7 Nisan 2020 Salı

PaDiŞaHıM çOoK .......


Yolların var Padişahım.
Korumalı-morumalı,
Tekerine zerre taş değmez.
Atlarının nalları hiç düşmez.

Kasabaya gittiğim yolum var kardaşım,
Vergici her sapakta, eşkiya neci ki.
Çukur, çamur görmez gözlerim.
Habire sendelleyip sekerim.

Sarayın var padişahım.
Odaları bizim köyün hanesini misli geçer.
Burada olsa belki de 20-30 aile
Bahçesine alın teri eker, tokluk biçer.

Evim var kardaşım.
Allah bana iki el vermiş ve birde 2 göz oda.
Bahçesinde 12 pulada gıdaklar
Günde 12 yumurta, yarısı bana yarısı saraya.

Saltanatın var padişahım.
Kaşların çatılır anında cezaya,
Burnun, kibir dağları zirvesinde
Gözlerin düşmez fakir-fukara yurduna.

Bedenim  var kardaşım,
Nasırlarım sızlar, tabanım dökülür tarlada,
Akşam olur köye dönünce,
Sokakta çocuklar güleç, hayal tüter her bir  bacada.

Ayanın var, divanın var padişahım.
Halıya motif olur Eğilirler her sözünde,
Çalıları dahi  çiçek dillendirirler.
Halkının kaderi, sürekli zemheri mevsiminde.

Meclisimiz var kardaşım,
Gaz lambası etrafında küçük adamlar devleşir.
Saman derdinde isyan, bi çare hasatta hüzün hüsran,
Davul biziz tokmağı kimde bilinir de.....

(Aman susuverin yerin kulağı var, saray duyuverir  sonra!)
(Duysa padişah ne ola ki, davulun sesi daima O'na  uzaktan hoş gelir)
(Ya zindan Düşünceden dolayı ya kırk sopa kırk satır.)
(Sonra yine son satır : Padişahım Çok Yaşa)

Levent ÖZCAN.




Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...