçe sesle  sevinç naraları atarlar.
Fikir şudur: İlçe terzisine kenarları sarı püsküllü Türk Bayrağı ebatında kırmızı zemin üzerine çaprazlama beyaz renkte büyük harfle "Köy Gençliği" yazılı olan bir flama yaptırmaya karar verirler. 
Aralarında para toplayıp bir hafta içinde Flamalarına kavuşurlar.
Ve 10 Gün sonra Düğün alayının önünde Gençler Flamayla bayraktar olurlar.
Düğün sahibi başta olmak üzere köyden de bazı kişiler de Flamaya para takarak siftah yaparlar!

Bu olay 3-5 düğün devam eder.
Bu arada  askerlik çağı gelen gençlerin  Askere uğurlama celplerin de  bu flama taşınır. Futbol kulüp kasasına yine para girmektedir.
Nasıl olduysa bu flama olayı Kaymakamlığa ulaşır.
Kaymakam köyün ileri gelen gençlerini çağırır makamına:
"Benden önceki kaymakamların talimatı var elimde. "
Makam odasında sessizlik olur, sessizliği yine Kaymakam bozar:
"Sizin  Özel günler de düğünler de Bayrak taşıyıp bahşiş toplamanız yasaklanmış !"

Flama fikrini öne süren genç, gocuğundan Flamayı çıkarır: 
"Efendim bu Bayrak değil! Futbol takımımızın Flaması. Flamaya takılan paraları Bankaya yatırıyoruz. Buyurun Banka cüzdanımıza bakın üç kişi çekme yetkili. 
Bu paraları  rakı masasında yemek yerine,Futbol malzemeleri alıp turnuvalara katılmak için biriktiriyoruz." der.

Kaymakam bir Flamaya bakar, bir Banka cüzdanına. Ayağa kalkar " Gençler düğünlerde Türk Bayrağı Taşıma yasağınız şu andan itibaren bitmiştir, varın dönün köyünüze Aslanlar! der.

____/
Bu olayın geçtiği yıl 1968 yılıdır.
Bazı olaylardan dolayı Turnuvalar olmaz. Ta ki 1972 yılına kadar.
Ancak Her düğünle, her özel günde Bankada Futbol takımının parası birikir.
Hiç harcamazlar.

Cami Hoparlöründen şu anons geçer: Dikkat köyümüz sınırlarına Elektrik gelmiştir. Elektrik bağlatabilmemiz için (Kolay anlaşılsın diye şimdiki para ile yazıyorum ) 250 bin lira gerekmektedir. Herkesin ama çok ama az yardımlarını bekliyoruz ! Yardımlarınızı köy muhtarlığına yapabilirsiniz.!

____/
Fakirlik dönemleridir.
(Hoş Toprağı işleyen Köylümüz Tek parti dönemiden sonra ne zaman faizidir, destek ayakları altında kotalanan hatta ekimi dikimi yasaklanan ürünleri ekememeleri yüzünden rahat nefes aldı ki ?)
Köylü elinden geldiğince bolca yardım eder.
En büyük yardım yapan bir kişidir ?  Miktarı ise 100 liradır.*
Muhtarlığın elinde toplanan para miktarı : 117 bin liradır ancak !
Köy heyeti kararı ile Köy ortak kullanım alanı olan zeytinlik  125 bin liraya satılır.
Elektrik için toplanan para 242 bin Lirada tıkanır kalır. Herkes elinden gelen para yardımını yapmıştır!

___/
Eskinin Kilisesi şimdinin Köy okulu bahçesinde  gece vakti gençler hararetli olarak tartışır.
"Zaten turnuvada yok, kaç yıldır.Dolmuş masrafımız yok yeni forma ayakkabı masrafımız yok. Biliyorsunuz Kramponlar herkese zimmetli o gün antremana gelmeyenin  Kramponunu formasını başkası kullanıyor. Vallaha ben kara lastikle bile maç oynarım !"

____/
Gençler ertesi gün İlçeye gidip Klüp hesabında biriken tüm parayı kuruşu kuruşuna kadar çekerler. 
Dönüşte, Köy Muhtarlığına gidip Kulüplerinin tüm parası olan 6 bin 725 Lirayı Köylerine elektrik gelmesi için bağışlarlar.

Geri kalan para da oradan buradan toplanarak 250 bin lira toplanır ve Köye elektrik gelir.

____/
Köyde  düğünler  artık  sokak aralarına gerilen ampüllerin, aydınlığında yapılmaktadır.
Her düğün bitimine yakın, sahneye gençler çıkar Harmandalı oynar halay çeker ve  düğün sonlandırılırdı. 
____/
Yine bir düğün gecesinin sonunda Köyün yerli gençleri harmandalı  oynayıp yerlerine oturdular. 
Bu sefer sıra köyün muhacir gençlerine gelip harmandalı oynarlar. 
Sıra köyün yerli gençlerinin Halay çekmesine geldiği sırada gür bir sesle Aslanlar haykırışı işitilir.
Sesin geldiği yöne herkes bakar. Bayrak yasağını bitiren ve bir yıl önce yakın bir İlçeye tayini olan Kaymakamdır bu kişi.
Elektrik olayı kulağına gitmiş ve hala var olan Yerli-Muhacir çekişmesini bildiği için, düğünün bitimine kadar uzaktan gençleri seyretmiştir.

Halay çekilen yerin ortasına gelir.
"Ey yerli Halk Yörüklerimiz! Sizin değil miydi dedeleriniz? Rumlarla  yaşadığınız bu köyde Rumlarla beraber Zeybek oynayan?"

"Ey Muhacirler! Sizin dedeleriniz değilmiydi? Yunanistan Dramasında, Draniç'inde, Dranovası'nda Yunan komşularınızla Sırtaki oynayan Halay çeken.?

"Şimdi:"
"Kan bir! Bayrak Bir! Kader bir! Toprak bir! Dil bir! İnanç bir! 
Bu yıllarca saçma sapan sürdürdüğünüz ayrımcılık NEDİRRRR ? BUNDAN SONRA ayrımcılık yok" diye bağırır. 
Şoförüne işaret eder. 
Şoförü elinde bir Kupa ile gelir.
Kaymakam kupayı havaya kaldırır: " Bu kupa katılamadığınız Kaymakamlık Turnuvarına istinaden size hazırlattığım sizin Köy Takımınıza özel KAYMAKAMLIK ŞAMPİYONLUK kupasıdır" der.
Ve...
Hışımla  bir yerlilerden genç, bir muhacirlerden genç olmak üzere büyük bir halay oluşturur. Kendisi de Halayın en  başına geçer.
"Vur davulcu der."
...

Bayrağın o yıllarda ki önemine bakın !
Birde şuan ki önemine bakın.
Vatanımızın çok iyi yaşanılabilir olması için o dönemde ki gençliğe bakın !
Ortak çıkarlar söz konusu olduğunda gözleri hiç bir şey görmeyen gençlere bakın !
Ve şimdi bırakın arkadaşını Aynı iş için farklı görüşte olan kardeşini bile satan gençlere bakın!
Bir köy Futbol takımının maç bile oynamadan kazandığı başarıya bakın!
Şimdi ki kadrolarında 11 yabancı oynatan milyon dolarlık Futbol Kulüplerine ve başarılarına(?) bakın!

____/

Birde...
Birde...
Birde...
Neyse !
Vesaire...
Vesaire...
Ha * 100 lira yardım yapan mı onu daha sonra yazarım!





Levent ÖZCAN

4 Ocak 2020 Cumartesi

Aşk
Görmektir goncayı.

Saygı

dikenin acısını
bir ömür boyu
umursamamakta

Levent ÖZCAN.
Ben karanlığım
Ben karamsarım
Yüreğim yönetmen
Kalemim yazar
Ve ben gerçekten çok ağlarım.
Acı çekermiş, her şey benimle.
SAÇMA
Amma...
Gülen gözler benim gün doğumumdur.
Onlarda oldukları için
İşte ben bu kadar ışıksaçanım. 


Levent ÖZCAN



devinim


Bir karanlık
Bir aydınlık
Bir kış bir bahar
ilk adım emeklemekten sonra kocaman bir devrim
İlk anlamlı cümle ne güzel iletişim.
İlkokul son,Okul..
İlk aşk son aşk.
Tekrarlanabilen nice eylemler
Hayatın tadı tuzu bizim için.
Başa dönsek.
İlk nefes.
Keşke hergün doğsak,
Ve hiç ölmesek. ...

Levent Özcan


Adam

uçsuz bucaksız bir mavi ki
-gökyüzünde-
ufuklar dolusu bir mavi ki
kıtalar arasında
-sere serpe-

"O" bir insan ki
senin gibi benim gibi
ne gökte anlam
ne yerde umman

O
dilde
O
düşüncede
O
yürekte
KOCAMAN
adam gibi adam...

1 Ocak 2020 Çarşamba


bazen





Ha deyince de
yazılmıyor ki şu meret
garibanın akşam sefasında yuvarlanan
iki dublenin yoldaşı gibi
( o da ayda , yılda )
dörde bölünmüş domates, peynir ve
iki kelime sohbete HASRET.

kalem var
defter var
manzara var
özlem var
aşk var
tabi ki devrimcilik var
hınca hınç dolu bir çok heyecanlar

ama HİS OLMAYINCA
kalem bana
defter kaleme bakar
Ben ise denizi tutuştururum
Her gün batımında.







Levent Özcan.

SEN SEN SEN

Evden çıkınca sen
Kaldırımda sen
işimde sen
gücüm de sen
alın terimde sen
İçtiğim efkar da sen
Bir bardak çayın deminde
Demlendiğim sen
içten içe Levent'i Rüzgarları gibi Ağladığım sen
Amazon ormanlarının nazarı nazar boncuğu masmavi jagarandalar da sen
gül goncasın da sen
Kasım krizantemlerin de sen sabahım da sen
gecemde sen
kışımda sen
Baharımda sen
kısa keseyim Aydın havası olsun
kısacası her şeyimde sen


Levent ÖZCAN



SU GİBİ ÖMÜR OL.

ben her daim kenarında kıyında
bir dere bile olsan
en cılız debin de, su sesin de
sabit gövdemle kılcal köklerimle
seni çekerim içime
yüzlerce kolumla binlerce el sallarım
aksine, yüzüne

ben bir baharlanırım
bir sonbaharlanırım
sakın endişelenip üzülme
tarihe,
asırlar yazarız
sen saydam su renginde
eteklerim de aktığın sürece.



Levent ÖZCAN

Alın




Bahçe sınırında ki,
Narlar hala ekşi.
Dalları hala dikenli.
Ve hala karmakarışık kolları.

Bahçenin ortasında ki,
Kırmızı dutun hamı ekşi.
Olgunu tatlı.
Bir baraka boyunda hala boyu.

Nara, duta boyanırdı ellerimiz.
Zor çıkar denilirdi de lekeleri,
Aldırmadan yerdik mevsimi geldiğinde.
Şen çocuklardık biz ve hala alınlarımız tertemiz.

Düzenin elleri kirli,
Düzenin düşünceleri , örümcekli.
Ne bahçe bıraktı bizde,
Ne dut ne nar.
Çalıp gitti çocuk lezzeti sevinçlerimizi.


Levent ÖZCAN
(1994)

Nokta



OMUZ düşükleşir.
Yılların tefecisi,
Geçmişin kronik şairi,
YORGUNLUK verir.
Verir de işte.
Son demde her şeyle yüzleşir.
Yine de...
Yüreğe vurur gerceklikler.
Gerçek RUHA dolanır.
Çepel bir diken gibi.
Ruh boğum boğum bozulur.
Ruh hür süzdür.
Yaşamın neferliklerin de.
Süngüsü düşmüş, ezik büzük asker gibi.
*
Umutsuzluk yokkk!
Olmamalı da.
NOKTA anlamlı bir cümlenin son ifadesidir.
Üzüncünün değilde.
Mutluluğun anlamında,
Son ifade ver bana.



LEVENT ÖZCAN.


Dramatik gerçek.


Durdukça
sindikçe
sustukça
karanlıklar yaklaşıyor
onur cüceleşiyor,umut köreliyor
perde arkasında zaman
ve onun işbirlikçileri
AKREP ve yelkovan
kamçılıyor güle oynaya faşizmi

memleket elden gidiyor gardaş
kızım, oğlum, kardeşim, analar, bacılar
gökyüzümüzde yıldızlar ayıklanıyor
tek tek cehalet ,tek tek ihanet ekiliyor
masmavi yarınlarımıza.

Bu oyun son perde
Kapandımı bir daha açılmayacak
Silkelen sıyrıl figüranlıktan
Başrol olma zamanı şimdi
Onur adına umut adına toparlan
Çünkü yarın
Ne sahne kalacak
Ne de vatan.

Levent Özcan.

KİLİT

benim yüreğim
kapı kilidi gibi
seninki ise bir anahtar
bir gidersin kilitlersin
bir gelirsin açarsın
ama bir gün kaybolduğunda
çilingir gelir açar beni maymuncukla
kalbimi değiştirir
başka anahtara şifrelendirir
kendini bulup döndüğünde
artık çok ama çok geçtir
çünkü yüreğimin anahtarı
sende değildir.

Levent ÖZCAN

kadeh

Bakışlarını yazdım
Gökyüzünün mavisine
Her bulut geçişinde
Ayrı bir silüet ,gözlerin bende.
Kronik umutsuzum işte. 
Süngüsü düşmüş,,
Yenik bir asker gibi !!!
savaş yorgunu benim yüreğim.
Yazdığımı asla
konuştuğumu asla
yaşadığımı asla
silemem ,
yutamam ,
Unutamammm.
Yol yordam bilir benim ellerim
Hayat bir kristal kadehtir
Içi dolu olmalı
yaşadıkça doldurmalı insan...
Ve kadeh kaldırırım titremeden
seni ,
titretmeden
Senin adına ......
Efsununu ben, oldukça iyi bilirim
Oldukça önemserim seni,
Senin
tadının,
varlığının,
var oluşuna
Yüreğimi kurban ederim.
Çok yaşa
senin devrimci fikirlerinle
beni sarhoş ettiğin için.

Levent Özcan

31 Aralık 2019 Salı

GERÇEK

Gercek çok üzgündü
Yine de cesaretini topladı.
yalancısın hep yalancı
kalacaksın '' dedi.
Pişkin pişkin güldü yalan.
Ey dedi, '' gerçek ''
SEN OLDUĞUN SÜRECE BU DÜNYADA
ne siyaset olurdu ,
ne siyasetçi,
ne demokrasi olurdu,
Ne de demokrasici.
Seni seven çoğunluk sana
Bana tapan azınlık bana
Sana inananlar,
AÇ BİLAC. ..
Bana sarılanlar
Rezistanlarda, saraylarda,
Yedikleri önlerinde , yemedikleri
artlarında.
Var git GERÇEK sen yoluna
2+2 = 4 eder ile oyalan.

Levent Özcan

ADAM OLMAK

sen ,,
göz zevkimsin
fincanda, kırk yıllık hatır
heyecanım denizinde ,martı
ekmeğimin yanında ,katık
Ilk dublem de, çakır keyif
son dublem de, başımı döndüren sarhoşluk
sen,,
kalemim ucunda, şiir
bir yanım acısa, kesilse, kanasa
ilacım, merhemim,yara bandım
gözlerimi kapadığımda,en güzel hayal
daldığımda, en güzel gördüğüm rüya
uyandığımda ise ilk şafağım
kısacası, sen ne kadar güzel kadınsın
İşte sen bu kadar anlamlı kadın olduğun için
ben bu kadar adam gibi adamım

Levent Özcan

ÖZLEM

Burda buz gibi hava var
Denize dikine dikine bakan dağ var
Denizin kucağında bir ada var
Bir palmiye var
Kolları bir yelpaze fırtınada
Türkan şorayın kirpikleri gibi
Çipil çipil kıpraşıyor
Sanırım devrimci

*

Burda kumlar var
Yüzüme binlerce iğnecikler batırıyor
Martılar var çığlık çığlığa
Dalgalar var kuduz gibi öfkeli
Herşey seni özledi
Biliyorum
Ve ben elçiyim be güzelim , benim.
Beni bana sorma
Sana özlemlilerden çok
Seni en çok özleyenim. ..

Levent Özcan.


KARARINCA


  1. Bir karınca bile olamadık.
  2. Ağustos böceğinin hazin sonundan, Hep ders aldık.
  3. Yazın sıcağında çalıştık deliler gibi.
  4. Şimdi...
  5. Karıncalar nerede ?
  6. Ağustos böcekleri yaşıyor mu?
  7. Ve biz emekçiler neredeyiz ?
  8. Çok merak ettim, kış geldi de.

  9. ( şu Karıncaları ne zaman emekli olacak ?Ağustos böceklerine işsizlik maaşı bağlanacak mı? Kömür, makarna yardımı yapılacak mı ? )

  10. Ve biz emekçiler....
  11. Kış uykusunu tatmadan,
  12. Ebedi uykuya mı hep dalacağız?

Levent Özcan.




BUDAMA

Durgunum bugün
yorgunum bugün
insanlar goncasını görsün,
insanlar meyvesini yesin diye
güllerin filizlerini,
ağaçların dallarını kesmekle
geçti günüm.
Şekil verdim çalıcıklarla, ağaççıklara
etim kanadı.
Kollarım acıdı.
Ama olsun be,
yine bugün alın terimle
kazanmanın gururu ile
yürüyüşüm ahenkli
başım dik
gidiyorum evime.

Levent ÖZCAN.


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...